İcra Takibinde Altın ve Mücevher Satışı
İcra ve İflas Kanunu (İİK), alacaklıların alacaklarını tahsil edebilmeleri için borçlunun malvarlığına el konulmasını ve bu malların paraya çevrilerek alacağın ödenmesini öngören bir sistemdir. Bu sistem içerisinde, borçlunun sahip olduğu altın ve mücevherler de haczedilebilir ve icra yoluyla satılabilir. Bu makalede, icra takibinde altın ve mücevher satışının hukuki dayanakları, usulü ve dikkat edilmesi gereken hususlar detaylı bir şekilde incelenecektir.
I. Altın ve Mücevherin Haczi
İİK'nın 82. maddesi, haczedilemeyen malları sınırlı sayıda saymaktadır. Altın ve mücevher, bu maddede sayılan haczedilemeyen mallar arasında yer almamaktadır. Bu nedenle, borçlunun zilyetliğinde bulunan veya üçüncü kişiler nezdinde bulunan altın ve mücevherler, alacaklının talebi üzerine haczedilebilir. Ancak, burada İİK'nın 82/3. maddesi uyarınca "borçlu ve ailesi için lüzumlu" eşya olup olmadığı değerlendirilmelidir. Yargıtay içtihatlarına göre ziynet eşyaları, borçlunun ve ailesinin geçimi için zorunlu ihtiyaç maddesi olarak genel olarak değerlendirilmez. Haciz işlemi, icra memuru tarafından tutanakla tespit edilerek gerçekleştirilir. Altın ve mücevherin değeri, haciz sırasında bilirkişi marifetiyle tespit edilebilir veya daha sonraki bir aşamada değer tespiti yapılabilir. Haciz tutanağında altın ve mücevherin niteliği, adedi, varsa markası, ayarı gibi ayırt edici özelliklerinin belirtilmesi önemlidir. Ayrıca, mümkünse fotoğraflarının çekilerek tutanağa eklenmesi de ispat açısından faydalı olacaktır. Haciz sırasında borçlunun veya temsilcisinin hazır bulunması sağlanmalıdır. Hazır bulunmaması halinde, durum tutanağa işlenmelidir.
Örnek: Alacaklı A, borçlu B aleyhine icra takibi başlatmış ve borçlunun evinde yapılan haciz sırasında altın bilezikler, kolyeler ve yüzükler bulunmuştur. İcra memuru, bu altın ve mücevherleri haczederek tutanak altına almıştır. Tutanakta, bileziklerin kaç adet olduğu, yaklaşık ağırlığı, üzerindeki taşlar (varsa) gibi bilgiler yer almalıdır. Mümkünse her bir ziynet eşyasının fotoğrafı çekilerek tutanağa eklenmelidir.
II. Altın ve Mücevherin Değer Tespiti
Haczedilen altın ve mücevherin değerinin tespiti, satış aşamasına geçilmeden önce yapılması gereken önemli bir işlemdir. İİK'nın 128. maddesi uyarınca, haczedilen malların değerinin tespiti için icra müdürü tarafından bilirkişi görevlendirilir. Değer tespiti, genellikle alanında uzman bir bilirkişi marifetiyle yapılır. Bilirkişi, altın ve mücevherin cinsini, miktarını, ayarını, işçiliğini, üzerindeki değerli taşları ve piyasa değerini dikkate alarak ayrıntılı bir rapor düzenler. Değer tespitine itiraz edilmesi halinde, İİK'nın 128/a maddesi uyarınca icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurulabilir. İcra mahkemesi, gerekirse yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabilir. Şikayet süresi, değer tespit raporunun tebliğinden itibaren 7 gündür (İİK m. 16/1). Değer tespiti yapılırken, güncel piyasa koşulları ve altın fiyatları dikkate alınmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2016/15456 E., 2017/4356 K. sayılı kararında, "Haczedilen ziynet eşyalarının değerinin tespiti, satış aşamasında önem arz etmektedir. Değer tespitinin usulüne uygun olarak yapılması, hem borçlunun hem de alacaklının haklarının korunması açısından gereklidir." şeklinde hüküm kurulmuştur.
III. Altın ve Mücevherin Satışı
Haczedilen altın ve mücevher, İİK'nın 114. ve devamı maddelerinde düzenlenen usule göre satılır. Satış, kural olarak açık artırma yoluyla yapılır (İİK m. 114). Ancak, tüm ilgililerin (alacaklı, borçlu, hacze iştirak edenler) muvafakati ile pazarlıkla satış da mümkündür (İİK m. 123). Pazarlıkla satışın yapılabilmesi için, tüm ilgililerin muvafakatinin yazılı olarak alınması gerekir. Satış ilanının yapılması (İİK m. 114, 114/a), ilgililere tebliğ edilmesi (İİK m. 127) ve satış şartnamesinin hazırlanması gibi işlemler, kanunda belirtilen usule uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Satış ilanında, artırmaya çıkarılan malın cinsi, mahiyeti, önemli vasıfları, muhammen kıymeti, bulunduğu yer, artırma şartları, birinci ve ikinci artırmanın yapılacağı yer, gün ve saat belirtilir (İİK m. 114/2). Satış ilanı, satıştan en az on gün önce yapılmalıdır (İİK m. 114/1). Satış ilanının yapılması gereken yerler İİK 114/a maddesinde düzenlenmiştir. İİK 114/a uyarınca ilan, Adalet Bakanlığı tarafından kurulan Basın İlan Kurumu aracılığıyla yapılır. Ayrıca, icra dairesinin bulunduğu yerdeki gazetelerden birinde de ilan yapılabilir. Satış şartnamesinde, satışa ilişkin tüm detaylar (ödeme koşulları, teslimat şartları, vb.) açıkça belirtilmelidir. Satış şartnamesi, icra dairesinde herkesin görebileceği bir yere asılır. İİK 115. madde uyarınca ilk artırmada, muhammen değerinin yüzde ellisini ve o malla güvence altına alınan alacak miktarını ve o malla ilgili rüçhanlı alacakları ve icra masraflarını geçmek şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa ikinci artırma yapılır. İkinci artırmada da alıcı çıkmazsa satış düşer.
Örnek: Haczedilen altın bileziklerin değeri bilirkişi tarafından 50.000 TL olarak tespit edilmiştir. İcra müdürü, satış ilanını yayınlamış ve ilk artırmada alıcı çıkmaması halinde ikinci artırmanın yapılacağını duyurmuştur. İkinci artırmada en yüksek teklifi veren C, altın bilezikleri satın almıştır.
IV. Satış Bedelinin Dağıtımı
Altın ve mücevherin satışından elde edilen bedel, öncelikle icra masraflarının karşılanmasında kullanılır (İİK m. 138). Kalan miktar, alacaklıların alacaklarını karşılamak için dağıtılır. Birden fazla alacaklı olması halinde, alacakların sırası ve miktarı dikkate alınarak dağıtım yapılır (İİK m. 139-148). Alacakların sırası, kanunda belirtilen rüçhan haklarına göre belirlenir. Örneğin, işçi alacakları, bazı kamu alacakları ve rehinli alacaklar, diğer alacaklara göre önceliklidir. Artan bir miktar kalması halinde, bu miktar borçluya iade edilir.
V. Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
- Haciz işleminin usulüne uygun olarak yapılması, ileride yaşanabilecek itirazların önüne geçilmesi açısından önemlidir. Haciz tutanağında malın niteliği, adedi ve ayırt edici özelliklerinin açıkça belirtilmesi gerekir. Mümkünse ziynet eşyalarının fotoğraflarının çekilerek tutanağa eklenmesi ispat açısından faydalıdır.
- Altın ve mücevherin değerinin doğru ve güncel olarak tespit edilmesi, hem alacaklının hem de borçlunun haklarının korunması için gereklidir. Bilirkişi raporuna itiraz hakkı bulunmaktadır. İtiraz süresi içinde icra mahkemesine başvurulmalıdır.
- Satış ilanının ve tebligatlarının usulüne uygun olarak yapılması, satışın geçerliliği için şarttır. İlanın süresinde yapılması ve ilgililere tebliğ edilmesi önemlidir. İlanın İİK 114/a maddesinde belirtilen yerlerde yapılması zorunludur.
- Satış bedelinin dağıtımının kanuna uygun olarak yapılması, ileride doğabilecek ihtilafların önlenmesi açısından önemlidir. Alacaklıların sırası ve miktarı doğru tespit edilmelidir. Rüçhanlı alacaklar dikkate alınarak dağıtım yapılmalıdır.
- Haczedilen altın ve mücevherlerin muhafazası önemlidir. İcra müdürlüğü, malların güvenli bir şekilde saklanmasını sağlamalıdır. Gerekirse banka kasalarında veya güvenilir depolarda muhafaza edilmelidir.
- Ziynet eşyalarının kime ait olduğu hususu önemlidir. Evlilik birliği içinde edinilmiş olsa dahi kadına ait olduğu karine olarak kabul edilir. Ancak, bu karinenin aksini ispat yükü iddia edene aittir.
VI. Güncel Yargıtay Kararları
İcra takibinde altın ve mücevher satışıyla ilgili olarak Yargıtay'ın güncel kararları, uygulamaya yön vermektedir. Bu kararlarda, haciz işleminin usulü, değer tespiti, satış şartları ve bedelin dağıtımı gibi konularda önemli açıklamalar bulunmaktadır. Bu nedenle, icra takibi sürecinde güncel Yargıtay kararlarının takip edilmesi, hukuki hataların önlenmesi açısından önemlidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2021/4567 E., 2022/3214 K. sayılı kararında, "Haczedilen ziynet eşyalarının niteliği ve değeri dikkate alınarak, satışın en uygun şekilde gerçekleştirilmesi icra müdürlüğünün görevidir. Satışın usulsüz yapılması halinde, borçlunun zararlarının tazmini gerekir." şeklinde hüküm kurulmuştur.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/14532 E., 2018/11235 K. sayılı kararında, "Ziynet eşyalarının, kadının şahsi malı olduğu ve kocasının borcundan dolayı haczedilemeyeceği yönündeki iddiaların dinlenebilmesi için, ziynet eşyalarının kadına ait olduğunun ispatlanması gerekir." şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu karar, ziynet eşyalarının kime ait olduğunun ispatının önemini vurgulamaktadır. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları, aksi ispatlanmadıkça kadının kişisel malı sayılır. Bu nedenle, haciz sırasında bu hususa dikkat edilmesi ve ziynet eşyalarının kime ait olduğunun tespit edilmeye çalışılması önemlidir.
Sonuç ve Öneriler
İcra takibinde altın ve mücevher satışı, alacaklının alacağını tahsil etmesi için önemli bir araçtır. Ancak, bu sürecin kanuna uygun olarak yürütülmesi, hem alacaklının hem de borçlunun haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Haciz, değer tespiti, satış ve bedelin dağıtımı gibi aşamalarda, İcra ve İflas Kanunu'nda belirtilen usullere titizlikle uyulmalıdır. Ayrıca, güncel Yargıtay kararlarının takip edilmesi ve hukuki danışmanlık alınması, sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesine yardımcı olacaktır.
Bu makalede, icra takibinde altın ve mücevher satışının hukuki çerçevesi ve uygulamadaki önemli noktaları ele alınmıştır. Ancak, her somut olay kendi özel koşulları içerisinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle, icra takibi sürecinde profesyonel hukuki destek alınması, hak kayıplarının önlenmesi açısından tavsiye edilir.
```