İcra Takibinde Satış
İcra ve İflas Kanunu (İİK), alacaklıların haklarını güvence altına alarak borçluların borçlarını ödemelerini sağlamayı amaçlayan bir hukuk dalıdır. Bu süreçte, borçlunun borcunu rızaen ödememesi halinde, alacaklı icra takibi başlatarak borcun cebri icra yoluyla tahsilini talep edebilir. İcra takibinin önemli aşamalarından biri de borçlunun haczedilen malvarlığının paraya çevrilmesi, yani satıştır. Bu makalede, icra takibinde satış sürecini, ilgili mevzuatı ve Yargıtay kararlarını dikkate alarak detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Satış Talebi ve Süresi
Haczedilen malların satışı, alacaklının talebi üzerine gerçekleştirilir. İİK'nın 106. maddesi uyarınca, haczedilen taşınır mallar için hacizden itibaren altı ay, taşınmaz mallar için ise bir yıl içinde satış talebinde bulunulması gerekmektedir. Bu süreler hak düşürücü nitelikte olup, süresinde satış talebinde bulunulmaması halinde haciz düşer (İİK m. 106). Satış talebi, icra dairesine yazılı veya sözlü olarak yapılabilir (İİK m. 58). Satış talebi üzerine icra dairesi, satış hazırlıklarına başlar. Satış talebinde bulunma süresi, haczin yapıldığı tarihten itibaren başlar ve bu sürelerin geçirilmesiyle haciz düşer. Haczin düşmesi, alacaklının aynı alacak için yeniden icra takibi başlatmasına engel teşkil etmez, ancak yeniden haciz yapılması gerekir. (Yargıtay 12. HD., E. 2015/16148, K. 2016/6542, T. 3.3.2016)
Örnek: Alacaklı A, borçlu B'nin taşınır mallarını 1 Ocak 2024 tarihinde haczetmiştir. A'nın bu malların satışı için en geç 1 Temmuz 2024 tarihine kadar satış talebinde bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde haciz düşecektir.
Satış Hazırlığı ve İlan
Satış talebi üzerine icra dairesi, satış hazırlıklarına başlar. Öncelikle, haczedilen malın değerini belirlemek için bilirkişi incelemesi yaptırılabilir (İİK m. 119). Bilirkişi raporu, malın niteliği ve piyasa koşulları dikkate alınarak hazırlanır ve malın muhammen bedeli belirlenir. İİK'nın 114. maddesi uyarınca, satış ilanının yapılması zorunludur. İlan, satışın yapılacağı yer ve zamanı, malın cinsi, niteliği ve muhammen bedelini içermelidir. İlan, icra dairesinin ilan panosunda asılır, ayrıca elektronik ortamda da yayınlanabilir (İİK m. 114/2). Taşınmaz satışlarında, ilan ayrıca tapu siciline de şerh edilir (İİK m. 114/3). İlanın şekli ve içeriği İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği'nde düzenlenmiştir. Satış ilanı, ilgililere (borçlu, alacaklı, ipotek sahibi vs.) tebliğ edilir (İİK m. 114/1). Tebligatın usulüne uygun yapılması, ihalenin geçerliliği için önemlidir. Satış ilanının yapılması ve ilgililere tebliğ edilmesi, ihalenin şeffaf ve rekabetçi bir şekilde gerçekleşmesini sağlamayı amaçlar.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2016/24050 E., 2017/3865 K. sayılı kararında, "Satış ilanının usulüne uygun yapılmaması, ihalenin feshi nedenidir" denilerek, ilanın önemine vurgu yapılmıştır.
Satış Şekli ve Artırma
Satış, genellikle açık artırma yoluyla yapılır (İİK m. 112). Ancak, bazı durumlarda pazarlık usulüyle de satış yapılabilir (İİK m. 119/2). Açık artırma, icra dairesi tarafından belirlenen yer ve zamanda yapılır. İİK'nın 115. maddesi uyarınca, ilk artırmada malın muhammen bedelinin %50'si ve o ana kadar yapılan masrafları ve varsa rüçhanlı alacakları karşılayacak bir bedelle alıcı çıkmazsa, ikinci bir artırma yapılır. İlk artırma ile ikinci artırma arasında en az yedi gün süre bulunmalıdır (İİK m. 117). İkinci artırmada ise, malın muhammen bedelinin %50'si ve o ana kadar yapılan masrafları ve varsa rüçhanlı alacakları karşılayacak bir bedelle alıcı çıkması halinde satış gerçekleştirilir. Ancak, bu bedel rüçhanlı alacaklıların alacağını karşılamıyorsa, satış yapılamaz (İİK m. 115). Artırmalar, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) bilişim sistemi üzerinden elektronik ortamda da yapılabilir (İİK m. 111/a). Elektronik ortamda yapılan artırmalarda, teklifler belirli bir süre boyunca alınır ve en yüksek teklifi veren kişi ihaleyi kazanır. Elektronik artırmaların usul ve esasları İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği'nde detaylı olarak düzenlenmiştir.
Örnek: Bir taşınmazın muhammen bedeli 100.000 TL'dir. İlk artırmada 50.000 TL ve masrafları karşılayacak bir bedelle alıcı çıkmamıştır. İkinci artırmada ise 50.000 TL ve masrafları karşılayacak bir bedelle alıcı çıkmıştır. Bu durumda, eğer rüçhanlı alacaklıların alacağı bu bedeli karşılıyorsa, satış gerçekleştirilebilir.
İhalenin Feshi
İhalenin usulüne uygun yapılmaması veya ihaleye fesat karıştırılması gibi durumlarda, ihalenin feshi davası açılabilir (İİK m. 134). İhalenin feshi nedenleri İİK'nın 134. maddesinde sayılmıştır. Bu nedenler arasında, satış ilanının usulsüzlüğü, artırmaya katılmaya engel olunması, malın değerinin düşük belirlenmesi, ihaleye fesat karıştırılması, ihaleye katılımın engellenmesi, alacaklı veya borçlunun zarar görmesi gibi hususlar yer almaktadır. İhalenin feshi davası, ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde açılmalıdır (İİK m. 134/2). Bu süre hak düşürücü niteliktedir. İhalenin feshi davası, icra mahkemesinde görülür (İİK m. 134/1). İhalenin feshi davası açma hakkı, alacaklı, borçlu ve ihalenin yapılmasıyla menfaati ihlal edilen üçüncü kişilere aittir (İİK m. 134/3). İhalenin feshi davasında, ihalenin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı ve ihaleye fesat karıştırılıp karıştırılmadığı hususları incelenir. İhalenin feshi davası sonucunda, mahkeme ihalenin feshine veya reddine karar verebilir. İhalenin feshi kararı kesinleştikten sonra, ihale iptal edilir ve satış süreci yeniden başlar.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2017/1131 E., 2017/5368 K. sayılı kararında, "İhaleye fesat karıştırıldığı iddiası, somut delillerle desteklenmelidir" denilerek, bu tür iddiaların ispatının önemine işaret edilmiştir.
Satış Bedelinin Dağıtımı
Satış bedeli, öncelikle satış masraflarının karşılanması için kullanılır (İİK m. 138). Daha sonra, rüçhanlı alacaklıların alacakları ödenir. Rüçhanlı alacaklar, kanunda belirtilen öncelik sırasına göre ödenir. Örneğin, işçi alacakları, nafaka alacakları ve rehinli alacaklar, diğer alacaklara göre önceliklidir. Kalan para, diğer alacaklılar arasında alacakları oranında paylaştırılır (İİK m. 139). Eğer satış bedeli tüm alacakları karşılamaya yetmiyorsa, alacaklılar aciz vesikası alarak borçlunun ileride elde edeceği gelirlerden alacaklarını tahsil etme imkanına sahip olurlar (İİK m. 143, 251). Aciz vesikası, alacaklının tahsil edemediği alacak miktarını gösteren bir belgedir. Aciz vesikası sahibi alacaklı, borçlunun ileride elde edeceği gelirler üzerine yeniden haciz koyabilir veya iflasını isteyebilir.
Sonuç ve Öneriler
İcra takibinde satış süreci, alacaklıların haklarını koruma altına alırken, borçluların da haklarının gözetildiği hassas bir süreçtir. Bu sürecin usulüne uygun ve adil bir şekilde yürütülmesi, hem alacaklıların alacaklarına kavuşması hem de borçluların mağduriyetinin önlenmesi açısından büyük önem taşır. Bu nedenle, icra takibinde satış sürecinde, ilgili mevzuatın ve Yargıtay kararlarının dikkatle incelenmesi, sürecin her aşamasında hukuki destek alınması ve tarafların haklarının korunması gerekmektedir. Özellikle satış ilanının usulüne uygun yapılması, ihaleye katılımın sağlanması ve satış bedelinin adil bir şekilde dağıtılması, sürecin şeffaf ve güvenilir bir şekilde yürütülmesini sağlayacaktır. Ayrıca, elektronik ortamda yapılan artırmaların yaygınlaştırılması, ihaleye katılımı artırarak daha rekabetçi bir ortam yaratılmasına katkı sağlayacaktır. İcra dairelerinin personelinin eğitimi ve uzmanlaşması, satış sürecinin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesine katkı sağlayacaktır. Son olarak, mevzuatta yapılacak iyileştirmelerle, satış sürecinin daha şeffaf, adil ve hızlı bir şekilde işlemesi sağlanabilir.
```