İş hukuku, çalışan ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen, dinamik ve sürekli gelişen bir hukuk dalıdır. Son dönemdeki yasal düzenlemeler, Yargıtay kararları ve değişen sosyal politikalar, iş hukuku alanında önemli yenilikleri beraberinde getirmiştir. Bu makalede, güncel hukuki gelişmeler ışığında iş hukuku alanındaki yenilikler, çalışan hakları ve işveren yükümlülükleri detaylı bir şekilde incelenecektir.


İş Kanunu'nda Yapılan Son Değişiklikler ve Getirdiği Yenilikler


4857 sayılı İş Kanunu'nda yapılan son değişiklikler, hem çalışanların haklarını koruma hem de işverenlerin yükümlülüklerini düzenleme açısından önem taşımaktadır. Özellikle kıdem tazminatı, iş güvencesi ve fesih usullerine ilişkin düzenlemelerde dikkat çeken yenilikler bulunmaktadır. İş sözleşmesinin feshinde uygulanacak usul kuralları, geçerli fesih sebeplerinin varlığı ve işe iade talepleri konularında Yargıtay'ın yerleşik içtihatları doğrultusunda yeni yorumlar geliştirilmiştir. Bu kapsamda, özellikle 7447 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler ve bu değişikliklerin uygulamaya etkileri önemlidir.


İşverenler açısından önem taşıyan bir diğer konu ise esnek çalışma modellerine ilişkin düzenlemelerdir. Uzaktan çalışma, kısmi süreli çalışma ve telafi çalışması gibi konularda yapılan yasal düzenlemeler, iş ilişkilerinin şekillenmesinde etkili olmaktadır. Özellikle pandemi sonrası dönemde yaygınlaşan uzaktan çalışma modeli, işverenlerin denetim yetkisi ve çalışanların özel hayatının gizliliği arasındaki dengenin nasıl kurulacağı konusunda yeni hukuki tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda, 6570 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliklerdeki değişiklikler, işverenlerin uzaktan çalışma düzenlemelerine uyum sağlaması açısından kritik öneme sahiptir.


Kıdem Tazminatı, İş Güvencesi ve Fesih Halleri


Kıdem tazminatı, iş hukukunun en önemli konularından biri olarak güncelliğini korumaktadır. Son dönemde Yargıtay'ın kıdem tazminatına ilişkin verdiği kararlar, bu alandaki hukuki standartları şekillendirmektedir. Özellikle işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanması durumunda kıdem tazminatının ödenmesi gerektiği yönündeki yerleşik içtihat, çeşitli somut olaylar karşısında yeniden değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi ve ilgili Yargıtay kararları dikkate alınmalıdır.


İş güvencesi kapsamına giren işçilerin iş sözleşmelerinin feshinde, işverenin geçerli sebep gösterme yükümlülüğü bulunmaktadır. Yargıtay'ın son dönem kararları, geçerli fesih nedenlerinin somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. İşverenin fesih öncesinde gerekli araştırmayı yapmaması veya disiplin soruşturmasında usul hükümlerine uymaması, feshin geçersiz sayılmasına neden olabilmektedir. Bu bağlamda, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18-21. maddeleri ve ilgili Yargıtay içtihatları rehber niteliğindedir.


İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları: Yargıtay Kararlarının Etkisi


İş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda Yargıtay'ın son dönemde verdiği kararlar, işverenin sorumluluk kapsamını önemli ölçüde genişletmiştir. İşverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alma yükümlülüğünün kapsamı, teknolojik gelişmeler ve çalışma koşullarındaki değişiklikler doğrultusunda yeniden tanımlanmaktadır. Özellikle psikolojik taciz (mobbing) vakalarında işverenin sorumluluğuna ilişkin Yargıtay içtihatları, bu alanda önemli bir hukuki dayanak oluşturmaktadır. Bu kapsamda, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili yönetmelikler ile Yargıtay'ın güncel kararları dikkate alınmalıdır.


Meslek hastalıklarının tespiti ve tazminat sorumluluğu konusunda ise, işverenin elinde bulunan risk değerlendirme raporları, periyodik sağlık kontrolleri ve çalışma ortamı ölçümleri gibi belgelerin ispat hukuku açısından taşıdığı önem artmıştır. Yargıtay, işverenin bu belgeleri saklama ve ibraz etme yükümlülüğünü ağırlaştırmış, aksi halde ispat kolaylığından işçinin yararlanabileceğini kabul etmiştir. Bu bağlamda, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yapılan düzenlemeler ve Yargıtay'ın bu konudaki güncel kararları önem arz etmektedir.


İş Mahkemelerinde Güncel Uygulamalar ve Delil Toplama


İş mahkemelerinde görülen davalarda, özellikle delil toplama ve ispat yükümlülüğü konusunda önemli gelişmeler yaşanmaktadır. İşçi lehine yorumlanan ispat kuralları, işverenin kayıt ve belgeleri düzenli tutma yükümlülüğünü daha da önemli hale getirmiştir. Elektronik delillerin, sosyal medya paylaşımlarının ve dijital iletişim kayıtlarının iş davalarında delil olarak kullanılması, bu alanda yeni hukuki soruları gündeme getirmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili Yargıtay kararları dikkate alınmalıdır.


İş davalarında zamanaşımı sürelerinin hesaplanması, dava şartı olarak arabuluculuk müessesesinin uygulanması ve işe iade davalarında yargılama usulü gibi konularda da önemli gelişmeler bulunmaktadır. Özellikle arabuluculuk kurumunun iş uyuşmazlıklarında etkin şekilde kullanılması, davaların daha kısa sürede sonuçlanmasına katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri önemlidir.


Sosyal Medyanın İş Hukukuna Etkisi ve Çalışan Davranışları


Sosyal medya platformlarının yaygınlaşması, iş hukuku alanında yeni tartışma konularını beraberinde getirmiştir. Çalışanların sosyal medya paylaşımlarının iş ilişkisine etkisi, işverenin sosyal medya üzerinden denetim yetkisinin sınırları ve kişisel verilerin korunması gibi konular, güncel iş hukuku tartışmalarının merkezinde yer almaktadır. Yargıtay, çalışanın sosyal medya paylaşımlarının iş sözleşmesinin feshi için geçerli sebep oluşturup oluşturmayacağını somut olayın özelliklerine göre değerlendirmektedir. Bu kapsamda, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve ilgili Yargıtay kararları dikkate alınmalıdır.


Sonuç ve Değerlendirme


İş hukuku alanındaki güncel gelişmeler, hem çalışanların hem de işverenlerin hak ve yükümlülüklerinde önemli değişikliklere neden olmaktadır. Yargıtay kararları ve yasal düzenlemeler ışığında şekillenen bu gelişmeler, iş ilişkilerinin daha adil ve dengeli bir temelde yürütülmesine katkı sağlamaktadır. İşverenlerin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini artırması, çalışanların ise haklarının farkında olması, sağlıklı iş ilişkilerinin kurulması açısından büyük önem taşımaktadır.


Hukuki süreçlerde tarafların mevzuat değişikliklerini ve Yargıtay içtihatlarını takip etmesi, olası uyuşmazlıkların önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. İş hukuku alanındaki gelişmelerin yakından izlenmesi ve bu gelişmelere uyum sağlanması, hem çalışanların hak kaybına uğramaması hem de işverenlerin hukuki sorumluluklarla karşılaşmaması açısından gerekli görülmektedir. Profesyonel hukuki danışmanlık hizmetleri, bu süreçte taraflara rehberlik ederek mevzuata uygun hareket etmelerine yardımcı olabilmektedir.