İcra takibinde tahsil - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/icra-takibinde-tahsil
```html





İcra Takibinde Tahsil



İcra Takibinde Tahsil



Giriş


İcra takibi, alacaklının alacağını cebri icra yoluyla tahsil etmesini sağlayan hukuki bir süreçtir. Bu süreç, alacaklının icra dairesine başvurusuyla başlar ve borçlunun malvarlığı üzerinde haciz uygulanarak, gerektiğinde bu malların paraya çevrilmesi ve alacağın tahsil edilmesiyle sonuçlanır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK), bu sürecin temelini oluşturur ve alacaklı ile borçlunun haklarını dengeler. Bu makalede, icra takibinde tahsil aşamaları, karşılaşılabilecek sorunlar ve çözüm önerileri detaylı bir şekilde incelenecektir.



İcra Takibi Aşamaları ve Tahsil Yöntemleri



İcra takibi süreci, genellikle şu aşamalardan oluşur:




  1. Takip Talebi: Alacaklı, alacağını tahsil etmek için yetkili icra dairesine bir takip talebi sunar. Yetkili icra dairesi, borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir (İİK m. 34). Takip talebinde, alacak miktarı, alacağın dayanağı (örneğin fatura, sözleşme, ilam), faiz talebi (varsa), borçlunun ve alacaklının bilgileri (T.C. kimlik numarası, adres vb.) yer alır. Takip talebi, İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'nde belirtilen unsurları içermelidir. [1]

  2. Ödeme Emri/İcra Emri: İcra dairesi, takip talebini inceledikten sonra usulüne uygunsa borçluya bir ödeme emri (ilamsız takiplerde) veya icra emri (ilamlı takiplerde) gönderir. Ödeme emrinde/icra emrinde, borcun miktarı, ödeme süresi (ödeme emrinde 7 gün, icra emrinde icra emrinin tebliğinden itibaren kanuni süreler), itiraz hakkı (ödeme emrinde) ve itiraz süresi belirtilir. Ödeme emrine itiraz süresi, İİK m. 62 uyarınca 7 gündür. İcra emrinde ise, ilamın icrasının geri bırakılması için icra mahkemesinden mehil istenebilir (İİK m. 36).

  3. İtiraz: Borçlu, ödeme emrine süresi içinde itiraz edebilir. İtiraz, takibi kendiliğinden durdurur (İİK m. 66). İtirazın kaldırılması için alacaklının itirazın iptali davası (genel mahkemelerde) veya itirazın kaldırılması talebi (icra mahkemesinde) yoluna başvurması gerekir. İcra emrine itiraz mümkün değildir, ancak icra emrinin iptali için şikayet yoluna başvurulabilir (İİK m. 16). Şikayet, icra mahkemesine yapılır.

  4. Haciz: Borçlu, ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı kaldırılırsa ya da icra emrine karşı şikayet yolu sonuçsuz kalırsa, alacaklı borçlunun malvarlığına haciz koydurabilir. Haciz, borçlunun taşınır, taşınmaz malları, banka hesapları, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları (maaş, kira geliri vb.) üzerinde uygulanabilir. Haciz talebi, takibin kesinleşmesinden sonra yapılabilir (İİK m. 78). Haciz, icra memuru tarafından yapılır (İİK m. 85).

  5. Satış: Haczedilen mallar, İcra ve İflas Kanunu'nda belirtilen usullere göre icra dairesi tarafından satılır. Satış, genellikle açık artırma yoluyla yapılır (İİK m. 114 vd.). Satıştan elde edilen gelir, öncelikle satış masrafları düşüldükten sonra alacaklının alacağını karşılamak için kullanılır.

  6. Tahsil: Satıştan elde edilen gelir veya borçlunun doğrudan ödemesiyle alacak tahsil edilir ve icra takibi sona erer. Alacaklının alacağı tamamen tahsil edildikten sonra icra dosyası kapatılır.



Tahsil Yöntemleri



İcra takibinde tahsil, çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilebilir:




  • Nakit Ödeme: Borçlu, borcunu doğrudan icra dairesine nakit olarak ödeyebilir. Bu durumda, icra dairesi ödemeyi alacaklıya aktarır.

  • Mal Satışı: Haczedilen malların satışı yoluyla elde edilen gelirle alacak tahsil edilir. Satış, İcra ve İflas Kanunu'nda belirtilen usullere uygun olarak yapılır.

  • Üçüncü Şahıslardan Tahsil: Borçlunun üçüncü şahıslardaki alacakları (örneğin, maaş, kira geliri) haczedilerek tahsil edilebilir. Bu tür hacizlere "maaş haczi", "kira haczi" gibi isimler verilir. Bu hacizler, üçüncü kişilere haciz ihbarnamesi gönderilerek yapılır (İİK m. 89). [2] Maaş haczi, borçlunun muvafakati veya icra mahkemesi kararıyla maaşının belli bir oranı üzerinden yapılır (İİK m. 83).

  • Elektronik Haciz (e-Haciz): Borçlunun banka hesaplarına elektronik ortamda haciz konulmasıdır. Bu yöntem, alacaklılar için hızlı ve etkili bir tahsilat yöntemidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88. maddesi ve diğer ilgili mevzuat uyarınca SGK alacakları için de e-haciz uygulanabilmektedir.



İcra Takibinde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri



İcra takibi sürecinde, alacaklılar ve borçlular çeşitli sorunlarla karşılaşabilirler. Bu sorunlardan bazıları ve çözüm önerileri şunlardır:



Borçlunun Mal Kaçırması



Borçlular, icra takibinden kurtulmak için malvarlıklarını gizleyebilir veya başkalarına devredebilirler. Bu durumda, alacaklıların İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası açma hakkı bulunmaktadır. Tasarrufun iptali davası ile borçlunun, alacaklıdan mal kaçırma amacıyla yaptığı tasarruflar (örneğin, satış, bağış) iptal edilebilir ve mallar tekrar haczedilebilir hale getirilebilir. Bu davanın açılabilmesi için belirli şartların sağlanması gerekir (örneğin, aciz vesikası bulunması veya borçlunun tasarrufuyla malvarlığından bir şey çıkmış olması). [3]



Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 2016/14568 E., 2019/7245 K. sayılı kararında, "Borçlunun, alacaklıdan mal kaçırma kastıyla yaptığı tasarrufların iptali için tasarrufun iptali davası açılabilir. Bu davanın amacı, borçlunun malvarlığından çıkardığı malların tekrar haczedilebilir hale getirilmesidir." şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu kararda belirtildiği gibi, davanın temel amacı, borçlunun mal kaçırma kastıyla yaptığı tasarrufları hükümsüz kılmaktır.



Haczedilemeyen Mallar



İİK'nun 82. maddesi, bazı malların haczedilemeyeceğini belirtir. Örneğin, borçlunun ve ailesinin geçimi için zaruri olan eşyalar (yatak, mutfak eşyaları, giysiler), mesleki faaliyetini sürdürebilmesi için gerekli olan alet ve edevatlar (zanaatkarın aletleri, doktorun muayene aletleri) haczedilemez. Bu durum, alacaklının tahsilatını zorlaştırabilir. Ancak, alacaklı, borçlunun haczedilemeyen mallarının yerine başka malvarlığı olup olmadığını araştırmalı ve haciz talebinde bulunmalıdır. Ayrıca, haczedilemeyen malların kapsamı da Yargıtay kararlarıyla belirlenmektedir. [4] Özellikle, ailenin barınması için zorunlu olan konutun haczi de belirli şartlar altında mümkündür. Bu konuda Yargıtay'ın yerleşik içtihatları bulunmaktadır.



İtirazın Kaldırılması



Borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi, takibi durdurur. Alacaklı, itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabilir. İtirazın kaldırılması talebi, borçlunun itirazının haksız olduğunu ispatlayarak takibin devamını sağlamayı amaçlar. İtirazın kaldırılması talebi kabul edilirse, takip kaldığı yerden devam eder. İtirazın kaldırılması talebi reddedilirse, alacaklı genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilir. İtirazın kaldırılması, İİK m. 68 ve devamında düzenlenmiştir. Alacaklı, elindeki belgelere göre (örneğin, imzası ikrar edilmiş senet, noter senedi) itirazın kesin veya geçici olarak kaldırılmasını talep edebilir.



Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası



Borçlu, icra takibine konu borcun olmadığı veya borcun ödendiği gibi iddialarda bulunuyorsa, menfi tespit davası açabilir. Menfi tespit davası, icra takibi başlamadan önce veya takip sırasında açılabilir. Eğer borçlu, icra takibi sırasında borcu ödemek zorunda kalırsa, daha sonra borcun olmadığına dair bir karar alırsa, ödediği parayı geri almak için istirdat davası açabilir. Menfi tespit davası, borçlu tarafından alacaklıya karşı açılır ve borcun mevcut olmadığının tespiti istenir. İstirdat davası ise, icra takibi sonucunda ödenen paranın geri alınması için açılır.



Güncel Mevzuat ve Yargıtay Kararları



İcra ve İflas Kanunu (İİK), icra takibi sürecinin temelini oluşturur. İİK'da yapılan değişiklikler ve Yargıtay kararları, icra takibi sürecini etkileyebilir. Bu nedenle, alacaklıların ve borçluların güncel mevzuatı ve Yargıtay kararlarını takip etmeleri önemlidir. Özellikle, İcra ve İflas Kanunu'nda son yıllarda yapılan değişikliklerle elektronik haciz uygulamaları yaygınlaşmış ve alacaklıların tahsilat yapma imkanları artmıştır. Ayrıca, Yargıtay kararlarıyla borçlunun mal kaçırma eylemlerine karşı alacaklıların hakları daha da güçlendirilmiştir. 7333 sayılı Kanun ile İcra ve İflas Kanunu'nda önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerin takip edilmesi önemlidir.



Somut Örnek



Bir alacaklı, borçlusundan 50.000 TL alacağını tahsil etmek için ilamsız icra takibi başlatır. Borçlu, ödeme emrine itiraz eder. Alacaklı, elinde bulunan fatura ve sevk irsaliyesi gibi belgelerle itirazın kaldırılması talebinde bulunur. İcra mahkemesi, alacaklının talebini kabul eder ve itirazı kaldırır. Alacaklı, borçlunun banka hesaplarına e-haciz koydurur ve alacağını tahsil eder. Bu örnekte, alacaklı, itirazın kaldırılması için İİK m. 68/1'deki şartları sağlamış ve icra mahkemesi de bu şartların varlığını tespit etmiştir.



Sonuç ve Öneriler



İcra takibi, alacaklıların alacaklarını tahsil etmeleri için önemli bir hukuki araçtır. Ancak, bu süreçte çeşitli sorunlarla karşılaşılabilir. Alacaklıların, icra takibi sürecini iyi yönetmeleri, güncel mevzuatı ve Yargıtay kararlarını takip etmeleri, borçlunun malvarlığını araştırmaları ve gerekli hukuki yollara başvurmaları önemlidir. Borçluların ise, haklarını bilmeleri, ödeme güçlüğü içindeyseler alacaklılarla uzlaşmaya çalışmaları ve yasal haklarını kullanmaları önemlidir. Özellikle, borçluların mal kaçırma gibi hukuka aykırı davranışlardan kaçınmaları, aksi takdirde tasarrufun iptali davası gibi hukuki süreçlerle karşılaşabilecekleri unutulmamalıdır. Borçluların, borçlarını yapılandırma veya konkordato gibi yasal imkanları da değerlendirmeleri faydalı olabilir.



Sonuç olarak, icra takibi sürecinin etkin ve adil bir şekilde yürütülmesi, hem alacaklıların haklarının korunması hem de borçluların mağduriyetinin önlenmesi açısından büyük önem taşır. Bu nedenle, icra takibi sürecinde hem alacaklıların hem de borçluların hukuki danışmanlık alması faydalı olacaktır. Hukuki danışmanlık, sürecin doğru ve hızlı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olabilir.






[1] İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 4. maddesi takip talebinin içeriğini düzenlemektedir.


[2] İcra ve İflas Kanunu'nun 89. maddesi, üçüncü kişilere haciz ihbarnamesi gönderilmesini düzenler. Ayrıca, bu maddeye ilişkin Yargıtay kararları da dikkate alınmalıdır.


[3] İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddeleri tasarrufun iptali davasını düzenler. Tasarrufun iptali davasının şartları ve sonuçları hakkında detaylı bilgi için ilgili maddelere bakılmalıdır.


[4] İcra ve İflas Kanunu'nun 82. maddesi haczedilemeyen malları düzenler. Ayrıca, Yargıtay'ın bu maddeye ilişkin birçok kararı bulunmaktadır. Özellikle, ailenin barınması için zorunlu olan konutun haczi konusundaki Yargıtay kararları önemlidir.





```
Hukuki Danışmanlık