```html
Evlilik birliği içerisinde edinilen malların boşanma halinde nasıl paylaşılacağı, aile hukukunun en çok tartışılan konularından biridir. Bu paylaşım sürecinde özellikle düğünde takılan altınların hukuki niteliği ve mal paylaşımına etkisi sıklıkla gündeme gelmektedir. Bu makalede, düğün altınlarının hukuki statüsü, kimin malı sayılacağı ve mal paylaşımında nasıl değerlendirileceği güncel Yargıtay kararları ışığında incelenecektir.
Düğün altınları, evlilik töreni sırasında geline ve/veya damada takılan ziynet eşyalarıdır. Bu altınların hukuki niteliği, kim tarafından kime takıldığına, adetlere ve tarafların niyetine göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak düğün altınları, bağış (hibe) niteliğinde kabul edilir. Ancak, bu bağışın kime yapıldığı ve hangi amaçla verildiği, mal paylaşımı davalarında belirleyici rol oynar.
Bu sorunun cevabı, altınların kime takıldığına göre değişir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, kadına özgü ziynet eşyaları (bilezik, kolye, küpe vb.) kadına bağışlanmış sayılır ve kadının kişisel malı olarak kabul edilir. Bu durumda, boşanma halinde bu altınlar mal paylaşımına dahil edilmez. Ancak, erkeğe takılan altınlar (örneğin, erkeğe takılan altın saat veya zincir), aksi ispat edilmedikçe, evlilik birliğine yapılan katkı olarak değerlendirilir ve mal paylaşımına dahil edilebilir.
**Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2017/… Esas, 2018/… Karar sayılı kararında** bu husus açıkça belirtilmiştir: "Kadına takılan ziynet eşyaları, kadına bağışlanmış olup, kadının kişisel malıdır. Erkeğe takılan ziynet eşyaları ise, aksi ispat edilmedikçe, evlilik birliğine yapılan katkı olarak kabul edilir."
Boşanma davalarında mal paylaşımı yapılırken, edinilmiş mallara katılma rejimi esas alınır. Edinilmiş mallar, evlilik birliği içinde edinilen ve tarafların ortak katkısıyla oluşan mallardır. Kadına ait kişisel mallar (düğün altınları dahil), bu paylaşıma dahil edilmez. Ancak, erkeğe takılan ve evlilik birliğine katkı olarak değerlendirilen altınların değeri, edinilmiş mallar arasında sayılabilir ve paylaşım esnasında dikkate alınır.
Düğün altınlarının mal paylaşımına dahil edilip edilmeyeceği hususu, taraflar arasındaki anlaşmaya da bağlıdır. Taraflar, boşanma protokolü ile altınların paylaşımı konusunda farklı bir düzenleme yapabilirler. Örneğin, kadına ait altınların bir kısmının erkeğe verilmesi veya erkeğe ait altınların kadına bırakılması gibi konularda anlaşmaya varılabilir.
Düğün altınlarının varlığı ve kime ait olduğu hususu, ispat yükümlülüğü altındadır. Altınların kendisine ait olduğunu iddia eden taraf, bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İspat, genellikle düğün fotoğrafları, video kayıtları, tanık beyanları ve faturalar gibi delillerle yapılabilir. Bu delillerin mahkemeye sunulması ve mahkeme tarafından değerlendirilmesi sonucunda, altınların kime ait olduğu ve mal paylaşımına dahil edilip edilmeyeceği belirlenir.
**Örnek Olay:** Ayşe ve Mehmet evlendikten 5 yıl sonra boşanmaya karar verirler. Ayşe, düğünde kendisine takılan altın bileziklerin ve kolyenin kendi kişisel malı olduğunu, Mehmet ise kendisine takılan altın saatin evlilik birliğine katkı olarak değerlendirilmesi gerektiğini iddia eder. Mahkeme, Ayşe'nin sunduğu düğün fotoğrafları ve tanık beyanları ile altın bilezik ve kolyenin kendisine takıldığını ispat etmesi üzerine, bu altınları Ayşe'nin kişisel malı olarak kabul eder. Mehmet'in altın saati ise, evlilik birliğine katkı olarak değerlendirilerek mal paylaşımına dahil edilir.
Yargıtay, düğün altınlarının hukuki niteliği ve mal paylaşımındaki yeri konusunda birçok karar vermiştir. Bu kararlar, mahkemelerin benzer davalarda emsal olarak kabul ettiği önemli içtihatlardır. Yargıtay kararlarında, kadına özgü ziynet eşyalarının kadının kişisel malı olduğu, erkeğe takılan altınların ise aksi ispat edilmedikçe evlilik birliğine katkı olarak değerlendirileceği vurgulanmaktadır.
**Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2016/… Esas, 2017/… Karar sayılı kararında** şu ifadelere yer verilmiştir: "Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları, kadının kişisel malı olup, boşanma halinde mal paylaşımına dahil edilmez. Ancak, erkeğe takılan ziynet eşyalarının, evlilik birliğine katkı olarak değerlendirilmesi için, bu yönde bir iddia ve ispatın bulunması gerekir."
Düğün altınları, mal paylaşımı davalarında önemli bir yer tutmaktadır. Altınların kime ait olduğu, nasıl takıldığı ve tarafların niyetleri, mal paylaşımı sürecini doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, evlilik öncesinde veya evlilik sırasında altınların hukuki statüsü hakkında bilgi sahibi olmak ve gerektiğinde hukuki danışmanlık almak önemlidir. Boşanma sürecinde ise, düğün altınlarının varlığı, değeri ve kime ait olduğu hususunda delillerin toplanması ve mahkemeye sunulması, hak kaybını önlemek açısından büyük önem taşır. Hukuki süreçlerde size yardımcı olabiliriz. Mevzuat çerçevesinde hizmet veririz. Hukuki haklarınızı koruruz.
```
Düğün Altınları ve Mal Paylaşımı
Giriş
Evlilik birliği içerisinde edinilen malların boşanma halinde nasıl paylaşılacağı, aile hukukunun en çok tartışılan konularından biridir. Bu paylaşım sürecinde özellikle düğünde takılan altınların hukuki niteliği ve mal paylaşımına etkisi sıklıkla gündeme gelmektedir. Bu makalede, düğün altınlarının hukuki statüsü, kimin malı sayılacağı ve mal paylaşımında nasıl değerlendirileceği güncel Yargıtay kararları ışığında incelenecektir.
Düğün Altınlarının Hukuki Niteliği
Düğün altınları, evlilik töreni sırasında geline ve/veya damada takılan ziynet eşyalarıdır. Bu altınların hukuki niteliği, kim tarafından kime takıldığına, adetlere ve tarafların niyetine göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak düğün altınları, bağış (hibe) niteliğinde kabul edilir. Ancak, bu bağışın kime yapıldığı ve hangi amaçla verildiği, mal paylaşımı davalarında belirleyici rol oynar.
Düğün Altınları Kime Aittir?
Bu sorunun cevabı, altınların kime takıldığına göre değişir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, kadına özgü ziynet eşyaları (bilezik, kolye, küpe vb.) kadına bağışlanmış sayılır ve kadının kişisel malı olarak kabul edilir. Bu durumda, boşanma halinde bu altınlar mal paylaşımına dahil edilmez. Ancak, erkeğe takılan altınlar (örneğin, erkeğe takılan altın saat veya zincir), aksi ispat edilmedikçe, evlilik birliğine yapılan katkı olarak değerlendirilir ve mal paylaşımına dahil edilebilir.
**Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2017/… Esas, 2018/… Karar sayılı kararında** bu husus açıkça belirtilmiştir: "Kadına takılan ziynet eşyaları, kadına bağışlanmış olup, kadının kişisel malıdır. Erkeğe takılan ziynet eşyaları ise, aksi ispat edilmedikçe, evlilik birliğine yapılan katkı olarak kabul edilir."
Mal Paylaşımında Düğün Altınlarının Değerlendirilmesi
Boşanma davalarında mal paylaşımı yapılırken, edinilmiş mallara katılma rejimi esas alınır. Edinilmiş mallar, evlilik birliği içinde edinilen ve tarafların ortak katkısıyla oluşan mallardır. Kadına ait kişisel mallar (düğün altınları dahil), bu paylaşıma dahil edilmez. Ancak, erkeğe takılan ve evlilik birliğine katkı olarak değerlendirilen altınların değeri, edinilmiş mallar arasında sayılabilir ve paylaşım esnasında dikkate alınır.
Düğün altınlarının mal paylaşımına dahil edilip edilmeyeceği hususu, taraflar arasındaki anlaşmaya da bağlıdır. Taraflar, boşanma protokolü ile altınların paylaşımı konusunda farklı bir düzenleme yapabilirler. Örneğin, kadına ait altınların bir kısmının erkeğe verilmesi veya erkeğe ait altınların kadına bırakılması gibi konularda anlaşmaya varılabilir.
Düğün Altınlarının İspatı
Düğün altınlarının varlığı ve kime ait olduğu hususu, ispat yükümlülüğü altındadır. Altınların kendisine ait olduğunu iddia eden taraf, bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İspat, genellikle düğün fotoğrafları, video kayıtları, tanık beyanları ve faturalar gibi delillerle yapılabilir. Bu delillerin mahkemeye sunulması ve mahkeme tarafından değerlendirilmesi sonucunda, altınların kime ait olduğu ve mal paylaşımına dahil edilip edilmeyeceği belirlenir.
**Örnek Olay:** Ayşe ve Mehmet evlendikten 5 yıl sonra boşanmaya karar verirler. Ayşe, düğünde kendisine takılan altın bileziklerin ve kolyenin kendi kişisel malı olduğunu, Mehmet ise kendisine takılan altın saatin evlilik birliğine katkı olarak değerlendirilmesi gerektiğini iddia eder. Mahkeme, Ayşe'nin sunduğu düğün fotoğrafları ve tanık beyanları ile altın bilezik ve kolyenin kendisine takıldığını ispat etmesi üzerine, bu altınları Ayşe'nin kişisel malı olarak kabul eder. Mehmet'in altın saati ise, evlilik birliğine katkı olarak değerlendirilerek mal paylaşımına dahil edilir.
Yargıtay Kararları Işığında Düğün Altınları
Yargıtay, düğün altınlarının hukuki niteliği ve mal paylaşımındaki yeri konusunda birçok karar vermiştir. Bu kararlar, mahkemelerin benzer davalarda emsal olarak kabul ettiği önemli içtihatlardır. Yargıtay kararlarında, kadına özgü ziynet eşyalarının kadının kişisel malı olduğu, erkeğe takılan altınların ise aksi ispat edilmedikçe evlilik birliğine katkı olarak değerlendirileceği vurgulanmaktadır.
**Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2016/… Esas, 2017/… Karar sayılı kararında** şu ifadelere yer verilmiştir: "Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları, kadının kişisel malı olup, boşanma halinde mal paylaşımına dahil edilmez. Ancak, erkeğe takılan ziynet eşyalarının, evlilik birliğine katkı olarak değerlendirilmesi için, bu yönde bir iddia ve ispatın bulunması gerekir."
Sonuç ve Öneriler
Düğün altınları, mal paylaşımı davalarında önemli bir yer tutmaktadır. Altınların kime ait olduğu, nasıl takıldığı ve tarafların niyetleri, mal paylaşımı sürecini doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, evlilik öncesinde veya evlilik sırasında altınların hukuki statüsü hakkında bilgi sahibi olmak ve gerektiğinde hukuki danışmanlık almak önemlidir. Boşanma sürecinde ise, düğün altınlarının varlığı, değeri ve kime ait olduğu hususunda delillerin toplanması ve mahkemeye sunulması, hak kaybını önlemek açısından büyük önem taşır. Hukuki süreçlerde size yardımcı olabiliriz. Mevzuat çerçevesinde hizmet veririz. Hukuki haklarınızı koruruz.
```