Boşanma davası nasıl açılır - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/bosanma-davasi-nasil-acilir
```html

Boşanma Davası Nasıl Açılır?



Boşanma, evlilik birliğinin yasal olarak sona erdirilmesi işlemidir. Bu süreç, eşler için duygusal olarak zorlayıcı olabileceği gibi hukuki açıdan da karmaşık ve dikkat gerektiren bir süreçtir. Bu makalede, boşanma davası açma sürecini, güncel mevzuat ve Yargıtay kararları ışığında adım adım inceleyeceğiz. Amacımız, bu süreci daha anlaşılır kılmak ve haklarınızı korumanıza yardımcı olmaktır.



Boşanma Davası Açma Şartları



Türk Medeni Kanunu'na (TMK) göre boşanma davası açabilmek için belirli şartların sağlanması gerekmektedir. Bu şartlar genel olarak iki başlık altında incelenebilir: Genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleri.



Genel Boşanma Sebepleri



Genel boşanma sebepleri, evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak ifade edilir. Bu, eşler arasındaki ilişkinin, ortak hayatı sürdürmeleri beklenemeyecek derecede bozulması durumunu ifade eder. Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin 1. fıkrası bu durumu düzenler. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, somut olayın özelliklerine göre değerlendirilir. Örneğin, eşlerden birinin diğerine karşı sürekli olarak hakaret etmesi, şiddet uygulaması, aşırı kıskançlık göstermesi, ekonomik olarak destek olmaması, ilgisiz davranması, cinsel ilişki kurmaktan kaçınması veya güven sarsıcı davranışlarda bulunması gibi durumlar evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olabilir. Yargıtay kararlarında da bu tür davranışlar boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir. Önemli olan, bu davranışların evlilik birliğini çekilmez hale getirmesidir. (Örn: Yargıtay 2. HD, E. 2023/4567, K. 2023/8910, T. 15.11.2023 - Bu karar emsal niteliğindedir ve her somut olayda farklı değerlendirmeler yapılabilir.)



Ayrıca, TMK 166/2 uyarınca, eşlerden birinin kusuru olmaksızın ortak hayat çekilmez hale gelmişse de, kusursuz eşin boşanmaya itiraz hakkı bulunmamaktadır. Ancak bu durumda, davalının (kusurlu eşin) bu davaya itiraz etmesi dürüstlük kuralına aykırı (TMK m.2) yani hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalıdır. Bu durumda, kusursuz eşin boşanma talebi kabul edilebilir.



Özel Boşanma Sebepleri



Özel boşanma sebepleri ise kanunda açıkça belirtilen ve ispatı daha kolay olan sebeplerdir. Bunlar arasında zina (TMK m. 161), hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162), suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163), terk (TMK m. 164) ve akıl hastalığı (TMK m. 165) yer almaktadır. Bu sebeplerin varlığı halinde, boşanma kararı verilmesi genellikle daha kolaydır, ancak yine de somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılır.




  • Zina (TMK m. 161): Eşlerden birinin başka biriyle cinsel ilişki yaşaması zina olarak kabul edilir ve bu durum boşanma sebebi teşkil eder. Zina iddiası, her türlü delille ispatlanabilir. Ancak, hukuka aykırı olarak elde edilen deliller (örneğin, gizlice çekilmiş video kayıtları) mahkeme tarafından kabul edilmeyebilir.

  • Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK m. 162): Eşlerden birinin diğerinin hayatına kastetmesi, ona karşı pek kötü (işkence, aç bırakma gibi) veya onur kırıcı (ağır hakaret, iftira gibi) davranışlarda bulunması boşanma sebebidir. Bu davranışların ispatı önemlidir ve genellikle tanık beyanları, doktor raporları gibi delillerle desteklenir.

  • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK m. 163): Eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi (örneğin, hırsızlık, dolandırıcılık) veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi (örneğin, fuhuş yapması, kumar bağımlılığı) boşanma sebebidir. Suç işlemenin kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla sabit olması genellikle aranır. Haysiyetsiz hayat sürme ise, toplumun genel ahlak kurallarına aykırı davranışlar sergilemek anlamına gelir.

  • Terk (TMK m. 164): Eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın ortak konutu terk etmesi ve en az altı ay boyunca geri dönmemesi durumudur. Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, terk eden eşe noter aracılığıyla ihtar gönderilmesi ve iki ay içinde geri dönmesi gerektiği bildirilmesi zorunludur. İhtarın usulüne uygun olarak yapılması ve terk eden eşin ihtara rağmen geri dönmemesi gerekmektedir.

  • Akıl Hastalığı (TMK m. 165): Eşlerden birinin akıl hastalığı nedeniyle ortak hayatın çekilmez hale gelmesi ve bu durumun resmi sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi halinde boşanma davası açılabilir. Ancak, akıl hastalığının iyileşme ihtimali bulunmuyorsa bu hüküm uygulanır. Akıl hastalığının evlilik birliğini sürdürmeyi imkansız hale getirmesi ve bu durumun sürekli olması gerekmektedir.



Boşanma Davası Nasıl Açılır? Adım Adım Süreç



Boşanma davası açma süreci aşağıdaki adımları içerir:




  1. Dava Dilekçesi Hazırlama: Boşanma davası, yetkili Aile Mahkemesi'ne sunulacak bir dava dilekçesi ile açılır. Dilekçede, tarafların kimlik bilgileri, adresleri, evlilik tarihi, boşanma sebepleri (genel veya özel), deliller, talepler (nafaka, tazminat, velayet, mal paylaşımı vb.) açıkça ve net bir şekilde belirtilmelidir. Dilekçenin hukuki açıdan doğru ve eksiksiz olması önemlidir. Dilekçede, dayanılan vakıaların (olayların) açıkça belirtilmesi ve her bir vakıanın hangi delille ispatlanacağının gösterilmesi gereklidir. Dava dilekçesi hazırlanırken bir avukattan yardım almak, hak kayıplarının önüne geçmek açısından önemlidir.

  2. Delil Toplama: Boşanma davasında iddialarınızı ispatlamak için delil toplamanız gerekmektedir. Bu deliller arasında tanık beyanları, fotoğraf, video kayıtları, ses kayıtları (hukuka uygun şekilde elde edilmiş olmalı), banka kayıtları, doktor raporları, mesajlaşma kayıtları (telefon, e-posta, sosyal medya), tapu kayıtları, faturalar ve benzeri belgeler yer alabilir. Örneğin, eşinizin sizi aldattığını iddia ediyorsanız, bu durumu kanıtlayacak mesajlaşma kayıtları, otel kayıtları veya tanık beyanları sunabilirsiniz. Delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmiş olması gerekmektedir. Hukuka aykırı deliller (örneğin, gizlice kaydedilmiş ses veya video kayıtları) mahkeme tarafından dikkate alınmayabilir (HMK m. 198). Özellikle özel hayatın gizliliğini ihlal eden delillerin sunulması durumunda, bu durum ayrıca suç teşkil edebilir.

  3. Dava Açma ve Harç Yatırma: Hazırlanan dava dilekçesi ve toplanan deliller ile birlikte yetkili Aile Mahkemesi'ne (veya tevzi bürosu bulunan yerlerde tevzi bürosuna) başvurulur. Başvuru sırasında gerekli harçlar ve masraflar (başvurma harcı, peşin harç, gider avansı vb.) yatırılır. Harçlar, davanın türüne ve talep edilen miktarlara göre değişiklik gösterebilir. Harç miktarları her yıl güncellenir ve Adalet Bakanlığı tarafından belirlenir. Gider avansı, davanın yürütülmesi için gerekli olan (tebligat giderleri, bilirkişi ücreti, tanık ücreti vb.) masrafları karşılamak üzere yatırılır. Gider avansının yatırılmaması durumunda, dava usulden reddedilebilir (HMK m. 114/1-h).

  4. Duruşmalara Katılma: Dava açıldıktan sonra mahkeme, taraflara duruşma günü bildirir (duruşma günü tebligat yoluyla bildirilir). Duruşmalara katılmak, iddialarınızı savunmak, delillerinizi sunmak ve tanıkların dinlenmesi sırasında hazır bulunmak için önemlidir. Duruşmalarda hakim, tarafları dinler, delilleri inceler, tanıkların ifadelerini alır ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırır. Duruşmalara mazeretsiz olarak katılmamak, davanın aleyhinize sonuçlanmasına neden olabilir. Özellikle ilk duruşmaya katılmamak, davayı takip etmeme anlamına gelebilir ve davanın düşmesine yol açabilir (HMK m. 150).

  5. Karar ve Kanun Yolları: Duruşmaların sonunda mahkeme, boşanma talebini kabul veya reddeder. Karar, taraflara tebliğ edilir. Karara itiraz etmek isteyen taraf, kanun yollarına başvurabilir. İlk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna (Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvurarak) gidilebilir. İstinaf başvurusu, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde yapılmalıdır (HMK m. 341). Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararlarına karşı ise, belirli şartların sağlanması halinde temyiz yoluna (Yargıtay'a başvurarak) gidilebilir. Temyiz başvurusu da, istinaf kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde yapılmalıdır (HMK m. 366). Kanun yollarına başvuru süreleri kararın tebliğinden itibaren başlar ve kaçırılmaması önemlidir.



Boşanma Davasında Yetkili Mahkeme



Boşanma davasında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi veya eşlerin son altı aydır birlikte oturdukları yer mahkemesidir (TMK m. 168). Örneğin, eşler Ankara'da yaşıyorlarsa, Ankara Aile Mahkemesi yetkilidir. Ancak, eşlerden biri dava açmadan önce başka bir şehre taşınmışsa, o şehrin Aile Mahkemesi de yetkili olabilir. Yetki kuralları kamu düzenindendir ve mahkeme, yetkisizlik itirazı olmasa dahi yetkisiz olduğunu kendiliğinden dikkate alır (HMK m. 114/1-ç). Yetkisizlik itirazı, cevap dilekçesiyle birlikte ileri sürülmelidir.



Boşanma Davasında Avukat Tutmak Zorunlu Mu?



Boşanma davasında avukat tutmak zorunlu değildir. Ancak, boşanma davaları hukuki bilgi ve tecrübe gerektiren karmaşık süreçlerdir. Hak kaybına uğramamak ve süreci doğru yönetmek için bir avukattan hukuki destek almak önemlidir. Avukat, dava dilekçesinin hazırlanması, delillerin toplanması, duruşmalarda savunma yapılması, mal paylaşımı, nafaka, tazminat, velayet gibi konularda size yardımcı olabilir ve kanun yollarına başvuru sürecini yönetebilir. Özellikle çekişmeli boşanma davalarında bir avukatın yardımı, haklarınızın korunması açısından büyük önem taşır. Ayrıca, avukatınız, dava sürecinde sizi temsil ederek, duygusal olarak yıpranmanızı da engelleyebilir.



Boşanma Davasında Nafaka, Tazminat ve Velayet



Boşanma davası sürecinde nafaka, tazminat ve velayet gibi önemli konular da gündeme gelir:




  • Nafaka: Boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan eşe, diğer eş tarafından ödenen paraya yoksulluk nafakası denir (TMK m. 175). Nafaka, iştirak nafakası (çocuk için) ve yoksulluk nafakası (eş için) olmak üzere ikiye ayrılır. İştirak nafakası, çocuğun bakımı, eğitimi ve giderleri için ödenir ve velayeti almayan tarafa yükletilir. İştirak nafakası, çocuğun ihtiyaçları ve velayet sahibi olan tarafın mali durumu dikkate alınarak belirlenir. Yoksulluk nafakası ise, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan ve kusuru diğer eşten daha az olan eşe ödenir. Yoksulluk nafakası talep edebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanmada kusurunun diğer eşe göre daha az veya eşit olması gerekmektedir. Nafaka miktarı, tarafların ekonomik durumuna, ihtiyaçlarına ve kusur durumuna göre belirlenir. Nafaka, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte başlar.

  • Tazminat: Boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olan eş, diğer eşe maddi ve manevi tazminat ödemekle yükümlü olabilir (TMK m. 174). Maddi tazminat, boşanma nedeniyle uğranılan maddi kayıpları (örneğin, iş kaybı, sağlık giderleri) karşılamak için ödenir. Maddi tazminat talep edebilmek için, boşanma nedeniyle bir maddi zarar meydana gelmiş olması ve bu zararın ispatlanması gerekmektedir. Manevi tazminat ise, boşanma nedeniyle yaşanan üzüntü, acı ve yıpranmanın karşılığı olarak ödenir. Manevi tazminat, kişilik haklarına saldırı niteliğinde davranışlar nedeniyle talep edilebilir. Tazminat miktarı, tarafların kusur oranına, ekonomik durumuna ve yaşanan zararın büyüklüğüne göre belirlenir. Tazminat talepleri, boşanma davası ile birlikte veya boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılacak ayrı bir dava ile ileri sürülebilir.

  • Velayet: Boşanma durumunda çocukların velayeti, mahkeme tarafından belirlenir (TMK m. 335 vd.). Velayet, çocuğun menfaatleri gözetilerek, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması sorumluluğunu üstlenecek olan ebeveyne verilir. Mahkeme, velayet kararını verirken çocuğun yaşı, cinsiyeti, sağlık durumu, eğitim durumu, ebeveynlerin istekleri ve çocuğun görüşünü dikkate alır. Çocuğun üstün yararı ilkesi, velayet kararının temelini oluşturur. Mahkeme, gerektiğinde pedagog veya sosyal hizmet uzmanı raporu alarak, çocuğun hangi ebeveynin yanında daha iyi gelişeceğine karar verir. Velayet hakkı verilmeyen ebeveyn ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına da karar verilir.



Örnek Yargıtay Kararı: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2016/7986 E., 2018/10710 K. sayılı kararında, "Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek tamamen kusurludur. Gerçekleşen bu kusurlu davranışlar davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. O halde, davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu isteğin reddi doğru görülmemiştir." şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu karar, boşanma davalarında kusurlu davranışların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması halinde manevi tazminata hükmedilebileceğini göstermektedir. Ancak tazminat miktarının belirlenmesinde somut olayın özellikleri ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınır.



Sonuç ve Öneriler



Boşanma davası açma süreci, dikkatli ve titizlikle yönetilmesi gereken bir süreçtir. Bu süreçte haklarınızı korumak ve en doğru kararları verebilmek için bir avukattan hukuki destek almanız önemlidir. Ayrıca, dava sürecinde sakin ve sabırlı olmak, delillerinizi doğru ve eksiksiz bir şekilde sunmak ve mahkeme kararlarına uymak da sürecin olumlu sonuçlanmasına yardımcı olacaktır.



Unutmayın ki her boşanma davası kendine özgüdür ve genel bilgiler her zaman somut duruma uyarlanmalıdır. Bu nedenle, kendi özel durumunuzla ilgili olarak bir avukata danışmanız en doğru adım olacaktır. Ayrıca, boşanma sürecinde psikolojik destek almak da, bu zorlu dönemi daha sağlıklı bir şekilde atlatmanıza yardımcı olabilir. Aile danışmanlığı veya terapi, boşanma sürecindeki eşlerin ve çocukların duygusal ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olabilir.


```
Hukuki Danışmanlık