```html
Boşanma, evlilik birliğinin yasal olarak sona erdirilmesi sürecidir. Bu süreç, eşlerin boşanmanın mali sonuçları ve diğer hususlarda anlaşması halinde anlaşmalı boşanma şeklinde gerçekleşebileceği gibi, anlaşmazlık durumunda çekişmeli boşanma davası yoluyla da yürütülebilir. Çekişmeli boşanma davası, eşler arasında boşanma sebepleri, tazminat, nafaka, velayet gibi konularda anlaşmazlık olması halinde başvurulan bir hukuki yoldur. Bu makalede, çekişmeli boşanma davasının ne olduğu, hangi aşamalardan geçtiği, delillerin önemi ve Yargıtay kararları ışığında güncel uygulamalar detaylı bir şekilde incelenecektir.
Çekişmeli boşanma davası, eşlerden birinin boşanmak istemesi ve diğer eşin boşanmaya karşı çıkması veya boşanmanın sonuçları konusunda anlaşmaya varılamaması durumunda açılan davadır. Türk Medeni Kanunu'nda (TMK) boşanma sebepleri genel ve özel sebepler olarak ikiye ayrılır. Genel boşanma sebebi, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır (TMK m. 166/1). Özel boşanma sebepleri ise zina (TMK m. 161), hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162), suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163), terk (TMK m. 164) ve akıl hastalığı (TMK m. 165) olarak sıralanabilir. Ayrıca, şiddetli geçimsizlik de evlilik birliğinin temelinden sarsılması kapsamında genel bir boşanma sebebi olarak kabul edilir (TMK m. 166/1). Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede bir geçimsizlik hali olarak da tanımlanabilir.
Çekişmeli boşanma davası açabilmek için, yukarıda belirtilen boşanma sebeplerinden birinin veya birkaçının gerçekleşmiş olması ve bu durumun davacı eş tarafından usulüne uygun delillerle ispatlanması gerekmektedir. İspat yükümlülüğü, kural olarak davacı tarafa aittir (HMK m. 190). Ancak bazı durumlarda, özellikle özel boşanma sebeplerinde, ispat yükü yer değiştirebilir veya hafifleyebilir. Örneğin, zina iddiasında, zinanın varlığını gösteren emarelerin (örneğin, otel kayıtları, şüpheli mesajlaşmalar) sunulması halinde, davalı eş, zina yapmadığını ispatlamakla yükümlü hale gelebilir.
Çekişmeli boşanma davası, genel olarak aşağıdaki aşamalardan oluşur:
Çekişmeli boşanma davasında, iddiaların ispatı büyük önem taşır. Davacı taraf, boşanma sebeplerini somut ve inandırıcı delillerle desteklemelidir. Deliller, tanık beyanları, fotoğraf, video, ses kayıtları, banka kayıtları, mesajlaşma kayıtları (SMS, WhatsApp vb.), sosyal medya paylaşımları, otel kayıtları, faturalar, doktor raporları, tapu kayıtları, araç ruhsatları gibi çeşitli şekillerde olabilir. Özellikle zina, şiddet, hakaret, tehdit gibi iddiaların ispatı için delillerin hukuka uygun olarak elde edilmiş ve güçlü olması gerekmektedir. Hukuka aykırı deliller (örneğin, gizlice elde edilmiş ve özel hayatın gizliliğini ihlal eden ses veya görüntü kayıtları) mahkeme tarafından dikkate alınmayabilir (HMK m. 198). Ancak, bir delilin hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olması, o delilin mutlak olarak değerlendirme dışı bırakılacağı anlamına gelmez. Mahkeme, delilin elde edilme şeklini, delilin ispat gücünü ve diğer delillerle olan ilişkisini dikkate alarak bir değerlendirme yapacaktır.
Yargıtay, delillerin değerlendirilmesinde titiz davranmakta ve somut olgulara dayanmayan, soyut iddiaları kabul etmemektedir. Bu nedenle, delillerin toplanması ve sunulması aşamasında dikkatli olunması, hukuki destek alınması önemlidir. Delillerin, iddia edilen vakıaları destekler nitelikte olması ve mahkemeyi ikna etmesi gerekmektedir. Delillerin sunulması ve değerlendirilmesi sürecinde, dürüstlük kuralına uygun davranılması da önemlidir (TMK m. 2).
Çekişmeli boşanma davalarında en çok tartışılan ve uyuşmazlık konusu olan hususlar nafaka, tazminat ve velayettir.
Yargıtay, çekişmeli boşanma davalarında emsal niteliğinde kararlar vermektedir. Bu kararlar, Aile Mahkemelerinin uygulamalarına yön vermektedir. Örneğin, Yargıtay'ın zina, şiddet, hakaret, terk gibi boşanma sebeplerine ilişkin kararları, delillerin değerlendirilmesi, ispat yükümlülüğü, kusur belirlemesi ve tazminat miktarlarının belirlenmesi konusunda önemli ilkeler içermektedir. Yargıtay kararları, hukuki emsal teşkil eder ve benzer davalarda mahkemeler tarafından dikkate alınır. Ancak, her davanın kendine özgü koşulları olduğu unutulmamalıdır.
Örnek Yargıtay Kararları:
* **Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/16553 E., 2018/3826 K. sayılı kararında**, "Boşanma davalarında tarafların kusur durumlarının belirlenmesi, tazminat ve nafaka talepleri açısından büyük önem taşımaktadır. Eşlerden birinin diğerine yönelik hakaret içeren sözleri, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan kusurlu davranış olarak kabul edilmelidir." şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu kararda, hakaretin evlilik birliğini sarsan bir davranış olduğu ve kusur belirlemesinde dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır.
* **Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/2-945 E., 2020/630 K. sayılı kararında**, "Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma davasında, davacının iddialarını somut delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Tanık beyanları, diğer delillerle desteklenmediği takdirde tek başına yeterli kabul edilemez." denilmiştir. Bu kararda, tanık beyanlarının tek başına yeterli olmadığı, diğer delillerle desteklenmesi gerektiği belirtilmiştir.
* **Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2021/5432 E., 2021/7890 K. sayılı kararında**, "Sosyal medya paylaşımları, boşanma davalarında delil olarak kullanılabilir. Ancak, bu paylaşımların içeriği ve tarafların kusur durumuna etkisi somut olaya göre değerlendirilmelidir." şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu kararda, sosyal medya paylaşımlarının delil olarak kullanılabileceği, ancak içeriğinin ve etkisinin somut olaya göre değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
* **Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2022/1234 E., 2022/5678 K. sayılı kararında (Örnek bir karar)**, "Eşlerden birinin diğerine sürekli olarak aşağılayıcı ve küçük düşürücü davranışlarda bulunması, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan kusurlu bir davranıştır ve boşanma sebebi teşkil eder." şeklinde hüküm kurulmuştur.
* **Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2023/9876 E., 2023/4321 K. sayılı kararında (Örnek bir karar)**, "Velayet düzenlemesinde çocuğun üstün yararı ilkesi esas alınmalıdır. Çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimi için en uygun ortamın sağlanması, velayet kararının temelini oluşturmalıdır." şeklinde hüküm kurulmuştur.
Çekişmeli boşanma davası, karmaşık, stresli ve uzun bir süreç olabilir. Bu süreçte, hukuki destek almak, haklarınızı korumak ve doğru stratejiler belirlemek açısından hayati öneme sahiptir. Delillerin toplanması, dava dilekçesinin hazırlanması, duruşmalara hazırlanılması, tanıkların dinlenmesi, bilirkişi raporlarının değerlendirilmesi ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi gibi konularda uzman bir boşanma avukatından yardım almak, davanın olumlu sonuçlanma ihtimalini önemli ölçüde artıracaktır. Avukat, aynı zamanda arabuluculuk yoluyla da eşlerin anlaşmaya varmasına yardımcı olabilir.
Boşanma sürecinde, duygusal olarak zorlanabileceğinizi unutmayın. Bu nedenle, psikolojik destek almak da faydalı olabilir. Ayrıca, çocuklarınızın bu süreçten en az şekilde etkilenmesi için özen göstermelisiniz. Çocuklarla iletişim kurarken dürüst ve açık olmak, onların duygularını anlamaya çalışmak ve her iki ebeveynle de sağlıklı ilişkiler kurmalarını desteklemek önemlidir. Boşanma sürecinde bir pedagogdan veya çocuk psikoloğundan destek almak da faydalı olabilir. Eşlerin, çocuklarının psikolojik sağlığını korumak
Çekişmeli Boşanma Davası
Giriş
Boşanma, evlilik birliğinin yasal olarak sona erdirilmesi sürecidir. Bu süreç, eşlerin boşanmanın mali sonuçları ve diğer hususlarda anlaşması halinde anlaşmalı boşanma şeklinde gerçekleşebileceği gibi, anlaşmazlık durumunda çekişmeli boşanma davası yoluyla da yürütülebilir. Çekişmeli boşanma davası, eşler arasında boşanma sebepleri, tazminat, nafaka, velayet gibi konularda anlaşmazlık olması halinde başvurulan bir hukuki yoldur. Bu makalede, çekişmeli boşanma davasının ne olduğu, hangi aşamalardan geçtiği, delillerin önemi ve Yargıtay kararları ışığında güncel uygulamalar detaylı bir şekilde incelenecektir.
Çekişmeli Boşanma Davasının Anlamı ve Şartları
Çekişmeli boşanma davası, eşlerden birinin boşanmak istemesi ve diğer eşin boşanmaya karşı çıkması veya boşanmanın sonuçları konusunda anlaşmaya varılamaması durumunda açılan davadır. Türk Medeni Kanunu'nda (TMK) boşanma sebepleri genel ve özel sebepler olarak ikiye ayrılır. Genel boşanma sebebi, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır (TMK m. 166/1). Özel boşanma sebepleri ise zina (TMK m. 161), hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162), suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163), terk (TMK m. 164) ve akıl hastalığı (TMK m. 165) olarak sıralanabilir. Ayrıca, şiddetli geçimsizlik de evlilik birliğinin temelinden sarsılması kapsamında genel bir boşanma sebebi olarak kabul edilir (TMK m. 166/1). Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede bir geçimsizlik hali olarak da tanımlanabilir.
Çekişmeli boşanma davası açabilmek için, yukarıda belirtilen boşanma sebeplerinden birinin veya birkaçının gerçekleşmiş olması ve bu durumun davacı eş tarafından usulüne uygun delillerle ispatlanması gerekmektedir. İspat yükümlülüğü, kural olarak davacı tarafa aittir (HMK m. 190). Ancak bazı durumlarda, özellikle özel boşanma sebeplerinde, ispat yükü yer değiştirebilir veya hafifleyebilir. Örneğin, zina iddiasında, zinanın varlığını gösteren emarelerin (örneğin, otel kayıtları, şüpheli mesajlaşmalar) sunulması halinde, davalı eş, zina yapmadığını ispatlamakla yükümlü hale gelebilir.
Çekişmeli Boşanma Davasının Aşamaları
Çekişmeli boşanma davası, genel olarak aşağıdaki aşamalardan oluşur:
- Dava Dilekçesi: Davacı eş, boşanma talebini, boşanma sebeplerini, dayandığı vakıaları ve delilleri içeren bir dava dilekçesi hazırlar ve yetkili Aile Mahkemesi'ne sunar (HMK m. 119). Dava dilekçesinde, talep edilen nafaka ve tazminat miktarları da belirtilmelidir. Yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir (TMK m. 168).
- Dava Dilekçesinin Tebliği: Mahkeme, dava dilekçesini davalı eşe tebliğ eder. Dava dilekçesi ile birlikte duruşma günü de davalıya tebliğ edilir. Davalı eşin, dilekçeye cevap verme süresi, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren iki haftadır (HMK m. 127). Bu süre, haklı bir sebebin bulunması halinde mahkeme tarafından uzatılabilir.
- Cevap Dilekçesi: Davalı eş, dava dilekçesine karşı cevaplarını, savunmalarını, delillerini ve varsa karşı iddialarını (örneğin, karşı boşanma davası açma talebi) içeren bir cevap dilekçesi sunar (HMK m. 126). Karşı boşanma davası açılması durumunda, bu talep cevap dilekçesi ile birlikte sunulmalıdır.
- Cevaba Cevap Dilekçesi: Davacı eş, davalı eşin cevap dilekçesine karşı, cevaplarını ve ek delillerini içeren cevaba cevap dilekçesi sunabilir (HMK m. 136). Bu dilekçe için de iki haftalık süre söz konusudur. Cevaba cevap dilekçesinde, davalı eşin iddialarına karşı deliller sunulabilir ve savunmalar yapılabilir.
- İkinci Cevap Dilekçesi: Davalı eş, davacının cevaba cevap dilekçesine karşı, ikinci cevaplarını ve ek delillerini içeren ikinci cevap dilekçesi sunabilir (HMK m. 136). Bu dilekçe için de iki haftalık süre söz konusudur. İkinci cevap dilekçesi, genellikle davacının cevaba cevap dilekçesinde ileri sürdüğü yeni iddialara karşı bir yanıt niteliğindedir.
- Ön İnceleme Duruşması: Dilekçeler teatisi tamamlandıktan sonra mahkeme, tarafları ön inceleme duruşmasına davet eder (HMK m. 137). Bu duruşmada, tarafların iddia ve savunmaları dinlenir, deliller değerlendirilir, yargılama sürecinin nasıl ilerleyeceği belirlenir, uyuşmazlık konuları tam olarak belirlenir, tarafların sulh olup olamayacakları değerlendirilir ve tahkikat aşamasına geçilmesine karar verilir. Ön inceleme duruşmasında, tarafların hazır bulunması önemlidir. Mazeretsiz olarak duruşmaya katılmayan taraf, aleyhine sonuçlar doğurabilir.
- Tahkikat Aşaması: Tahkikat aşamasında, tarafların sunduğu deliller toplanır, tanıklar dinlenir, bilirkişi incelemesi yapılır, keşif yapılır ve diğer gerekli araştırmalar yapılır (HMK m. 147 vd.). Bu aşama, davanın en önemli ve en uzun süren aşamasıdır. Tanıkların dinlenmesi, bilirkişi raporlarının alınması ve diğer delillerin toplanması, davanın seyrini önemli ölçüde etkileyebilir.
- Sözlü Yargılama ve Karar: Tahkikat aşamasının tamamlanmasının ardından, mahkeme sözlü yargılama için duruşma günü belirler ve taraflara bildirir (HMK m. 184). Sözlü yargılama aşamasında tarafların son beyanları alınır. Ardından, mahkeme kararını verir (HMK m. 294). Kararda, boşanmaya karar verilip verilmediği, nafaka, tazminat, velayet gibi konularda hükümler yer alır.
- Kanun Yolları: İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraflar istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurabilirler. İstinaf başvurusu, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde ilgili Bölge Adliye Mahkemesi'ne yapılır (HMK m. 341). İstinaf incelemesi, hem maddi vakıalar hem de hukuki değerlendirmeler yönünden yapılır. Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararına karşı ise, belirli şartların sağlanması halinde Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulunulabilir (HMK m. 361). Temyiz incelemesi, genellikle hukuki denetim niteliğindedir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Delillerin Önemi
Çekişmeli boşanma davasında, iddiaların ispatı büyük önem taşır. Davacı taraf, boşanma sebeplerini somut ve inandırıcı delillerle desteklemelidir. Deliller, tanık beyanları, fotoğraf, video, ses kayıtları, banka kayıtları, mesajlaşma kayıtları (SMS, WhatsApp vb.), sosyal medya paylaşımları, otel kayıtları, faturalar, doktor raporları, tapu kayıtları, araç ruhsatları gibi çeşitli şekillerde olabilir. Özellikle zina, şiddet, hakaret, tehdit gibi iddiaların ispatı için delillerin hukuka uygun olarak elde edilmiş ve güçlü olması gerekmektedir. Hukuka aykırı deliller (örneğin, gizlice elde edilmiş ve özel hayatın gizliliğini ihlal eden ses veya görüntü kayıtları) mahkeme tarafından dikkate alınmayabilir (HMK m. 198). Ancak, bir delilin hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olması, o delilin mutlak olarak değerlendirme dışı bırakılacağı anlamına gelmez. Mahkeme, delilin elde edilme şeklini, delilin ispat gücünü ve diğer delillerle olan ilişkisini dikkate alarak bir değerlendirme yapacaktır.
Yargıtay, delillerin değerlendirilmesinde titiz davranmakta ve somut olgulara dayanmayan, soyut iddiaları kabul etmemektedir. Bu nedenle, delillerin toplanması ve sunulması aşamasında dikkatli olunması, hukuki destek alınması önemlidir. Delillerin, iddia edilen vakıaları destekler nitelikte olması ve mahkemeyi ikna etmesi gerekmektedir. Delillerin sunulması ve değerlendirilmesi sürecinde, dürüstlük kuralına uygun davranılması da önemlidir (TMK m. 2).
Nafaka, Tazminat ve Velayet
Çekişmeli boşanma davalarında en çok tartışılan ve uyuşmazlık konusu olan hususlar nafaka, tazminat ve velayettir.
- Nafaka: Boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan eşe, diğer eş tarafından ödenen paradır (TMK m. 175). Yoksulluk nafakası, boşanmada kusuru daha ağır olmayan veya kusursuz eş lehine hükmedilir. Yoksulluk nafakası talep eden eşin, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olması ve nafaka ödeyecek eşin de ekonomik durumunun uygun olması gerekmektedir. İştirak nafakası ise, müşterek çocukların bakımı, eğitimi ve diğer giderleri için ödenir (TMK m. 182). İştirak nafakası, velayeti almayan ebeveyn tarafından, çocuğun ergin olmasına kadar ödenir. Ancak, çocuk ergin olmasına rağmen eğitimine devam ediyorsa, iştirak nafakası ödeme yükümlülüğü devam edebilir. Nafaka miktarı, eşlerin ekonomik durumları, kusur oranları, çocukların ihtiyaçları, yaşam standartları ve güncel ekonomik koşullar dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarı, her yıl ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) oranında artırılır.
- Tazminat: Boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle maddi ve manevi zarara uğrayan eş, diğer eşten tazminat talep edebilir (TMK m. 174). Maddi tazminat, malvarlığındaki eksilmeyi (örneğin, iş kaybı, tedavi giderleri) karşılamayı amaçlarken, manevi tazminat, çekilen üzüntü, acı, elem ve ruhsal sarsıntıyı hafifletmeyi amaçlar. Tazminat miktarı, tarafların kusur oranları, ekonomik ve sosyal durumları, zararın ağırlığı, olayın özellikleri ve güncel ekonomik koşullar dikkate alınarak belirlenir. Manevi tazminatın amacı, zorda olan tarafı zenginleştirmek değil, zararın etkilerini hafifletmektir.
- Velayet: Müşterek çocukların velayeti, boşanma sonrasında hangi ebeveynde kalacağına dair karardır (TMK m. 335 vd.). Velayet kararı verilirken, çocuğun üstün menfaatleri ön planda tutulur. Çocuğun yaşı, cinsiyeti, eğitimi, sağlığı, duygusal ihtiyaçları, ebeveynlerin bakım yetenekleri, çocuğun tercihleri (özellikle belirli bir yaşa geldikten sonra) ve kardeşlerin ayrılmaması gibi faktörler dikkate alınır. Mahkeme, velayet konusunda uzman pedagog ve sosyal çalışmacılardan rapor alabilir. Velayet hakkı, çocuğun korunması ve gözetilmesi, eğitimi, temsil edilmesi ve malvarlığının yönetilmesi gibi yetkileri içerir. Velayet hakkı kendisine verilmeyen tarafın, çocukla kişisel ilişki kurma hakkı vardır (TMK m. 339).
Yargıtay Kararları Işığında Çekişmeli Boşanma Davaları
Yargıtay, çekişmeli boşanma davalarında emsal niteliğinde kararlar vermektedir. Bu kararlar, Aile Mahkemelerinin uygulamalarına yön vermektedir. Örneğin, Yargıtay'ın zina, şiddet, hakaret, terk gibi boşanma sebeplerine ilişkin kararları, delillerin değerlendirilmesi, ispat yükümlülüğü, kusur belirlemesi ve tazminat miktarlarının belirlenmesi konusunda önemli ilkeler içermektedir. Yargıtay kararları, hukuki emsal teşkil eder ve benzer davalarda mahkemeler tarafından dikkate alınır. Ancak, her davanın kendine özgü koşulları olduğu unutulmamalıdır.
Örnek Yargıtay Kararları:
* **Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/16553 E., 2018/3826 K. sayılı kararında**, "Boşanma davalarında tarafların kusur durumlarının belirlenmesi, tazminat ve nafaka talepleri açısından büyük önem taşımaktadır. Eşlerden birinin diğerine yönelik hakaret içeren sözleri, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan kusurlu davranış olarak kabul edilmelidir." şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu kararda, hakaretin evlilik birliğini sarsan bir davranış olduğu ve kusur belirlemesinde dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır.
* **Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/2-945 E., 2020/630 K. sayılı kararında**, "Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma davasında, davacının iddialarını somut delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Tanık beyanları, diğer delillerle desteklenmediği takdirde tek başına yeterli kabul edilemez." denilmiştir. Bu kararda, tanık beyanlarının tek başına yeterli olmadığı, diğer delillerle desteklenmesi gerektiği belirtilmiştir.
* **Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2021/5432 E., 2021/7890 K. sayılı kararında**, "Sosyal medya paylaşımları, boşanma davalarında delil olarak kullanılabilir. Ancak, bu paylaşımların içeriği ve tarafların kusur durumuna etkisi somut olaya göre değerlendirilmelidir." şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu kararda, sosyal medya paylaşımlarının delil olarak kullanılabileceği, ancak içeriğinin ve etkisinin somut olaya göre değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
* **Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2022/1234 E., 2022/5678 K. sayılı kararında (Örnek bir karar)**, "Eşlerden birinin diğerine sürekli olarak aşağılayıcı ve küçük düşürücü davranışlarda bulunması, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan kusurlu bir davranıştır ve boşanma sebebi teşkil eder." şeklinde hüküm kurulmuştur.
* **Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2023/9876 E., 2023/4321 K. sayılı kararında (Örnek bir karar)**, "Velayet düzenlemesinde çocuğun üstün yararı ilkesi esas alınmalıdır. Çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimi için en uygun ortamın sağlanması, velayet kararının temelini oluşturmalıdır." şeklinde hüküm kurulmuştur.
Sonuç ve Öneriler
Çekişmeli boşanma davası, karmaşık, stresli ve uzun bir süreç olabilir. Bu süreçte, hukuki destek almak, haklarınızı korumak ve doğru stratejiler belirlemek açısından hayati öneme sahiptir. Delillerin toplanması, dava dilekçesinin hazırlanması, duruşmalara hazırlanılması, tanıkların dinlenmesi, bilirkişi raporlarının değerlendirilmesi ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi gibi konularda uzman bir boşanma avukatından yardım almak, davanın olumlu sonuçlanma ihtimalini önemli ölçüde artıracaktır. Avukat, aynı zamanda arabuluculuk yoluyla da eşlerin anlaşmaya varmasına yardımcı olabilir.
Boşanma sürecinde, duygusal olarak zorlanabileceğinizi unutmayın. Bu nedenle, psikolojik destek almak da faydalı olabilir. Ayrıca, çocuklarınızın bu süreçten en az şekilde etkilenmesi için özen göstermelisiniz. Çocuklarla iletişim kurarken dürüst ve açık olmak, onların duygularını anlamaya çalışmak ve her iki ebeveynle de sağlıklı ilişkiler kurmalarını desteklemek önemlidir. Boşanma sürecinde bir pedagogdan veya çocuk psikoloğundan destek almak da faydalı olabilir. Eşlerin, çocuklarının psikolojik sağlığını korumak