Genel haciz yoluyla takip nasıl yapılır - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/genel-haciz-yoluyla-takip-nasil-yapilir
```html

Genel Haciz Yoluyla Takip Nasıl Yapılır?



İcra ve İflas Hukuku, alacaklıların yasal yollarla alacaklarını tahsil etmelerini sağlayan bir hukuk dalıdır. Alacaklı, borçludan olan alacağını tahsil etmek amacıyla, İcra ve İflas Kanunu'nda (İİK) öngörülen çeşitli icra yollarına başvurabilir. Bu icra yollarından en yaygın olanı, genel haciz yoluyla ilamsız takiptir. Bu makalede, genel haciz yoluyla takibin tanımı, hukuki dayanağı, aşamaları ve dikkat edilmesi gereken hususlar güncel mevzuat çerçevesinde incelenecektir.



Genel Haciz Yoluyla Takibin Tanımı ve Hukuki Dayanağı



Genel haciz yoluyla takip, alacaklının, borçlunun tüm malvarlığına (taşınır, taşınmaz, hak ve alacaklar) haciz koydurarak alacağını tahsil etmeyi amaçladığı bir ilamsız icra takibi türüdür. Bu takip yolu, İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 42 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu takip türünde alacaklının elinde mahkeme kararı (ilam) bulunması zorunlu değildir. Alacak, bir fatura, sözleşme, cari hesap veya başka bir belgeye dayanabilir.



Genel Haciz Yoluyla Takip Aşamaları



Genel haciz yoluyla takip süreci aşağıdaki aşamalardan oluşur:



1. Takip Talebi



Alacaklı veya yetkilendirdiği avukatı, borçlunun yerleşim yerindeki veya İİK'nun 34. maddesinde belirtilen diğer yetkili icra dairesine bir takip talebi sunar. Takip talebinde alacaklının ve borçlunun kimlik bilgileri (adı, soyadı, adresi, T.C. kimlik numarası veya vergi numarası/Mersis numarası), alacak miktarı, alacağın dayanağı, faiz talebi (faiz oranı ve başlangıç tarihi), takip giderleri ve alacaklı vekilinin (varsa) bilgileri yer alır. Takip talebi, İİK'nun 58. maddesinde belirtilen unsurları eksiksiz olarak içermelidir. Elektronik ortamda UYAP üzerinden de takip talebi gönderilebilir (İİK m. 4/A). Takip talebinde alacağın tamamı belirtilmelidir. Kısmi dava açılması mümkün olmakla birlikte, icra takibinde kısmi talepte bulunulamaz.



Örnek: Bir alacaklı, borçluya 10.000 TL borç vermiş ve borçlu bu borcu ödememiştir. Alacaklı, bu alacağını tahsil etmek için borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesine, alacak miktarı, faiz talebi ve alacağın dayanağını (örneğin, borç senedi) belirterek takip talebinde bulunur.



2. Ödeme Emri



İcra dairesi, takip talebini şekli olarak inceledikten sonra (İİK m. 59), borçluya bir ödeme emri gönderir. Ödeme emrinde borcun miktarı, ödeme süresi (7 gün), itiraz hakkı, itiraz süresi (7 gün), mal beyanında bulunma yükümlülüğü ve sonuçları, alacaklının takip talebinde dayandığı senet örneği (varsa) gibi bilgiler yer alır. Ödeme emri, İİK'nun 60. maddesine uygun olarak düzenlenmelidir. Ödeme emri borçluya tebliğ edilir. Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun bir tebligat yapılması önemlidir. Ödeme emri tebliğ edilemezse, tebligatın usulsüzlüğü şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulabilir.



Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2016/15442 E., 2017/5180 K. sayılı kararında, "Ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gün içinde borçlu tarafından icra dairesine itiraz edilmemesi halinde ödeme emri kesinleşir" denilmektedir.



3. İtiraz



Borçlu, ödeme emrine itiraz etmek isterse, ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak (tutanağa geçirilmek suretiyle) itirazda bulunmalıdır (İİK m. 62). İtiraz dilekçesinde borcun tamamına veya bir kısmına itiraz edilebilir. Ayrıca, borcun sebebine, miktarına veya hiçbir borcu olmadığına dair itirazlar da ileri sürülebilir. Borçlunun itirazı, takibi kendiliğinden durdurur (İİK m. 66). İtirazın açık ve anlaşılır bir şekilde yapılması önemlidir. İtirazda bulunulurken, harç veya masraf ödenmesi gerekmez.



Örnek: Borçlu, kendisine gönderilen ödeme emrinde belirtilen borcun aslında 8.000 TL olduğunu ve 2.000 TL'lik kısmının ödendiğini iddia ederek itiraz edebilir. Veya, borçlu, alacaklı ile arasında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek de itiraz edebilir.



4. İtirazın İptali veya Kaldırılması



Alacaklı, borçlunun itirazı üzerine duran takibe devam etmek için itirazın iptali veya itirazın kaldırılması yollarından birine başvurabilir. Hangi yolun izleneceği, alacaklının elindeki belgelere göre belirlenir. İtirazın tebliği tarihinden itibaren kanunda öngörülen süreler içinde dava açılması veya icra mahkemesine başvurulması gerekmektedir. Aksi takdirde takip düşer.



* **İtirazın İptali Davası (İİK m. 67):** Alacaklının elinde borcun varlığını kesin olarak ispatlayan bir belge (örneğin, noter senedi) yoksa, genel mahkemelerde itirazın iptali davası açılır. Bu davada alacaklı, alacağını her türlü delille ispat edebilir. İtirazın iptali davası, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Dava sonucunda alacaklı lehine karar verilirse, takip devam eder ve borçlu, ayrıca icra inkar tazminatına mahkum edilebilir. İcra inkar tazminatı, borçlunun itirazının kötü niyetli olduğunun ispatlanması halinde hükmedilir ve takip konusu alacağın %20'sinden az olamaz.

* **İtirazın Kaldırılması (İİK m. 68-68/a-68/b):** Alacaklının elinde İİK'nun 68, 68/a veya 68/b maddelerinde sayılan belgelerden biri varsa (örneğin, imzası ikrar edilmiş bir senet, noterlikçe düzenlenmiş bir senet, resmi dairelerin veya yetkili makamların verdikleri belgeler), icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep edebilir. İtirazın kaldırılması talebi, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 6 ay içinde yapılmalıdır. İcra mahkemesi, borçlunun itirazını haksız bulursa, itirazı kaldırır ve takip devam eder. İtirazın kaldırılması kararı kesin değildir; itirazın kaldırılmasına karar verilen borçlu, genel mahkemelerde menfi tespit davası (İİK m. 72) açarak borçlu olmadığını ispat edebilir. Menfi tespit davası, itirazın kaldırılması kararının kendisine tebliğinden itibaren açılabilir.

5. Haciz



İtirazın iptali davasının alacaklı lehine sonuçlanması veya itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesi ya da borçlunun süresi içinde itiraz etmemesi halinde ödeme emri kesinleşir. Bu durumda alacaklı, borçlunun malvarlığına haciz konulmasını talep edebilir. Haciz, borçlunun taşınır, taşınmaz, hak ve alacaklarına konulabilir. Haciz işlemleri, İİK'nun 78 ve devamı maddelerinde yer alan hükümlere göre gerçekleştirilir. Haciz talebi, ödeme emrinin kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde yapılmalıdır (İİK m. 78/2). Aksi takdirde takip düşer. Bir yıllık süre hak düşürücü süredir. Haciz talebi üzerine icra dairesi, haciz işlemlerini gerçekleştirir. Haciz, borçlunun malvarlığı üzerinde alacaklı lehine bir rehin hakkı doğurur.



Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2017/6402 E., 2018/3322 K. sayılı kararında, "Haciz, borçlunun borcunu ödememesi halinde alacaklının alacağını tahsil edebilmesi için yapılan cebri icra işlemidir" denilmektedir.



6. Satış



Haczedilen mallar, alacaklının talebi üzerine icra dairesi tarafından satılır. Satış, genellikle açık artırma yoluyla yapılır (İİK m. 114 vd.). Satıştan elde edilen para ile öncelikle icra masrafları ve alacaklının alacağı ödenir. Kalan para olursa borçluya iade edilir. Satış talebi, taşınır mallar için hacizden itibaren 6 ay, taşınmaz mallar için ise 1 yıl içinde yapılmalıdır (İİK m. 106, 119). Aksi takdirde haciz düşer. Satış talebi üzerine icra dairesi, satış işlemlerini gerçekleştirir. Satış ilanının yapılması, ilgililere tebliği ve satışın usulüne uygun olarak yapılması önemlidir. Satışın yapılmasına engel bir durum varsa (örneğin, ihaleye fesat karıştırılması), icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurulabilir.



Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar




  • Takip talebinde ve ödeme emrinde yer alan bilgilerin doğru, eksiksiz ve güncel olması önemlidir. Özellikle borçlunun kimlik bilgilerinin doğru ve güncel olması, tebligatın usulüne uygun yapılabilmesi açısından önemlidir.

  • Borçlu, ödeme emrine süresi içinde (7 gün) itiraz etmelidir. İtirazın gerekçeli olması zorunlu olmamakla birlikte, ileride açılacak davalarda ispat kolaylığı sağlaması açısından itirazın sebebinin belirtilmesi faydalı olabilir.

  • Alacaklı, itiraz üzerine takibe devam etmek için süresi içinde (itirazın tebliğinden itibaren) itirazın iptali veya kaldırılması davası açmalıdır. Sürelerin kaçırılması halinde takip düşer ve alacaklı yeniden takip başlatmak zorunda kalabilir.

  • Haciz işlemlerinin usulüne uygun olarak yapılması gerekmektedir. Haczedilemeyecek mal ve haklar (İİK m. 82 vd.) dikkate alınmalıdır. Örneğin, borçlunun geçimini sağlaması için gerekli olan eşyalar haczedilemez.

  • Satış işlemlerinde şeffaflık ve adalet ilkelerine uyulmalıdır. İhaleye fesat karıştırılması gibi durumlara karşı dikkatli olunmalıdır. Satış ilanının usulüne uygun yapılması ve ilgililere tebliği, satışın geçerliliği açısından önemlidir.

  • İcra takiplerinde süreler çok önemlidir. Sürelerin kaçırılması hak kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle, sürelerin takibi ve gerekli işlemlerin zamanında yapılması önemlidir.

  • Alacaklı ve borçlu, icra takibi sürecinde dürüstlük kurallarına uygun davranmalıdır. Kötü niyetli davranışlar, karşı tarafın zararına yol açabilir ve hukuki sorumluluğu gerektirebilir.

  • İcra takibi sürecinde, taraflar arasında uzlaşma sağlanması da mümkündür. Uzlaşma sağlanması halinde, takip sonlandırılabilir ve taraflar arasındaki anlaşmazlık çözülebilir.



Sonuç ve Öneriler



Genel haciz yoluyla takip, alacaklıların alacaklarını tahsil etmeleri için önemli bir hukuki araçtır. Ancak, bu süreç karmaşık ve teknik detaylar içermektedir. Bu nedenle, alacaklıların ve borçluların bu süreçte haklarını korumak ve yasal prosedürlere uygun hareket etmek için bir avukattan hukuki yardım almaları önerilir. İcra ve İflas Kanunu'nda yapılan son değişikliklerle birlikte, elektronik ortamda takip işlemleri de mümkün hale gelmiştir. Bu durum, icra takiplerinin daha hızlı ve etkin bir şekilde sonuçlanmasına katkı sağlamaktadır. Ayrıca, arabuluculuk gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri de icra takiplerine alternatif olarak değerlendirilebilir.


```
Hukuki Danışmanlık