İcra takibine itiraz nasıl yapılır - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/icra-takibine-itiraz-nasil-yapilir
```html




İcra Takibine İtiraz Nasıl Yapılır?



İcra ve İflas Hukuku, alacaklıların alacaklarını yasal yollarla tahsil etmelerini sağlayan önemli bir hukuk dalıdır. Ancak, borçlu sıfatına sahip kişilerin de yasal hakları bulunmaktadır. Bu haklardan en önemlisi, başlatılan bir icra takibine itiraz etme hakkıdır. Bu makalede, icra takibine itirazın ne anlama geldiği, nasıl yapıldığı, süresi, sebepleri ve sonuçları detaylı bir şekilde incelenecektir.



İcra Takibine İtiraz Nedir?



İcra takibine itiraz, borçlu olduğunu iddia eden kişinin, alacaklının başlattığı icra takibine karşı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) ilgili hükümleri çerçevesinde ileri sürdüğü savunmadır. İtiraz, borcun olmadığı, ödendiği, zamanaşımına uğradığı, takibin dayanağı olan senedin sahte olduğu veya takibin usulsüz olduğu gibi çeşitli nedenlere dayanabilir. İtiraz, usulüne uygun yapıldığı takdirde icra takibinin durmasını sağlar (İİK m. 66).



İtiraz Süresi Ne Kadardır?



İcra takibine itiraz süresi, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Bu süre, ilamsız takiplerde 7 gün, kambiyo senetlerine dayalı takiplerde ise 5 gündür (İİK m. 62, 170). Bu süreler kesindir ve kaçırılması durumunda itiraz hakkı düşer. Sürenin başlangıcı, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi şartına bağlıdır. Usulsüz bir tebligat söz konusu ise, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, tebligatın öğrenildiği tarihten itibaren (ıttıla tarihi) itiraz süresi başlar. Borçlu, tebligatı öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine başvurarak tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürebilir (Tebligat Kanunu m. 32). Tebligat usulsüzlüğünün ispatı borçluya aittir.



İtiraz Nereye Yapılır?



İtiraz, icra takibini başlatan icra dairesine yazılı olarak veya sözlü olarak tutanağa geçirilmek suretiyle yapılır (İİK m. 62). İtiraz dilekçesi, borçlu veya yetkili temsilcisi tarafından imzalanmalıdır. Dilekçede, itirazın nedenleri açıkça belirtilmelidir. Özellikle borca itiraz ediliyorsa, itirazın dayanağı olan vakıaların somut olarak belirtilmesi önemlidir. İtirazın, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yapılması, icra takibinin kendiliğinden durmasını sağlar (İİK m. 66).



İtiraz Sebepleri Neler Olabilir?



İcra takibine itiraz sebepleri oldukça çeşitlidir. En sık karşılaşılan itiraz sebepleri şunlardır:




  • Borcun Olmadığı İddiası: Borçlu, alacaklının iddia ettiği borcun hiç doğmadığını veya tamamen ödendiğini ileri sürebilir.

  • Borcun Ödendiği İddiası: Borçlu, borcun tamamını veya bir kısmını ödediğini ve buna dair belgeleri (örneğin, banka dekontu, makbuz) sunabilir. Ödeme savunması, İİK m. 68/1 uyarınca, icra mahkemesinde itirazın kaldırılması aşamasında kesin delille ispatlanmalıdır. Genel mahkemelerde açılacak itirazın iptali davasında her türlü delille ispat mümkündür.

  • Zamanaşımı İddiası: Borçlu, alacaklının alacağının zamanaşımına uğradığını iddia edebilir. Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) ve diğer özel kanunlarda farklı zamanaşımı süreleri öngörülmüştür. Örneğin, genel zamanaşımı süresi 10 yıldır (TBK m. 146). Ancak, bazı alacaklar için daha kısa zamanaşımı süreleri öngörülmüştür (Örn: TBK m. 147). Zamanaşımı def'i, icra takibinde ileri sürülebilir. Zamanaşımı, re'sen dikkate alınmaz, borçlu tarafından ileri sürülmelidir.

  • Yetki İtirazı: Borçlu, icra dairesinin yetkisiz olduğunu iddia edebilir. İcra ve İflas Kanunu'nda yetkili icra dairesi belirlenmiştir. Yetki itirazı, diğer itiraz sebeplerinden önce incelenir (İİK m. 50). Yetki itirazının en geç ödeme emrine itiraz süresi içerisinde yapılması gerekir. Aksi halde icra dairesinin yetkisi kesinleşir.

  • İmza İtirazı: Kambiyo senetlerine dayalı takiplerde, borçlu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia edebilir (İİK m. 170). Bu durumda, icra mahkemesi imza incelemesi yapılmasına karar verebilir. İmza incelemesi sonucunda imzanın borçluya ait olmadığı tespit edilirse, takip durur. İmza itirazı, ödeme emrine itiraz süresi içerisinde açıkça yapılmalıdır.

  • Takibin Usulsüz Olduğu İddiası: Borçlu, takibin usulüne uygun olarak başlatılmadığını, örneğin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takip talebinde eksiklikler olduğunu veya alacaklının takip yetkisi olmadığını iddia edebilir.

  • Borcun Miktarına İtiraz: Borçlu, borcun miktarına itiraz edebilir. Bu durumda, alacaklı alacağını ispat etmekle yükümlüdür.

  • Borcun Vadesinin Gelmediği İddiası: Borçlu, borcun vadesinin henüz gelmediğini ileri sürebilir.



İtirazın Sonuçları Nelerdir?



İcra takibine yapılan itiraz, takibin kendiliğinden durmasını sağlar (İİK m. 66). Ancak, alacaklı itirazı bertaraf etmek için çeşitli yollara başvurabilir. Alacaklının başvurabileceği yollar şunlardır:




  • İtirazın İptali Davası: Alacaklı, itirazın haksız olduğunu düşünüyorsa, genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilir (İİK m. 67). Bu dava, itirazın icra takibini durdurduğu tarihten itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır (İİK m. 67/1). İtirazın iptali davasında, alacaklı alacağını her türlü delille ispat etmekle yükümlüdür. Davayı kazanması halinde, icra takibi kaldığı yerden devam eder. Ayrıca, borçlu kötü niyetli olarak itiraz etmişse, mahkeme borçluyu icra inkar tazminatına mahkum edebilir (İİK m. 67/2). İcra inkar tazminatı, takip konusu alacağın %20'sinden az olamaz.

  • İtirazın Kaldırılması: Alacaklı, elinde borcun varlığını gösteren kesin bir belge (İİK m. 68'de sayılan belgeler: örneğin, noter senedi, mahkeme ilamı, borç ikrarını içeren düzenleme şeklinde senet veya alacaklı tarafından düzenlenmiş ve borçlu tarafından imza edilmiş fatura) varsa, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep edebilir (İİK m. 68, 68/a). İtirazın kaldırılması, itirazın iptali davasına göre daha hızlı bir süreçtir. İtirazın kaldırılması talebi kabul edilirse, icra takibi devam eder. Borçlu, itirazın kaldırılması kararının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde itirazın iptali davası açabilir (İİK m. 68/7). Bu dava açılmazsa, itirazın kaldırılması kararı kesinleşir.



Somut Örnekler



Örnek 1: Ali, Veli'ye 10.000 TL borç vermiş ve bu borcu senetle belgelemiştir. Veli, senedin vadesi geldiği halde borcunu ödememiştir. Ali, Veli aleyhine icra takibi başlatmıştır. Veli, ödeme emrini aldıktan sonra 7 gün içinde icra dairesine itiraz ederek, borcun tamamını ödediğini ve buna dair banka dekontunu ibraz etmiştir. Bu durumda, icra takibi durur ve Ali'nin itirazı iptal ettirmek için dava açması veya itirazın kaldırılmasını talep etmesi gerekir. Veli'nin ödeme savunmasını icra mahkemesinde itirazın kaldırılması aşamasında kesin delille (örneğin, icra makbuz sureti veya noter onaylı ödeme belgesi) ispatlaması gerekir. İtirazın iptali davasında ise her türlü delille ispat mümkündür. Banka dekontu tek başına kesin delil niteliğinde olmayabilir.



Örnek 2: Ayşe, Mehmet'e 5.000 TL borç vermiş ve bu borcu herhangi bir belgeyle belgelememiştir. Mehmet, borcunu ödememiştir. Ayşe, Mehmet aleyhine icra takibi başlatmıştır. Mehmet, ödeme emrini aldıktan sonra 7 gün içinde icra dairesine itiraz ederek, böyle bir borcu olmadığını iddia etmiştir. Bu durumda, icra takibi durur ve Ayşe'nin itirazı iptal ettirmek için dava açması gerekir. Ancak, Ayşe'nin elinde borcun varlığını ispat edecek kesin bir belge olmadığı için, itirazın kaldırılması yoluna başvuramaz. İtirazın iptali davasında tanık deliline başvurabilir, ancak tanık delili her zaman kesin bir ispat aracı olmayabilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca, tanık delilinin değerlendirilmesi hakimin takdirindedir.



Yargıtay Kararları



Yargıtay, icra takibine itiraz konusunda birçok karar vermiştir. Bu kararlar, icra takibine itirazın usulü, süresi, sebepleri ve sonuçları hakkında önemli açıklamalar içermektedir.



Örnek Yargıtay Kararı: Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2016/2145 E., 2017/10364 K. sayılı ve 25.09.2017 tarihli kararında; "İcra İflas Kanunu'nun 62/1. maddesi gereğince, borçlu, ödeme emrine itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine bildirmek zorundadır. Bu süre kesin olup, süresinde yapılmayan itirazlar dikkate alınmaz." şeklinde hüküm kurulmuştur.



Sonuç ve Öneriler



İcra takibine itiraz, borçlu olduğunu iddia eden kişilerin yasal haklarını korumak için önemli bir araçtır. İtirazın süresi, usulü ve sebepleri hakkında bilgi sahibi olmak, hak kayıplarını önlemek açısından önemlidir. İcra takibine itiraz etmeyi düşünen kişilerin, bir avukattan hukuki yardım alması, haklarını en iyi şekilde savunmalarına yardımcı olacaktır. Ayrıca, alacaklıların da itirazı bertaraf etmek için yasal yollara başvururken dikkatli olmaları ve gerekli belgeleri eksiksiz olarak sunmaları gerekmektedir. Özellikle, itirazın kaldırılması yoluna başvurulacaksa, İİK'nun 68. maddesinde sayılan kesin delillerin varlığına dikkat edilmelidir. İtirazın iptali davası açılması durumunda, ispat yükümlülüğünün alacaklıda olduğu ve her türlü delille ispatın mümkün olduğu unutulmamalıdır.





```
Hukuki Danışmanlık