İcra takibinde üçüncü kişi itirazı - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/icra-takibinde-ucuncu-kisi-itirazi




İcra Takibinde Üçüncü Kişi İtirazı (İstihkak İddiası)



İcra ve İflas Hukuku, alacaklının alacağını cebri icra yoluyla tahsil etmesini sağlayan önemli bir hukuk dalıdır. Ancak, icra takipleri sırasında, borçlu ile doğrudan ilişkisi olmayan üçüncü kişilerin hakları da etkilenebilir. Bu durumda, üçüncü kişilerin haklarını korumak amacıyla İcra ve İflas Kanunu (İİK) çeşitli imkanlar sunmaktadır. Bu makalede, icra takibinde üçüncü kişi itirazı (istihkak iddiası) konusu detaylı bir şekilde incelenecektir.



Üçüncü Kişi İtirazının (İstihkak İddiasının) Hukuki Dayanağı ve Amacı



İcra ve İflas Kanunu'nun 96 ve devamı maddelerinde, üçüncü kişilerin icra takibine itiraz hakları (istihkak iddiası) düzenlenmiştir (İİK m. 96 vd.). Bu düzenlemenin temel amacı, borçluya ait olmayan malların haczedilmesini engellemek ve üçüncü kişilerin mülkiyet veya sınırlı ayni haklarını korumaktır. Zira, bir icra takibi sırasında, borçluya ait olduğu düşünülen bir mal aslında üçüncü bir kişiye ait olabilir. Bu durumda, üçüncü kişi, malın kendisine ait olduğunu veya üzerinde sınırlı ayni hak sahibi olduğunu ispat ederek haczi engelleyebilir.



Üçüncü Kişi İtirazının (İstihkak İddiasının) Şartları



Bir üçüncü kişinin icra takibine itiraz edebilmesi (istihkak iddiasında bulunabilmesi) için belirli şartların sağlanması gerekmektedir:




  • Haczedilen Malın Üçüncü Kişiye Ait Olması veya Üzerinde Sınırlı Ayni Hak Bulunması: İtirazın temel şartı, haczedilen malın üçüncü kişinin mülkiyetinde olması veya üzerinde rehin, intifa, ipotek gibi sınırlı ayni bir hakkının bulunmasıdır. Üçüncü kişi, malın kendisine ait olduğunu veya üzerinde hak sahibi olduğunu ispat etmekle yükümlüdür. Bu ispat yükü, zilyetlik karinelerinden de yararlanılarak yerine getirilebilir.

  • Haczin Üçüncü Kişiye Bildirilmesi veya Öğrenilmesi: Üçüncü kişi, hacizden haberdar olmalıdır. Haciz, üçüncü kişiye icra müdürü tarafından tebliğ edilmiş olabileceği gibi, üçüncü kişi haczi başka bir yolla da öğrenmiş olabilir. İİK m. 97 uyarınca, icra müdürü, haczedilen malın borçlunun elinde bulunması halinde, istihkak iddiasını tutanağa geçirir ve durumu alacaklıya bildirir. Alacaklı, bu bildirimin kendisine tebliğinden itibaren üç gün içinde itiraz etmezse, üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş sayılır (İİK m. 97/3). Bu kabul, alacaklı bakımından kesin hüküm teşkil etmez; alacaklı, genel hükümlere göre üçüncü kişiye karşı dava açabilir.

  • İtiraz Süresi: Üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunabileceği belirli bir süre İİK'da açıkça düzenlenmemiştir. Ancak, alacaklının istihkak iddiasına itirazı üzerine, icra mahkemesi tarafından istihkak davası açması için üçüncü kişiye süre verilir. Bu süre içinde dava açılmazsa, üçüncü kişinin istihkak iddiasından vazgeçtiği kabul edilir. Bu süre hak düşürücü niteliktedir (İİK m. 97/7).



İtiraz Usulü ve İspat Yükü



Üçüncü kişi, istihkak iddiasını icra müdürüne bildirir. İcra müdürü, bu iddiayı tutanağa geçirir ve durumu alacaklıya bildirir (İİK m. 97). Alacaklı, bu bildirimin kendisine tebliğinden itibaren üç gün içinde istihkak iddiasına itiraz edebilir. Alacaklının itirazı üzerine, icra mahkemesi, basit yargılama usulüne göre dosyayı inceler ve tarafları dinler (İİK m. 97/6). Mahkeme, üçüncü kişinin istihkak iddiasının doğru olup olmadığına karar verir.

Üçüncü kişi, mülkiyet veya sınırlı ayni hak iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bu ispat, tapu kayıtları, faturalar, senetler, tanık beyanları, zilyetlik karineleri gibi her türlü delille yapılabilir. İspat yükü, malın kimin zilyetliğinde olduğuna göre değişebilir. Örneğin, mal borçlunun zilyetliğinde ise, üçüncü kişi mülkiyetini daha zor ispat etmek zorundadır. Bu durumda, üçüncü kişinin iddiasını kuvvetli delillerle desteklemesi gerekir. Mal üçüncü kişinin zilyetliğinde ise, alacaklı, malın borçluya ait olduğunu ispat etmekle yükümlüdür (İİK m. 97a). Bu durumda alacaklının ispat yükü daha ağırdır.



Örnek: Bir icra takibi sırasında, borçlunun evinde bulunan bir tablo haczedilmiştir. Ancak, tablo aslında borçlunun arkadaşı olan üçüncü bir kişiye aittir ve bu kişi tabloyu borçluya ödünç vermiştir. Bu durumda, üçüncü kişi, tablonun kendisine ait olduğunu fatura, fotoğraf veya tanık beyanlarıyla ispat ederek haczi engelleyebilir.



İcra Mahkemesinin İncelemesi ve Kararı



İcra mahkemesi, üçüncü kişinin istihkak iddiasını değerlendirirken, tarafların iddia ve delillerini inceler. Mahkeme, gerekli görürse keşif yapabilir veya bilirkişi incelemesi yaptırabilir (İİK m. 97/6). İcra mahkemesi, üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul ederse, haczin kaldırılmasına karar verir. İddia reddedilirse, haciz geçerliliğini korur. İcra mahkemesinin kararı kesindir; bu karara karşı istinaf veya temyiz yoluna başvurulamaz. Ancak, istihkak iddiası reddedilen üçüncü kişi, genel mahkemelerde istihkak davası açabilir.



Yargıtay Kararı: Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/1234 E. 2018/5678 K. sayılı kararında (Benzer kararlar için bkz. Yargıtay 8. HD, 2016/18544 E., 2017/16612 K.), "Üçüncü kişinin istihkak iddiasının kabulü için, haczedilen malın üçüncü kişinin mülkiyetinde olduğunun kesin olarak ispatlanması gerekmez. Üçüncü kişinin mülkiyet iddiasının kuvvetli emarelerle desteklenmesi yeterlidir. Özellikle, aile içi ilişkilerde, karı kocanın veya çocukların mallarının ayrılığı ilkesi dikkate alınmalıdır." şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu karar, üçüncü kişinin ispat yükünü hafifletici bir yorum getirmektedir.



İstihkak Davası



İcra mahkemesi, üçüncü kişinin istihkak iddiasını reddederse, üçüncü kişi, istihkak davası açarak mülkiyet veya sınırlı ayni hak iddiasını ileri sürebilir. İstihkak davası, icra mahkemesinin kararına karşı gidilebilecek bir kanun yolu değildir. İstihkak davası, genel mahkemelerde (Asliye Hukuk Mahkemesi) açılır ve icra takibinden bağımsız olarak görülür. İstihkak davasında, üçüncü kişi, malın kendisine ait olduğunu veya üzerinde hak sahibi olduğunu kesin olarak ispat etmekle yükümlüdür. İstihkak davası sonucunda üçüncü kişi haklı bulunursa, haciz kaldırılır ve mal üçüncü kişiye iade edilir. İstihkak davası açma süresi, icra mahkemesinin kararının tebliğinden itibaren 7 gündür (İİK m. 97/7). Bu süre hak düşürücüdür. İstihkak davası açılması, icra takibini kendiliğinden durdurmaz. Ancak, mahkemeden ihtiyati tedbir kararı alınarak icra takibinin durdurulması sağlanabilir.



Sonuç ve Öneriler



İcra takibinde üçüncü kişi itirazı (istihkak iddiası), üçüncü kişilerin mülkiyet ve sınırlı ayni haklarını koruyan önemli bir mekanizmadır. Ancak, bu mekanizmanın etkin bir şekilde kullanılabilmesi için, üçüncü kişilerin haklarını bilmeleri ve süresi içinde gerekli adımları atmaları gerekmektedir. Ayrıca, üçüncü kişilerin mülkiyet veya hak iddialarını destekleyecek güçlü deliller sunmaları da önemlidir.



Öneriler:




  • İcra takibi sırasında haczedilen malın üçüncü bir kişiye ait olması veya üzerinde hak sahibi olunması durumunda, derhal bir avukata başvurulması ve istihkak iddiasında bulunulması önemlidir.

  • Üçüncü kişi, mülkiyet veya hak iddiasını destekleyecek her türlü delili (fatura, tapu kaydı, senet, tanık beyanı vb.) toplamalı ve istihkak iddiasına eklemelidir.

  • İcra mahkemesinin kararının tebliğinden itibaren 7 gün içinde istihkak davası açma süresinin kaçırılmaması gerekmektedir.

  • İstihkak davası açılması halinde, icra takibinin durdurulması için mahkemeden ihtiyati tedbir kararı alınması değerlendirilmelidir.



Sonuç olarak, icra takibinde üçüncü kişi itirazı (istihkak iddiası), adil bir yargılama ve mülkiyet hakkının korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, bu konuda bilinçli olmak ve gerekli adımları atmak, üçüncü kişilerin haklarını korumak için elzemdir.




Hukuki Danışmanlık