# Hırsızlık Suçu: Kapsamlı Bir İnceleme
Hırsızlık suçu, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) malvarlığına karşı işlenen ve sıkça karşılaşılan suçlardandır. TCK m. 141'de hırsızlık, başkasına ait taşınır bir malın, zilyedinin rızası olmaksızın, fail tarafından kendisine veya başkasına fayda sağlamak amacıyla alınması olarak tanımlanmıştır. Bu eylem, failin cezalandırılmasını gerektirir. Hırsızlık suçunun cezası, suçun basit veya nitelikli hallerine, failin kastına, güttüğü amaca ve somut olayın özelliklerine göre değişiklik gösterir. Bu makalede, hırsızlık suçunun unsurları, cezası, nitelikli halleri, etkin pişmanlık hükümleri ve Yargıtay kararları ışığında detaylı bir analiz sunulacaktır.
## Hırsızlık Suçunun Unsurları
TCK m. 141'de tanımlanan hırsızlık suçunun oluşabilmesi için aşağıdaki unsurların bir arada bulunması gerekir:
- **Taşınır Bir Malın Varlığı:** Hırsızlığa konu olan malın, taşınabilir nitelikte olması gerekir. Taşınmaz mallar, hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaz. Taşınmazlara yönelik eylemler, şartları varsa TCK'da düzenlenen mala zarar verme (TCK m. 151) veya hakkı olmayan yere tecavüz (TCK m. 154) gibi başka suçları oluşturabilir. Taşınır mal kavramına, ekonomik değeri olsun veya olmasın, her türlü eşya dahildir. Elektrik, su, doğalgaz gibi enerji kaynakları da taşınır mal sayılır ve hırsızlık suçuna konu olabilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2013/8-502 E., 2014/256 K.).
- **Malın Başkasına Ait Olması:** Çalınan malın, failden başka bir kişiye ait olması gerekir. Sahipsiz mallar (örneğin, denize atılmış bir eşya) veya terk edilmiş mallar hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaz. Ancak, bir malın terk edilip edilmediği somut olayın özelliklerine göre değerlendirilir. Bir malın uzun süre kullanılmaması veya bir yerde bırakılması, o malın terk edildiği anlamına gelmez. Bu hususta, malın sahibi tarafından mal üzerindeki zilyetliğin bırakılması ve artık mal üzerinde bir hak iddiasının bulunmaması gerekir.
- **Zilyedin Rızasının Bulunmaması:** Malın alınması, zilyedin (malı fiilen elinde bulunduran kişinin) rızası dışında gerçekleşmelidir. Rıza varsa, hırsızlık suçu oluşmaz. Ancak rıza, hukuka uygun olmalıdır. Cebir, şiddet veya tehdit altında alınan rıza geçersizdir ve hırsızlık suçunu ortadan kaldırmaz. Ayrıca, rıza ehliyetine sahip olmayan bir kişinin (örneğin, küçük bir çocuğun veya akıl hastasının) rızası da geçerli değildir. Rızanın, fiilin işlenmesinden önce veya işlendiği sırada mevcut olması gerekir. Sonradan verilen rıza, hırsızlık suçunu ortadan kaldırmaz, ancak cezada indirim nedeni olabilir (TCK m. 22).
- **Alma Fiili:** Malın, zilyedinin hakimiyet alanından çıkarılarak, failin veya başkasının hakimiyet alanına sokulmasıdır. Bu fiil, mal üzerindeki zilyetlik ilişkisini sona erdirmelidir. Yargıtay, "alma" fiilinin gerçekleşmesi için malın failin egemenlik alanına girmesini yeterli görmektedir. Malın fiilen taşınması veya kullanılması şart değildir. Örneğin, bir mağazada bir eşyayı alıp cebine koymak, alma fiilini gerçekleştirir (Yargıtay CGK, 2017/13-95 E., 2020/310 K.).
- **Failin Kastı:** Failin, malı alırken hırsızlık yapma bilinci ve iradesine sahip olması gerekir. Failin, malı geçici olarak kullanmak (kullanma hırsızlığı) veya şaka yapmak amacıyla alması durumunda, hırsızlık suçu oluşmaz. Ancak, kullanma hırsızlığı TCK'da ayrı bir suç olarak düzenlenmemiştir; bu durumda failin kastının hırsızlık olmadığı değerlendirilir. Failin, kendisine veya başkasına yarar sağlama maksadıyla hareket etmesi de aranır (TCK m. 141). Bu yarar sağlama kastı, suçun manevi unsurunu oluşturur ve failin saiki ile karıştırılmamalıdır. Failin amacı, malı satmak, kullanmak veya başkasına vermek olabilir. Önemli olan, failin malı hukuka aykırı bir şekilde elde etme bilinci ve iradesine sahip olmasıdır.
## Hırsızlık Suçunun Cezası
TCK m. 141'e göre, hırsızlık suçunun temel şeklinin cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak, suçun nitelikli halleri söz konusu olduğunda bu ceza artabilir. Nitelikli haller, TCK m. 142'de düzenlenmiştir. Ayrıca, TCK m. 143'te cezanın artırılmasını gerektiren özel durumlar da bulunmaktadır. Hırsızlık suçunun temel şekli için adli para cezası öngörülmemiştir. Ancak, TCK m. 144'te düzenlenen daha az cezayı gerektiren hallerde, adli para cezasına hükmedilebilir.
## Nitelikli Hırsızlık Halleri ve Cezaları
Hırsızlık suçunun bazı nitelikli halleri, cezanın daha ağırlaştırılmasını gerektirir. TCK m. 142’de sayılan nitelikli hallerden bazıları şunlardır:
- **Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak hırsızlık (TCK m. 142/1-a):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, sarhoş bir kişinin cebinden cüzdanını almak veya trafik kazası geçirmiş yaralı birinin eşyalarını çalmak bu kapsamdadır.
- **Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da yankesicilik suretiyle hırsızlık (TCK m. 142/1-b):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Yankesicilik, mağdurun dikkatsizliğinden yararlanarak gizlice yapılan hırsızlığı ifade eder. Örneğin, kalabalık bir otobüste birinin çantasından cüzdanını çalmak bu kapsamdadır.
- **Doğal afetlerin veya sosyal olayların meydana getirdiği kargaşadan yararlanarak hırsızlık (TCK m. 142/1-c):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, deprem sonrası hasar gören bir evden eşya çalmak veya bir gösteri sırasında çıkan olaylardan yararlanarak dükkanları yağmalamak bu kapsamdadır.
- **Hizmet ilişkisinin sağladığı kolaylıktan yararlanarak hırsızlık (TCK m. 142/1-d):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, bir çalışanın iş yerinden eşya çalması bu kapsamdadır. Hizmet ilişkisi, iş sözleşmesi veya benzeri bir hukuki ilişkiye dayanmalıdır. Ev hizmetlisi, bakıcı, şoför gibi kişiler de bu kapsamda değerlendirilebilir.
- **Hırsızlığın, ibadethanelerden veya buralara ayrılan yerlerden yapılması (TCK m. 142/2-a):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Cami, kilise, havra gibi ibadethaneler ve bu yerlere ait eklentiler bu kapsamdadır.
- **Hırsızlığın, herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlenmesi (TCK m. 142/2-b):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, bir mağazanın vitrininde sergilenen ve kilitli olan bir eşyayı çalmak veya bir evin garajından bisiklet çalmak bu kapsamdadır.
- **Hırsızlığın, ulaşım araçlarında veya bunların duraklarında ya da iskele, liman gibi yerlerde bulunması halinde (TCK m. 142/2-c):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Otobüs, tren, uçak, gemi gibi ulaşım araçları ve bu araçların durakları, terminalleri, limanları bu kapsamdadır.
- **Hırsızlığın, kamu hizmetinin görüldüğü bina veya eklentilerinden ya da bunlara tahsis edilmiş eşyadan yapılması (TCK m. 142/2-d):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, bir okuldan bilgisayar çalmak, bir hastaneden tıbbi malzeme çalmak veya bir belediye binasından evrak çalmak bu kapsamdadır.
- **Hırsızlığın, afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önleme veya azaltma amacıyla hazırlanan eşya hakkında işlenmesi (TCK m. 142/2-e):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, depremzedeler için ayrılan yardım malzemelerini çalmak, sel baskınlarına karşı hazırlanan kum torbalarını çalmak bu kapsamdadır.
- **Hırsızlığın, adet üzerine açıkta bırakılan hayvan hakkında işlenmesi (TCK m. 142/2-f):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Köy veya kırsal bölgelerde adet gereği otlamaya bırakılan hayvanların çalınması bu kapsamdadır.
- **Hırsızlığın, deniz, göl veya akarsu kıyısında veya bu yerlerdeki ulaşım araçlarında işlenmesi (TCK m. 142/2-g):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, bir tekneden motor çalmak veya bir göl kıyısında bulunan bir kulübeden eşya çalmak bu kapsamdadır.
TCK m. 142’de sayılan bu nitelikli hallerin yanı sıra, TCK m. 142/3'te belirtilen "Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlal edilmesi" durumu da nitelikli hal olarak kabul edilir ve bu durumda ceza artırılır.
TCK m. 143’te ise, hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi gibi hallerde cezanın artırılacağı düzenlenmiştir. Bu hallerde ceza, yarı oranında artırılır. Gece vakti kavramı, TCK m. 6/1-e bendinde tanımlanmıştır. Buna göre, güneşin batmasından bir saat sonra başlayıp, güneşin doğmasından bir saat öncesine kadar geçen süre gece vaktidir. Birden fazla kişiyle birlikte hırsızlık yapılması durumunda, faillerin birlikte hareket etme iradesi ve eylem üzerinde ortak hakimiyet kurmaları gerekir.
TCK m. 144’te ise, bazı hallerde hırsızlık suçunun daha az cezayı gerektiren halleri düzenlenmiştir.
- **Paydaş veya elbirliği halinde malik olunan mal üzerinde hırsızlık yapılması (TCK m. 144/1-a):** Bu durumda, malın tamamı değil, sadece diğer paydaşların hisseleri çalınmış olur. Örneğin, ortak bir kasadan bir paydaşın diğer paydaşların izni olmadan para alması bu kapsamdadır.
- **Kullanılmış eşya hakkında hırsızlık yapılması (TCK m. 144/1-b):** Bu durumda, eşyanın değeri düşük olmalıdır. Değerin azlığı, somut olayın özelliklerine göre hakim tarafından takdir edilir. Örneğin, bir bit pazarından eski bir eşya çalmak bu kapsamdadır.
Bu hallerde, fail hakkında verilecek ceza, yarı oranına kadar indirilebilir. Ayrıca, hakim, bu hallerde adli para cezasına da hükmedebilir.
## Etkin Pişmanlık
Hırsızlık suçunu işleyen kişi, soruşturma aşamasında pişmanlık duyarak mağdurun zararını giderirse, TCK m. 168’deki etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Zararın giderilmesi, çalınan malın iadesi veya tazminat ödenmesi şeklinde olabilir. Etkin pişmanlık, kovuşturma aşamasında da mümkündür; ancak bu durumda yapılacak indirim oranı daha azdır. Soruşturma evresinde etkin pişmanlık gösterilmesi halinde, cezada 2/3'üne kadar indirim yapılabilecektir. Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar etkin pişmanlık gösterilmesi halinde ise, cezada 1/2'sine kadar indirim yapılabilecektir (TCK m. 168/1-3). Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, zararın tamamen giderilmesi gerekir. Kısmi ödeme yapılması durumunda, etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz, ancak cezada indirim nedeni olabilir.
## Yargıtay Kararları Işığında Hırsızlık Suçu
Yargıtay, hırsızlık suçuna ilişkin birçok kararında suçun unsurlarını, nitelikli hallerini, etkin pişmanlık hükümlerini ve cezanın belirlenmesindeki kriterleri açıklamıştır. Örneğin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2017/13-95 E., 2020/310 K. sayılı kararında, hırsızlık suçunda "alma" fiilinin ne anlama geldiği detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Yargıtay, bu kararında alma fiilinin, malın zilyedinin hakimiyet alanından çıkarılıp, failin hakimiyet alanına sokulmasıyla gerçekleşeceğini belirtmiştir. Yine Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin 2014/8452 E., 2014/5362 K. sayılı kararında, bir marketten ürün alıp ödeme yapmadan kaçmanın hırsızlık suçunu oluşturduğuna karar verilmiştir. Yargıtay kararları, hırsızlık suçunun somut olaylara uygulanmasında önemli bir rehber niteliğindedir. Ayrıca, Yargıtay'ın hırsızlık suçuna ilişkin güncel içtihatları, suçun farklı görünümlerine ilişkin yorumları içermektedir ve bu nedenle takip edilmesi önemlidir. Örneğin, internet üzerinden yapılan hırsızlıklar, sanal para hırsızlıkları gibi yeni nesil suçlarla ilgili Yargıtay kararları, hukuki tartışmalara yön vermektedir. Yargıtay 13. Ceza Dairesi'nin 2016/4823 E., 2017/248 K. sayılı kararında, internet bankacılığı şifresini ele geçirerek hesaptan para çekmenin hırsızlık suçunu oluşturduğuna karar verilmiştir. Bu tür kararlar, teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan yeni suç türlerine ilişkin hukuki değerlendirmelerin önemini göstermektedir.
Hırsızlık suçu, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) malvarlığına karşı işlenen ve sıkça karşılaşılan suçlardandır. TCK m. 141'de hırsızlık, başkasına ait taşınır bir malın, zilyedinin rızası olmaksızın, fail tarafından kendisine veya başkasına fayda sağlamak amacıyla alınması olarak tanımlanmıştır. Bu eylem, failin cezalandırılmasını gerektirir. Hırsızlık suçunun cezası, suçun basit veya nitelikli hallerine, failin kastına, güttüğü amaca ve somut olayın özelliklerine göre değişiklik gösterir. Bu makalede, hırsızlık suçunun unsurları, cezası, nitelikli halleri, etkin pişmanlık hükümleri ve Yargıtay kararları ışığında detaylı bir analiz sunulacaktır.
## Hırsızlık Suçunun Unsurları
TCK m. 141'de tanımlanan hırsızlık suçunun oluşabilmesi için aşağıdaki unsurların bir arada bulunması gerekir:
- **Taşınır Bir Malın Varlığı:** Hırsızlığa konu olan malın, taşınabilir nitelikte olması gerekir. Taşınmaz mallar, hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaz. Taşınmazlara yönelik eylemler, şartları varsa TCK'da düzenlenen mala zarar verme (TCK m. 151) veya hakkı olmayan yere tecavüz (TCK m. 154) gibi başka suçları oluşturabilir. Taşınır mal kavramına, ekonomik değeri olsun veya olmasın, her türlü eşya dahildir. Elektrik, su, doğalgaz gibi enerji kaynakları da taşınır mal sayılır ve hırsızlık suçuna konu olabilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2013/8-502 E., 2014/256 K.).
- **Malın Başkasına Ait Olması:** Çalınan malın, failden başka bir kişiye ait olması gerekir. Sahipsiz mallar (örneğin, denize atılmış bir eşya) veya terk edilmiş mallar hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaz. Ancak, bir malın terk edilip edilmediği somut olayın özelliklerine göre değerlendirilir. Bir malın uzun süre kullanılmaması veya bir yerde bırakılması, o malın terk edildiği anlamına gelmez. Bu hususta, malın sahibi tarafından mal üzerindeki zilyetliğin bırakılması ve artık mal üzerinde bir hak iddiasının bulunmaması gerekir.
- **Zilyedin Rızasının Bulunmaması:** Malın alınması, zilyedin (malı fiilen elinde bulunduran kişinin) rızası dışında gerçekleşmelidir. Rıza varsa, hırsızlık suçu oluşmaz. Ancak rıza, hukuka uygun olmalıdır. Cebir, şiddet veya tehdit altında alınan rıza geçersizdir ve hırsızlık suçunu ortadan kaldırmaz. Ayrıca, rıza ehliyetine sahip olmayan bir kişinin (örneğin, küçük bir çocuğun veya akıl hastasının) rızası da geçerli değildir. Rızanın, fiilin işlenmesinden önce veya işlendiği sırada mevcut olması gerekir. Sonradan verilen rıza, hırsızlık suçunu ortadan kaldırmaz, ancak cezada indirim nedeni olabilir (TCK m. 22).
- **Alma Fiili:** Malın, zilyedinin hakimiyet alanından çıkarılarak, failin veya başkasının hakimiyet alanına sokulmasıdır. Bu fiil, mal üzerindeki zilyetlik ilişkisini sona erdirmelidir. Yargıtay, "alma" fiilinin gerçekleşmesi için malın failin egemenlik alanına girmesini yeterli görmektedir. Malın fiilen taşınması veya kullanılması şart değildir. Örneğin, bir mağazada bir eşyayı alıp cebine koymak, alma fiilini gerçekleştirir (Yargıtay CGK, 2017/13-95 E., 2020/310 K.).
- **Failin Kastı:** Failin, malı alırken hırsızlık yapma bilinci ve iradesine sahip olması gerekir. Failin, malı geçici olarak kullanmak (kullanma hırsızlığı) veya şaka yapmak amacıyla alması durumunda, hırsızlık suçu oluşmaz. Ancak, kullanma hırsızlığı TCK'da ayrı bir suç olarak düzenlenmemiştir; bu durumda failin kastının hırsızlık olmadığı değerlendirilir. Failin, kendisine veya başkasına yarar sağlama maksadıyla hareket etmesi de aranır (TCK m. 141). Bu yarar sağlama kastı, suçun manevi unsurunu oluşturur ve failin saiki ile karıştırılmamalıdır. Failin amacı, malı satmak, kullanmak veya başkasına vermek olabilir. Önemli olan, failin malı hukuka aykırı bir şekilde elde etme bilinci ve iradesine sahip olmasıdır.
## Hırsızlık Suçunun Cezası
TCK m. 141'e göre, hırsızlık suçunun temel şeklinin cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak, suçun nitelikli halleri söz konusu olduğunda bu ceza artabilir. Nitelikli haller, TCK m. 142'de düzenlenmiştir. Ayrıca, TCK m. 143'te cezanın artırılmasını gerektiren özel durumlar da bulunmaktadır. Hırsızlık suçunun temel şekli için adli para cezası öngörülmemiştir. Ancak, TCK m. 144'te düzenlenen daha az cezayı gerektiren hallerde, adli para cezasına hükmedilebilir.
## Nitelikli Hırsızlık Halleri ve Cezaları
Hırsızlık suçunun bazı nitelikli halleri, cezanın daha ağırlaştırılmasını gerektirir. TCK m. 142’de sayılan nitelikli hallerden bazıları şunlardır:
- **Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak hırsızlık (TCK m. 142/1-a):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, sarhoş bir kişinin cebinden cüzdanını almak veya trafik kazası geçirmiş yaralı birinin eşyalarını çalmak bu kapsamdadır.
- **Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da yankesicilik suretiyle hırsızlık (TCK m. 142/1-b):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Yankesicilik, mağdurun dikkatsizliğinden yararlanarak gizlice yapılan hırsızlığı ifade eder. Örneğin, kalabalık bir otobüste birinin çantasından cüzdanını çalmak bu kapsamdadır.
- **Doğal afetlerin veya sosyal olayların meydana getirdiği kargaşadan yararlanarak hırsızlık (TCK m. 142/1-c):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, deprem sonrası hasar gören bir evden eşya çalmak veya bir gösteri sırasında çıkan olaylardan yararlanarak dükkanları yağmalamak bu kapsamdadır.
- **Hizmet ilişkisinin sağladığı kolaylıktan yararlanarak hırsızlık (TCK m. 142/1-d):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, bir çalışanın iş yerinden eşya çalması bu kapsamdadır. Hizmet ilişkisi, iş sözleşmesi veya benzeri bir hukuki ilişkiye dayanmalıdır. Ev hizmetlisi, bakıcı, şoför gibi kişiler de bu kapsamda değerlendirilebilir.
- **Hırsızlığın, ibadethanelerden veya buralara ayrılan yerlerden yapılması (TCK m. 142/2-a):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Cami, kilise, havra gibi ibadethaneler ve bu yerlere ait eklentiler bu kapsamdadır.
- **Hırsızlığın, herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlenmesi (TCK m. 142/2-b):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, bir mağazanın vitrininde sergilenen ve kilitli olan bir eşyayı çalmak veya bir evin garajından bisiklet çalmak bu kapsamdadır.
- **Hırsızlığın, ulaşım araçlarında veya bunların duraklarında ya da iskele, liman gibi yerlerde bulunması halinde (TCK m. 142/2-c):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Otobüs, tren, uçak, gemi gibi ulaşım araçları ve bu araçların durakları, terminalleri, limanları bu kapsamdadır.
- **Hırsızlığın, kamu hizmetinin görüldüğü bina veya eklentilerinden ya da bunlara tahsis edilmiş eşyadan yapılması (TCK m. 142/2-d):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, bir okuldan bilgisayar çalmak, bir hastaneden tıbbi malzeme çalmak veya bir belediye binasından evrak çalmak bu kapsamdadır.
- **Hırsızlığın, afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önleme veya azaltma amacıyla hazırlanan eşya hakkında işlenmesi (TCK m. 142/2-e):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, depremzedeler için ayrılan yardım malzemelerini çalmak, sel baskınlarına karşı hazırlanan kum torbalarını çalmak bu kapsamdadır.
- **Hırsızlığın, adet üzerine açıkta bırakılan hayvan hakkında işlenmesi (TCK m. 142/2-f):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Köy veya kırsal bölgelerde adet gereği otlamaya bırakılan hayvanların çalınması bu kapsamdadır.
- **Hırsızlığın, deniz, göl veya akarsu kıyısında veya bu yerlerdeki ulaşım araçlarında işlenmesi (TCK m. 142/2-g):** Bu durumda ceza, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Örneğin, bir tekneden motor çalmak veya bir göl kıyısında bulunan bir kulübeden eşya çalmak bu kapsamdadır.
TCK m. 142’de sayılan bu nitelikli hallerin yanı sıra, TCK m. 142/3'te belirtilen "Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlal edilmesi" durumu da nitelikli hal olarak kabul edilir ve bu durumda ceza artırılır.
TCK m. 143’te ise, hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi gibi hallerde cezanın artırılacağı düzenlenmiştir. Bu hallerde ceza, yarı oranında artırılır. Gece vakti kavramı, TCK m. 6/1-e bendinde tanımlanmıştır. Buna göre, güneşin batmasından bir saat sonra başlayıp, güneşin doğmasından bir saat öncesine kadar geçen süre gece vaktidir. Birden fazla kişiyle birlikte hırsızlık yapılması durumunda, faillerin birlikte hareket etme iradesi ve eylem üzerinde ortak hakimiyet kurmaları gerekir.
TCK m. 144’te ise, bazı hallerde hırsızlık suçunun daha az cezayı gerektiren halleri düzenlenmiştir.
- **Paydaş veya elbirliği halinde malik olunan mal üzerinde hırsızlık yapılması (TCK m. 144/1-a):** Bu durumda, malın tamamı değil, sadece diğer paydaşların hisseleri çalınmış olur. Örneğin, ortak bir kasadan bir paydaşın diğer paydaşların izni olmadan para alması bu kapsamdadır.
- **Kullanılmış eşya hakkında hırsızlık yapılması (TCK m. 144/1-b):** Bu durumda, eşyanın değeri düşük olmalıdır. Değerin azlığı, somut olayın özelliklerine göre hakim tarafından takdir edilir. Örneğin, bir bit pazarından eski bir eşya çalmak bu kapsamdadır.
Bu hallerde, fail hakkında verilecek ceza, yarı oranına kadar indirilebilir. Ayrıca, hakim, bu hallerde adli para cezasına da hükmedebilir.
## Etkin Pişmanlık
Hırsızlık suçunu işleyen kişi, soruşturma aşamasında pişmanlık duyarak mağdurun zararını giderirse, TCK m. 168’deki etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Zararın giderilmesi, çalınan malın iadesi veya tazminat ödenmesi şeklinde olabilir. Etkin pişmanlık, kovuşturma aşamasında da mümkündür; ancak bu durumda yapılacak indirim oranı daha azdır. Soruşturma evresinde etkin pişmanlık gösterilmesi halinde, cezada 2/3'üne kadar indirim yapılabilecektir. Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar etkin pişmanlık gösterilmesi halinde ise, cezada 1/2'sine kadar indirim yapılabilecektir (TCK m. 168/1-3). Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, zararın tamamen giderilmesi gerekir. Kısmi ödeme yapılması durumunda, etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz, ancak cezada indirim nedeni olabilir.
## Yargıtay Kararları Işığında Hırsızlık Suçu
Yargıtay, hırsızlık suçuna ilişkin birçok kararında suçun unsurlarını, nitelikli hallerini, etkin pişmanlık hükümlerini ve cezanın belirlenmesindeki kriterleri açıklamıştır. Örneğin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2017/13-95 E., 2020/310 K. sayılı kararında, hırsızlık suçunda "alma" fiilinin ne anlama geldiği detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Yargıtay, bu kararında alma fiilinin, malın zilyedinin hakimiyet alanından çıkarılıp, failin hakimiyet alanına sokulmasıyla gerçekleşeceğini belirtmiştir. Yine Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin 2014/8452 E., 2014/5362 K. sayılı kararında, bir marketten ürün alıp ödeme yapmadan kaçmanın hırsızlık suçunu oluşturduğuna karar verilmiştir. Yargıtay kararları, hırsızlık suçunun somut olaylara uygulanmasında önemli bir rehber niteliğindedir. Ayrıca, Yargıtay'ın hırsızlık suçuna ilişkin güncel içtihatları, suçun farklı görünümlerine ilişkin yorumları içermektedir ve bu nedenle takip edilmesi önemlidir. Örneğin, internet üzerinden yapılan hırsızlıklar, sanal para hırsızlıkları gibi yeni nesil suçlarla ilgili Yargıtay kararları, hukuki tartışmalara yön vermektedir. Yargıtay 13. Ceza Dairesi'nin 2016/4823 E., 2017/248 K. sayılı kararında, internet bankacılığı şifresini ele geçirerek hesaptan para çekmenin hırsızlık suçunu oluşturduğuna karar verilmiştir. Bu tür kararlar, teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan yeni suç türlerine ilişkin hukuki değerlendirmelerin önemini göstermektedir.