Boşanma sürecinde taraflar arasında hükmedilen nafaka, tazminat veya mal paylaşımı gibi yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda, alacaklı taraf icra takibi başlatarak borçlunun maaşına haciz koydurma yoluyla alacağını tahsil edebilir. Türk hukuk sisteminde boşanmada maaş haczi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK) ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) hükümlerine göre düzenlenmiştir. Bu makalede, boşanma davalarında maaş haczi sürecinin hukuki boyutları, şartları, uygulamadaki örnekler ve Yargıtay kararları detaylı şekilde incelenecektir.
Boşanmada Maaş Haczi Nedir?
Boşanma sonrasında mahkeme kararıyla hükmedilen nafaka (iştirak, yoksulluk nafakası) veya diğer mali yükümlülükleri (tazminat, katkı payı alacağı vb.) yerine getirmeyen tarafın maaşına haciz konulması, alacaklının hakkını korumaya yönelik bir cebri icra yöntemidir. Maaş haczi, borçlunun düzenli gelirinin bir kısmının icra dairesi aracılığıyla alacaklıya ödenmesini sağlar. Bu süreç, İcra ve İflas Kanunu'nun 83. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Haczedilebilirlik sınırı, İİK'nın 83. maddesi uyarınca belirlenir ve borçlunun maaşının belirli bir oranını aşamaz, ancak nafaka alacaklarında bu sınırlama farklılık gösterir.
Boşanmada Maaş Haczinin Şartları
Maaş haczi için öncelikle kesinleşmiş bir mahkeme kararı veya ilam niteliğinde bir belge (örneğin, noter senedi veya arabuluculuk anlaşma belgesi) ve bu karara dayalı olarak başlatılmış bir icra takibi bulunması gereklidir. Boşanma davası sonucunda hükmedilen nafaka veya tazminat gibi ödemelerin süresinde yapılmaması halinde, alacaklı icra dairesine başvurarak haciz talebinde bulunabilir. İİK'nın 83. maddesine göre, borçlunun maaşının en fazla dörtte birine haciz konulabilir. Ancak, aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca nafaka alacakları için bu sınırlama geçerli değildir; nafaka borcu, borçlunun maaşının tamamına yakın bir kısmını kapsayacak şekilde haczedilebilir. Bu durum, nafaka alacağının niteliği ve önceliğinden kaynaklanmaktadır. Nafaka alacakları, diğer alacaklara göre öncelikli olup, İİK'nın 344. maddesi uyarınca nafaka yükümlülüğünü ihlal eden borçlu hakkında ayrıca ceza davası açılabilir.
Maaş Haczi Süreci Nasıl İşler?
Alacaklı, icra dairesine başvurarak haciz talebinde bulunur ve gerekli masrafları (harç, tebligat giderleri vb.) öder. İcra dairesi, borçlunun çalıştığı işyerine İİK'nın 89/1 maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderir. Bu ihbarnamede, işverenden borçlunun maaşından belirlenen oranda (genellikle 1/4, nafaka alacaklarında ise farklı) kesinti yapılması ve icra dairesine ödeme yapılması istenir. İşveren, yasal süresi içinde (genellikle 7 gün) icra dairesine cevap vermek zorundadır. Cevap vermemesi halinde işveren, borçlunun borcundan sorumlu tutulabilir (İİK m. 89/4). İcra dairesi, kesilen parayı alacaklıya öder. Borçlu, icra takibine veya haciz işlemine karşı yasal süresi içinde itiraz edebilir. İtirazın kabul edilmesi halinde haciz işlemi durdurulur. İtirazın reddi halinde ise haciz kesintisi devam eder.
Yargıtay Kararları ve Uygulamadaki Örnekler
Yargıtay, boşanma davalarında maaş haczi konusunda birçok karar vermiştir. Örneğin, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin kararlarında, nafaka alacaklarının tahsilinde İİK'nın 83. maddesindeki sınırlamanın uygulanamayacağı, nafaka borcunun borçlunun maaşının tamamına yakın bir kısmını kapsayacak şekilde haczedilebileceği belirtilmiştir (Örn: Yargıtay 12. HD, 2016/13278 E., 2017/3672 K., 28.03.2017 tarihli kararı). Ayrıca, Yargıtay kararlarında, borçlunun başka gelirlerinin bulunmaması ve maaşının haczedilmesi halinde geçimini sürdüremeyecek duruma düşmesi halinde dahi, nafaka alacağının önceliği nedeniyle haczin kaldırılmasının mümkün olmadığı vurgulanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/12-877 E., 2020/553 K. sayılı kararında da nafaka alacaklarının önceliği açıkça belirtilmiştir. Bu kararda, nafaka alacağının kamu düzenine ilişkin olduğu ve borçlunun asgari geçimini sağlaması gerekliliğinin nafaka alacağının tahsilini engellemeyeceği ifade edilmiştir.
Boşanmada Maaş Haczine İtiraz
Borçlu, maaş haczi kararına karşı icra mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, icra emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır (İİK m. 62). İtiraz, icra dairesine yapılır ve icra mahkemesine gönderilir. İtirazın geçerli olması için, borcun ödenmiş olması, zamanaşımına uğramış olması (nafaka alacaklarında zamanaşımı süresi 10 yıldır, BK m. 146), icra takibinin dayanağı olan ilamın (mahkeme kararının) kesinleşmemiş olması (nafaka ilamları kesinleşmeden icraya konulabilir, ancak tazminat ve mal paylaşımı ilamlarının kesinleşmesi gerekir) veya haciz oranının yasal sınırları aşması gibi hukuki gerekçeler sunulmalıdır. Ayrıca, borçlu, maaşının haczedilmesi nedeniyle ailesinin geçimini sürdürmekte zorlandığını ileri sürerek de icra mahkemesine başvurabilir. Ancak, bu durumda mahkeme, borçlunun ve ailesinin durumunu, gelir ve giderlerini dikkate alarak bir karar verecektir. İtirazın kabul edilmesi halinde haciz işlemi durdurulur veya haciz oranı düşürülebilir. İcra mahkemesi, itirazı değerlendirirken İİK'nın 83/2. maddesindeki nafaka alacaklarının önceliği ilkesini göz önünde bulunduracaktır.
Sonuç ve Öneriler
Boşanma davalarında maaş haczi, alacaklının haklarını korumak için önemli bir hukuki araçtır. Ancak, bu sürecin yasal sınırlar içinde yürütülmesi ve borçlunun asgari geçim düzeyinin korunması da önemlidir. Özellikle nafaka alacaklarında, alacaklının mağduriyetinin giderilmesi amacıyla maaşın büyük bir kısmına haciz konulabilmesi mümkündür. Tarafların süreç hakkında bilinçli olması, haklarını bilmesi ve gerektiğinde hukuki destek alması, olası uyuşmazlıkların önlenmesi açısından önemlidir. Ayrıca, Yargıtay kararları ve mevzuat değişiklikleri takip edilerek sürecin doğru yönetilmesi gereklidir. Boşanma davalarında uzman bir avukattan hukuki yardım almak, tarafların hak kayıplarını önleyebilir ve sürecin daha adil bir şekilde yürütülmesini sağlayabilir. Arabuluculuk gibi alternatif çözüm yolları da, boşanma sürecinde mali yükümlülüklerin belirlenmesi ve yerine getirilmesi konusunda taraflara yardımcı olabilir.
```