```html

İlamlı İcra Takibi Adımları



İlamlı icra takibi, alacaklının elinde bir mahkeme kararı (ilam) veya kanunla aynı kuvvette sayılan bir belge bulunması halinde başvurulan ve borcun tahsilini amaçlayan cebri icra yoludur. Bu makalede, ilamlı icra takibinin aşamaları, dikkat edilmesi gereken hususlar ve güncel mevzuat ışığında detaylı bir şekilde incelenecektir.



İlamlı İcra Takibinin Aşamaları



İlamlı icra takibi, genel olarak aşağıdaki adımlardan oluşur:



1. İlamın Temini ve İncelenmesi



İcra takibine başlamadan önce, alacaklının elinde icra edilebilir nitelikte bir ilamın bulunması gerekmektedir. İlam, mahkeme kararı olabileceği gibi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğindeki belgeler de olabilir (örneğin, noter senetleri (İİK m. 38/1), tahkim kararları (İİK m. 38/3), bazı resmi dairelerin ilam niteliğindeki kararları (İİK m. 38/4)). İlamın, kural olarak kesinleşmiş olması şartı aranmaz. Ancak, bazı ilamların icra edilebilmesi için kesinleşmesi gerekmektedir. Örneğin, taşınmazın aynına ilişkin ilamlar (İİK m. 266), aile hukukuna ilişkin bazı kararlar (örneğin, evliliğin butlanı veya boşanma kararlarında verilen nafaka ve tazminat dışındaki hükümler) kesinleşmeden icraya konulamaz. İlamın icra kabiliyetini haiz olup olmadığı, icra takibine başlamadan önce dikkatle incelenmelidir. İİK'nun 36. maddesi, icranın geri bırakılmasına (tehiri icra) ilişkin hükümleri içerir ve bu da ilamın kesinleşmesinin önemini vurgular. Ayrıca, ilamın hangi kalemlerden oluştuğu, faiz başlangıç tarihi, vekalet ücreti gibi detaylar da takip talebinde doğru bir şekilde belirtilmelidir.



2. İcra Emrinin Hazırlanması ve İcra Dairesine Başvuru



Alacaklı veya vekili, ilamın aslı veya onaylı örneği ile birlikte yetkili icra dairesine başvurarak icra emri düzenlenmesini talep eder. Yetkili icra dairesi, genel yetki kuralı uyarınca borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir (İİK m. 9). Ancak, sözleşmeden doğan alacaklarda, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir (HMK m. 10). İcra emrinde, alacaklının ve borçlunun kimlik bilgileri, ilamın tarih ve numarası, alacak miktarı, faiz oranı (eğer varsa), takip talebine eklenen masraflar ve icra giderleri gibi bilgiler yer alır. İcra emri, icra dairesi tarafından düzenlenir ve borçluya tebliğ edilir (İİK m. 32). İcra emrinin tebliği, hem borçlunun takipten haberdar olmasını sağlar hem de takip sürecinin başlaması için yasal bir zorunluluktur. Tebligatın usulüne uygun yapılması, takip sürecinin geçerliliği açısından kritik öneme sahiptir.



3. İcra Emrinin Borçluya Tebliği ve İcra Emrine Karşı Yapılabilecekler



İcra emri, borçluya tebliğ edildikten sonra, borçlunun yapabileceği işlemler, ilamın içeriğine ve niteliğine göre değişiklik gösterir. İlamlı icrada borçlu, icra emrine karşı doğrudan itirazda bulunamaz. Ancak, İİK m. 33'te belirtilen sınırlı sebeplerle icra mahkemesine şikayette bulunabilir. Şikayet, icra dairesinin işlemine karşı, kanuna aykırılık veya olaya uygun olmama nedenleriyle yapılan başvurudur. Şikayet sebepleri sınırlıdır ve İİK m. 33'te düzenlenmiştir (örneğin, borcun itfa edildiği, zamanaşımına uğradığı gibi). Şikayet, icra mahkemesine yapılır ve kural olarak icra takibini durdurmaz. Ancak, icra mahkemesi, şikayetin haklılığı konusunda ciddi emareler bulunması ve borçlunun talebi halinde, icranın durdurulmasına karar verebilir. Borçlunun, icra emrine karşı yapabileceği bir diğer işlem ise, İİK m. 36 uyarınca tehiri icra talebinde bulunmaktır. Bu durumda, borçlu, icra takibini durdurmak için teminat yatırmak ve tehiri icra kararı almak zorundadır.



4. İcranın Geri Bırakılması (Tehiri İcra)



Borçlu, icra takibini durdurmak için icra mahkemesine başvurarak "icranın geri bırakılması" (tehiri icra) kararı alabilir. Bu karar için, kural olarak, borcun tamamının (veya hükmedilen kısım) icra dairesine veya bankaya (İİK m. 36/2) teminat olarak yatırılması şarttır (İİK m. 36). Ancak, bazı özel durumlarda, teminat yatırılması zorunluluğu aranmayabilir (örneğin, nafaka alacakları). İcra mahkemesi, teminatın yatırıldığını tespit ettikten sonra icranın geri bırakılmasına karar verir. Bu karar, icra takibinin durmasını sağlar. Tehiri icra kararı, icra mahkemesinin yargı çevresindeki bir üst mahkemeden (genellikle bölge adliye mahkemesi) alınacak icranın geri bırakılması kararının getirilmesi için verilen süredir. Bu süre içinde borçlu, üst mahkemeden icranın geri bırakılması kararını getirmek zorundadır. Tehiri icra kararı alınması, borçlunun, ilamın kesinleşmesini beklemeden, icra takibini durdurmasını sağlar. Ancak, tehiri icra kararı alınması, ilamın kesinleştiği anlamına gelmez; sadece icra takibinin durdurulmasını sağlar.



5. Haciz İşlemleri



Borçlu tarafından icra emrine karşı şikayet edilmemesi veya şikayetin icra mahkemesi tarafından reddedilmesi (veya tehiri icra kararı alınmaması) halinde, alacaklı borçlunun malvarlığına haciz konulmasını talep edebilir. Haciz, borçlunun taşınır ve taşınmaz malları, banka hesapları, maaşı, alacakları gibi değerleri üzerine konulabilir. Haciz işlemleri, icra memuru tarafından gerçekleştirilir (İİK m. 78 vd.). Haczedilemeyen mallar ve haklar İİK'nun 82. maddesinde ve diğer kanunlarda (örneğin, Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları için 5510 sayılı Kanun'da) düzenlenmiştir. Haciz talebi, takip talebinde belirtilen alacak miktarı ve fer'ileri ile sınırlıdır. Haciz, borcun tamamını karşılayacak miktarda yapılmalıdır. Haciz işlemi, borçlunun malvarlığının tespitini ve alacaklının alacağını tahsil etmesini sağlar. Haciz sırasında, İcra ve İflas Kanunu'nda belirtilen usullere uyulması ve borçlunun haklarının korunması önemlidir.



6. Satış İşlemleri



Haczedilen mallar, icra dairesi tarafından satılarak paraya çevrilir. Satış, genellikle açık artırma yoluyla yapılır (İİK m. 112 vd.). Satış ilan edilir ve ilgililerin katılımı sağlanır. Taşınır malların satışı, hacizden itibaren belirli bir süre içinde gerçekleştirilmelidir (İİK m. 106). Taşınmaz malların satışı ise daha farklı bir süreci içerir (İİK m. 128 vd.). Satış talebi, hacizden itibaren belirli süreler içinde yapılmalıdır, aksi takdirde haciz düşer (İİK m. 106, 110, 128). Elde edilen para ile öncelikle icra giderleri, daha sonra ise alacaklının alacağı ödenir. Satış işlemleri, alacaklının alacağını tahsil etmesi için önemli bir aşamadır. Satış sürecinde, İcra ve İflas Kanunu'nda belirtilen usullere uyulması ve borçlunun ve diğer ilgililerin haklarının korunması gerekmektedir.



7. Paranın Paylaştırılması



Satıştan elde edilen para, alacaklıların alacaklarını karşılamaya yetmezse, alacaklılar arasında öncelik sırasına göre paylaştırılır. İcra ve İflas Kanunu'nda alacaklıların hangi sıraya göre alacaklarını alacakları düzenlenmiştir (İİK m. 206). Bu sıra, rehinli alacaklar, kamu alacakları, işçi alacakları gibi çeşitli kriterlere göre belirlenir. İİK m. 206'da düzenlenen sıra cetveli, alacaklıların alacaklarını hangi öncelikle alacağını gösterir. Sıra cetveline karşı şikayet veya itiraz mümkündür. Paranın paylaştırılması, alacaklıların alacaklarını tahsil etmeleri için önemli bir aşamadır. Paylaştırma sürecinde, İcra ve İflas Kanunu'nda belirtilen usullere uyulması ve alacaklıların haklarının korunması gerekmektedir.



Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar




  • İlamın icra kabiliyetinin dikkatle incelenmesi (kesinleşme şartı, hangi kalemlerin icra edilebilir olduğu vb.).

  • İcra emrinin doğru ve eksiksiz hazırlanması (alacak kalemlerinin, faiz başlangıcının doğru belirtilmesi vb.).

  • Borçlunun şikayet süresinin ve tehiri icra için gerekli işlemlerin takibi.

  • Haciz işlemlerinde yasal prosedürlere uyulması (haczedilemeyen mallar, haciz ihbarnameleri vb.).

  • Satış işlemlerinin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi.

  • Tehiri icra müessesesinin doğru anlaşılması (teminatın yatırılması, sürenin takibi vb.).

  • Alacaklı ve borçlunun haklarının korunması.

  • İcra takiplerinde sürelerin takibi (şikayet, haciz, satış talebi vb.).

  • İcra mahkemesi kararlarına karşı kanun yollarına başvuru sürelerinin takibi.

  • Elektronik tebligat (e-tebligat) ve UYAP sisteminin aktif kullanımı.



Somut Örnek



A şahsı, B şahsı aleyhine alacak davası açmış ve mahkeme A lehine karar vermiştir. Mahkeme kararı kesinleşmiş (kesinleşmesi gerekmeyen bir ilam olsa bile örnekte kesinleşmiş olması takibi etkilemez) ve A şahsı, elindeki ilam ile yetkili icra dairesine başvurarak B şahsı aleyhine ilamlı icra takibi başlatmıştır. B şahsı, icra emrine süresi içinde şikayet etmemiş ve tehiri icra kararı da almamıştır. A şahsı, B şahsının banka hesaplarına haciz koydurmuş ve haczedilen paralar ile alacağını tahsil etmiştir.



Sonuç ve Öneriler



İlamlı icra takibi, alacaklının elinde mahkeme kararı veya kanunla aynı nitelikte sayılan bir belge bulunması halinde başvurulabilecek etkili bir cebri icra yoludur. Ancak, icra takibinin her aşamasında yasal prosedürlere uyulması ve dikkatli olunması gerekmektedir. Alacaklıların ve borçluların, icra takibi sürecinde bir avukattan hukuki destek almaları, hak kayıplarının önüne geçilmesi açısından önemlidir. İcra ve İflas Kanunu'ndaki değişiklikler ve Yargıtay kararları yakından takip edilerek, güncel hukuki duruma uygun hareket edilmesi de büyük önem taşımaktadır. Özellikle elektronik tebligat (e-tebligat) ve UYAP sisteminin icra takiplerindeki rolü göz önünde bulundurulmalıdır.


```