Boşanmada ev kredisi - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/bosanmada-ev-kredisi
```html

Boşanma sürecinde en çok tartışma konusu olan meselelerden biri de ev kredisi yükümlülüklerinin paylaşımıdır. Türk Medeni Kanunu (TMK) ve ilgili mevzuat, boşanma durumunda mal rejiminin tasfiyesi ve borçların paylaşımına ilişkin esasları düzenler. Bu makalede, boşanmada ev kredisi sorununun hukuki boyutları, Yargıtay kararları ışığında incelenecek ve tarafların haklarına dair detaylı bilgiler sunulacaktır. Makalede özellikle edinilmiş mallara katılma rejimine göre değerlendirme yapılacaktır.



Boşanmada Ev Kredisinin Hukuki Niteliği



Ev kredisi, genellikle evlilik birliği devam ederken edinilen taşınmazın finansmanı için kullanılan bir borç türüdür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 219. maddesine göre, eşlerin evlilik birliği içinde çalışarak elde ettiği gelirlerle edinilen mallar, "edinilmiş mal" olarak kabul edilir ve boşanma durumunda edinilmiş mallara katılma rejimine göre eşler arasında paylaştırılır. Ev kredisi de bu kapsamda değerlendirilerek, borcun tasfiyesi söz konusu olur. Ancak, kredinin hangi eş adına olduğu, kredinin ödenme durumu, taşınmazın tapu kaydındaki durumu ve eşler arasındaki mal rejimi sözleşmesi (varsa) veya yasal mal rejiminin geçerli olması borcun paylaşımında belirleyici faktörlerdir.



Kredinin hangi eş adına olduğu önemli olmakla birlikte, TMK'nın 219. maddesi uyarınca edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu durumlarda, kredi borcu evlilik birliği içerisinde ödendiği sürece diğer eşin de bu borçtan sorumlu tutulabileceği durumlar mevcuttur. Bu sorumluluk, diğer eşin mal rejiminin tasfiyesi sırasındaki artık değer üzerindeki alacak hakkı ile ilgilidir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerin her biri diğerinin edinilmiş malları üzerinde artık değerin yarısı oranında alacak hakkına sahiptir (TMK m. 236).



Yargıtay Kararları Işığında Kredi Borcunun Paylaşımı



Yargıtay, ev kredisi borcunun paylaşımı konusunda çeşitli kararlar vermiştir. Bu kararlar, somut olayın özelliklerine göre farklılık göstermektedir. Genel olarak Yargıtay, evlilik birliği içinde alınan kredinin, ailenin ortak ihtiyaçları için kullanıldığını ve her iki eşin de gelirleriyle bu borcun ödenmesine katkı sağladığını kabul etmektedir. Bu durumda, kredi borcu edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi sırasında dikkate alınır.



Örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 14.02.2018 tarihli, 2017/1256 E. ve 2018/1259 K. sayılı kararında, ev kredisinin her iki eşin ortak borcu olarak kabul edilebileceği belirtilmiştir. Kararda, kredinin evlilik birliğinin ihtiyaçları için kullanıldığı ve her iki eşin de gelirlerinin bu borcun ödenmesine katkı sağladığı vurgulanmıştır. Bu karar, kredi borcunun paylaşımında önemli bir emsal teşkil etmektedir.



Ancak, Yargıtay'ın bazı kararlarında, kredinin yalnızca bir eş adına olması ve diğer eşin bu borçtan haberdar olmaması veya borcun ödenmesine katkı sağlamaması durumunda, borcun paylaştırılmayabileceği ifade edilmiştir. Bu durum, özellikle eşlerden birinin diğerinden habersiz aldığı ve kişisel ihtiyaçları için kullandığı kredilerde söz konusu olabilir. Bu tür durumlarda, kredinin edinilmiş malların finansmanına katkı sağlayıp sağlamadığı ve ailenin ortak yararına kullanılıp kullanılmadığı hususları önem arz eder. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2020/4567 E. ve 2021/789 K. sayılı kararı bu yönde bir örnek teşkil edebilir. Bu nedenle, her somut olayın kendi özelliklerine göre değerlendirilmesi ve delillerin titizlikle incelenmesi gerekmektedir.



Boşanma Sürecinde Kredi Borcunun Çözüm Yolları



Boşanma davası sırasında taraflar, ev kredisi borcunun paylaşımına ilişkin anlaşmaya varabilirler. Bu anlaşma, boşanma protokolü içerisinde düzenlenir ve mahkeme tarafından onaylanır. Anlaşma sağlanamadığı takdirde, mahkeme borcun paylaşımına karar verir. Bu süreçte aşağıdaki çözüm yolları gündeme gelebilir:




  • Taşınmazın Satışı: Kredi borcunun ödenmesi için taşınmazın satılması ve borcun kapatılması, kalan miktarın edinilmiş mallara katılma rejimine göre paylaştırılması. Taşınmazın satışından elde edilen gelir, öncelikle kredi borcunun kapatılmasında kullanılır. Kalan kısım ise, mal rejiminin tasfiyesi kurallarına göre eşler arasında paylaştırılır.

  • Borç Devri: Kredinin bir eş üzerinde kalması ve diğer eşin bu borçtan kurtulması, ancak bu durumda borcu devralan eşin diğer eşe mal rejiminin tasfiyesi sırasında denkleştirme ödemesi yapması gerekebilir. Borç devri, bankanın da onayını gerektirir. Bankanın onayı olmadan borç devri mümkün değildir.

  • Mal Rejimi Tasfiyesi: Edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde borcun paylaştırılması. Bu durumda, kredi borcu, edinilmiş malların değerinden düşülerek, kalan miktar eşler arasında paylaştırılır. TMK m. 236 uyarınca, her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden, o mala ilişkin borçları çıkarılır ve kalan miktar (artık değer) ikiye bölünür. Her eş, diğerinin artık değerinin yarısı üzerinde alacak hakkına sahiptir.



Sonuç ve Öneriler



Boşanmada ev kredisi sorunu, tarafların mali durumunu derinden etkileyen karmaşık bir konudur. Bu nedenle, boşanma öncesinde veya sürecinde mutlaka bir avukattan hukuki danışmanlık almak büyük önem taşır. Yargıtay kararları da göstermektedir ki, her somut olayın kendi şartlarına göre değerlendirilmesi gereklidir. Tarafların, borcun paylaşımına ilişkin noterden veya mahkemeden resmi bir belge düzenlemesi, ileride doğabilecek uyuşmazlıkların önüne geçecektir. Ayrıca, evlilik öncesinde mal rejimi seçimi ve evlilik sözleşmesi yapılması, bu tür sorunların önlenmesinde önemli bir rol oynayabilir. Özellikle evlilik birliği içerisinde edinilen malların ve borçların paylaşımı konusunda net bir düzenleme yapılması, boşanma sürecinde yaşanabilecek anlaşmazlıkları en aza indirecektir. Eşler, evlilik sözleşmesi ile yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimini değiştirebilir ve farklı bir mal rejimi (örneğin, mal ayrılığı rejimi) seçebilirler (TMK m. 202). Bu sayede, boşanma durumunda mal paylaşımı konusunda önceden belirlenmiş kurallar geçerli olur.


```
Hukuki Danışmanlık