İcra takibinde aciz belgesi - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/icra-takibinde-aciz-belgesi
```html

İcra Takibinde Aciz Belgesi



İcra ve İflas Kanunu (İİK), alacaklıların haklarını koruma altına alırken, borçluların da belirli sınırlar içinde korunmasını amaçlar. Bu dengeyi sağlamada önemli bir araç olan aciz belgesi, icra takibinin sonuçsuz kalması halinde alacaklıya sunulan ve borçlunun malvarlığının alacağı karşılamaya yetmediğini gösteren bir belgedir. Bu makalede, icra takibinde aciz belgesinin ne olduğu, hangi durumlarda düzenlendiği, hukuki sonuçları ve güncel yargı kararları ışığında incelenecektir.



Aciz Belgesinin Tanımı ve Hukuki Niteliği



Aciz belgesi, İcra ve İflas Kanunu'nun 105. ve 143/4, 251/2-3, 277. maddelerinde düzenlenmiştir. Temelde iki tür aciz belgesi bulunmaktadır: geçici aciz belgesi (İİK m. 105) ve kesin aciz belgesi (İİK m. 143/4, 251/2-3, 277). Geçici aciz belgesi, haciz sırasında borçluya ait haczi kabil malların bulunmaması veya bulunan malların alacağı karşılamaya yetmemesi halinde düzenlenen bir tutanaktır. Bu tutanak, alacaklıya İİK m. 277 vd. uyarınca tasarrufun iptali davası açma hakkı vermez. Kesin aciz belgesi ise, iflas yoluyla takipte veya haciz yoluyla takipte borçlunun tüm malvarlığının paraya çevrilmesine rağmen alacağın tamamının karşılanamaması durumunda düzenlenen bir belgedir. Ayrıca İİK 143/4 ve 251/2-3 maddelerinde de kesin aciz belgesi düzenlenmesi halleri mevcuttur. İİK 143/4'e göre, taşınır rehninin paraya çevrilmesi sonucunda alacak tamamen ödenmemişse alacaklıya bir aciz belgesi verilir. İİK 251/2-3'e göre ise, ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi sonucunda alacak tamamen ödenmemişse alacaklıya bir aciz belgesi verilir. İflas yoluyla takiplerde ise İİK m. 257'de kesin aciz belgesi düzenlenmesi öngörülmüştür. İİK m. 257 uyarınca, iflas masasınca alacaklılara, alacaklarının tamamını alamadıklarına dair bir belge verilir ki bu belge kesin aciz belgesi hükmündedir.



Aciz belgesi, bir tespit işlemidir. Borçlunun malvarlığının alacağı karşılamaya yetmediğini resmi olarak belgelendirir. Bu belge, alacaklıya bir dizi hukuki imkan sunarken, borçlu açısından da bazı sonuçlar doğurur.



Aciz Belgesinin Düzenlenme Şartları



Geçici Aciz Belgesi (İİK m. 105)



Geçici aciz belgesi düzenlenmesi için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir:




  • İcra takibinin kesinleşmiş olması.

  • Haciz işleminin yapılmış olması.

  • Haciz sırasında borçluya ait haczi kabil mal bulunmaması veya bulunan malların alacağı karşılamaya yetmemesi.



Bu şartlar gerçekleştiğinde, icra memuru durumu bir tutanakla tespit eder. Bu tutanak, geçici aciz belgesi niteliğindedir. Bu tutanağın içeriğinde, haczedilen malların kıymetleri ve alacak miktarının ne kadarının karşılanamadığı açıkça belirtilmelidir. Ayrıca, borçlunun başkaca malı bulunup bulunmadığı hususu da tutanakta yer almalıdır (Yargıtay 12. HD., E. 2014/22233, K. 2015/12129, T. 11.5.2015). Geçici aciz belgesi, İİK'nun 68/1 maddesinde belirtilen belgelerden değilse, tek başına itirazın kaldırılması davasına konu edilemez. Bu husus, Yargıtay'ın yerleşik içtihatları ile sabittir.



Kesin Aciz Belgesi (İİK m. 143/4, 251/2-3, 277)



Kesin aciz belgesi düzenlenmesi için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir:




  • İcra takibinin kesinleşmiş olması.

  • Borçlunun tüm malvarlığının paraya çevrilmiş olması (iflas yoluyla takipte veya haciz yoluyla takipte) veya taşınır/taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi sonucunda alacağın tamamen ödenmemiş olması.

  • Paraya çevirme sonucunda elde edilen miktarın, alacağı tamamen karşılamamış olması.



Bu durumda, icra dairesi veya iflas dairesi, alacaklıya kesin aciz belgesi verir. Kesin aciz belgesi, İİK'nun 68/1 maddesinde belirtilen belgelerden ise, itirazın kaldırılması davasına konu edilebilir.



Aciz Belgesinin Hukuki Sonuçları



Aciz belgesi, alacaklı ve borçlu açısından çeşitli hukuki sonuçlar doğurur:




  • Alacaklı Açısından:

    • Yeni Takip Hakkı: Alacaklı, aciz belgesine dayanarak borçluya karşı yeni bir icra takibi başlatabilir. Ancak, bu takipte de borçlunun malvarlığı bulunamazsa, alacak tahsil edilemeyebilir. Aciz belgesi, alacaklıya borçlunun daha sonra edineceği mallar üzerine haciz koyma imkanı verir.

    • Tasarrufun İptali Davası (İİK m. 277 vd.): Alacaklı, elinde İİK m. 277'de belirtilen şartları taşıyan bir aciz belgesi bulunması halinde borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı tasarrufların iptali için dava açabilir. Bu dava, borçlunun malvarlığından mal kaçırmasını engellemeyi ve alacaklının alacağını tahsil etmesini sağlamayı amaçlar. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 2016/15787 E., 2019/10488 K. sayılı kararında, "Aciz belgesi, tasarrufun iptali davası açılabilmesi için zorunlu bir şarttır." denilmektedir. Ancak, tasarrufun iptali davası açılabilmesi için İİK 277 ve devamı maddelerindeki diğer şartların da sağlanması gerekmektedir. Özellikle belirtmek gerekir ki, her aciz belgesi tasarrufun iptali davası açma hakkı vermez. İİK m. 277'de belirtilen nitelikte bir aciz belgesi bulunmalıdır.

    • Cezai Sorumluluk: Borçlunun, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla hileli davranışlarda bulunması halinde, Türk Ceza Kanunu'nun 158. maddesi uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında cezai sorumluluğu doğabilir.

    • İflas Davası Açma Hakkı: Alacaklı, elinde kesin aciz belgesi bulunması halinde, borçlunun iflasını isteyebilir (İİK m. 177).



  • Borçlu Açısından:

    • Yeni Borçlanma Zorluğu: Aciz belgesi, borçlunun kredi notunu düşürebilir ve yeni borçlanmasını zorlaştırabilir.

    • İtibarsızlık: Aciz belgesi, borçlunun ticari itibarını zedeleyebilir. Özellikle tacirler açısından bu durum önemlidir.

    • İflas Erteleme Talebinin Reddi: Borçlu şirket ise, aciz halinde olması iflas erteleme talebinin reddine neden olabilir. (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 377)

    • Aciz Halinin Devamı Karinesi: Kesin aciz belgesi, borçlunun aciz halinin devam ettiğine karine teşkil eder. Bu karine, borçlunun yeniden malvarlığı edinmediği sürece devam eder.





Aciz Belgesine Karşı İtiraz



Aciz belgesinin düzenlenmesine karşı, hem alacaklı hem de borçlu itiraz edebilir. Geçici aciz belgesine karşı itiraz, İİK'nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca genel hükümler çerçevesinde şikayet yoluyla icra mahkemesine yapılır. Kesin aciz belgesine karşı itiraz ise, belgenin içeriğine ve düzenlenmesine ilişkin usulsüzlüklere yönelikse şikayet yoluyla, belgenin dayanağı olan alacağın miktarına veya varlığına ilişkinse itiraz yoluyla icra mahkemesine yapılır. İcra mahkemesi, itirazı inceleyerek aciz belgesinin geçerli olup olmadığına karar verir.



Güncel Yargıtay Kararları Işığında Aciz Belgesi



Yargıtay, aciz belgesiyle ilgili kararlarında, belgenin hukuki niteliğini ve sonuçlarını detaylı bir şekilde ele almaktadır. Örneğin, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2015/28922 E., 2016/12663 K. sayılı kararında, "Aciz belgesi, alacaklının alacağını tahsil edemediğini gösteren bir delildir ve alacaklıya yeni hukuki imkanlar sağlar." denilmektedir. Bu karar, aciz belgesinin alacaklılar için ne kadar önemli bir araç olduğunu vurgulamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/12-786 E., 2020/686 K. sayılı kararında ise, aciz belgesinin tasarrufun iptali davasında ispat yükü açısından önemi vurgulanmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 2017/3131 E., 2020/7653 K. sayılı kararında da, aciz belgesinin tasarrufun iptali davasındaki önemi ve niteliği detaylı bir şekilde açıklanmıştır.



Somut Örnek



Alacaklı A, borçlu B aleyhine 100.000 TL'lik bir alacak için icra takibi başlatmıştır. Yapılan haciz işlemlerinde borçlu B'nin evinde haczi kabil hiçbir eşya bulunamamıştır. Bu durumda, icra memuru bir tutanak düzenleyerek geçici aciz belgesi vermiştir. Alacaklı A, bu belgeye dayanarak borçlu B'nin 6 ay önce babasından devraldığı ve tapuda üzerine geçirdiği evi için tasarrufun iptali davası açmıştır. Mahkeme, borçlu B'nin babasından mal kaçırmak amacıyla evi devraldığına karar verirse, tasarrufun iptaline karar verilecek ve alacaklı A'nın alacağı bu ev üzerinden tahsil edilebilecektir. Ancak, bu durumda alacaklı A'nın öncelikle İİK 283/1 maddesi uyarınca icra takibini o taşınmaz için devam ettirmesi gerekmektedir. Bu örnekte, geçici aciz belgesi tasarrufun iptali davası açılmasına dayanak teşkil etmez. Alacaklı A'nın, İİK m. 277'de belirtilen şartları taşıyan kesin aciz belgesi alması gerekmektedir.



Sonuç ve Öneriler



İcra takibinde aciz belgesi, alacaklıların haklarını koruma altına alan önemli bir araçtır. Ancak, belgenin düzenlenmesi ve hukuki sonuçları konusunda dikkatli olunması gerekir. Alacaklıların, aciz belgesini elde ettikten sonra tasarrufun iptali davası gibi hukuki imkanları değerlendirmesi, alacaklarını tahsil etme şanslarını artırabilir. Borçluların ise, aciz belgesinin düzenlenmesine karşı itiraz haklarını kullanmaları ve mali durumlarını düzeltmeye çalışmaları önemlidir.



Hukuki süreçlerin karmaşıklığı göz önüne alındığında, icra takibi ve aciz belgesi gibi konularda uzman bir avukattan destek almak, hak kayıplarının önlenmesi açısından faydalı olacaktır.


```
Hukuki Danışmanlık