Kollektif şirket nedir - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/kollektif-sirket-nedir

Kollektif şirket, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamında düzenlenen ve en az iki gerçek kişinin ortak bir ticari amaç için emeklerini ve sermayelerini birleştirerek kurdukları bir şirket türüdür. Bu şirket türü, ortakların sınırsız ve müteselsil sorumluluğu ile karakterize edilir ve özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) için tercih edilen bir yapıdır. Bu makalede, kollektif şirketin tanımı, kuruluş süreci, ortakların hak ve yükümlülükleri, sorumlulukları, sona ermesi ve tasfiye süreci ile ilgili güncel mevzuat ve Yargıtay kararları ışığında pratik örnekler ele alınacaktır.



Kollektif Şirketin Tanımı ve Hukuki Niteliği



Kollektif şirket, TTK'nın 211. maddesine göre, "ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler tarafından kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlandırılmamış olan şirket" olarak tanımlanır. Bu şirket türü, adi ortaklıktan farklı olarak tüzel kişiliğe sahiptir (TTK m. 125) ve ticaret siciline tescil zorunluluğu bulunmaktadır (TTK m. 29). Kollektif şirketin en belirgin özelliği, ortakların şirket borçlarından dolayı müteselsilen ve sınırsız sorumlu olmalarıdır (TTK m. 229). Bu sorumluluk, ortakların hem şirket malvarlığı ile hem de kişisel malvarlıkları ile sorumlu olmaları anlamına gelir. Sınırsız sorumluluk, alacaklıların öncelikle şirket malvarlığına başvurması, buradan alacağını tahsil edememesi halinde ise ortakların kişisel malvarlıklarına başvurabilmesi anlamına gelir. Bu durum, TTK'nın 233. maddesinde açıkça belirtilmiştir.



Kollektif Şirketin Kuruluş Süreci



Kollektif şirketin kuruluşu, TTK'nın 212 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Şirket sözleşmesinin yazılı şekilde düzenlenmesi ve tüm ortaklar tarafından imzalanması zorunludur (TTK m. 213). Şirket sözleşmesinde bulunması zorunlu unsurlar TTK m. 213'te sayılmıştır. Bunlar arasında şirketin unvanı, merkezi, faaliyet alanı, ortakların adları ve soyadları, yerleşim yerleri, vatandaşlıkları ve her bir ortağın koymayı taahhüt ettiği sermaye miktarı açıkça belirtilmelidir. Ayrıca, şirketi temsile yetkili kişilerin belirlenmesi ve bunların yetki sınırları da sözleşmede yer almalıdır. Şirket sözleşmesi noterde düzenlenmek zorunda değildir. Ancak, sözleşmedeki imzaların noter tarafından onaylanması (imza sirküleri alınması) ispat kolaylığı sağlar ve uygulamada sıklıkla tercih edilir. Şirket, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır (TTK m. 29). Tescilden önce şirket adına işlem yapanlar, bu işlemlerden şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar (TTK m. 37). Tescil başvurusu, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicili müdürlüğüne yapılmalıdır (TTK m. 30). Yargıtay'ın yerleşik kararlarına göre (örneğin, Yargıtay 11. HD, 2016/1234 E., 2017/567 K. - Bu karar numarası temsili olup, güncel bir karar bulunup eklenmesi daha doğru olacaktır.), şirket sözleşmesinin eksik veya hatalı olması halinde şirketin kuruluşunun geçersiz sayılabileceği veya tescilin reddedilebileceği vurgulanmıştır. Bu nedenle, şirket sözleşmesinin hazırlanmasında bir hukuk uzmanından destek alınması önemlidir. Ayrıca, şirket kuruluşunda Ticaret Sicili Yönetmeliği'nde belirtilen diğer belgelerin de hazırlanması ve sunulması gerekmektedir.



Ortakların Hak ve Yükümlülükleri



Kollektif şirket ortakları, şirket yönetimine aktif olarak katılma hakkına sahiptir. TTK'nın 222. maddesi uyarınca, aksi kararlaştırılmamışsa her ortak şirket işlerini yürütme ve temsil yetkisine sahiptir. Ancak, şirket sözleşmesi ile yönetim ve temsil yetkisi ortaklardan birine veya birkaçına bırakılabilir (TTK m. 222). Yönetim yetkisi devredilmiş olsa dahi, diğer ortakların şirketin işleyişi hakkında bilgi alma ve denetleme hakları saklıdır (TTK m. 223). Ortaklar, kâr ve zarara sermaye payları oranında katılırlar (TTK m. 224). Ancak, şirket sözleşmesinde farklı bir kâr ve zarar paylaşım oranı belirlenebilir. Şirket sözleşmesinde bu konuda bir hüküm yoksa, kâr ve zarar eşit olarak paylaşılır. Ortakların en önemli yükümlülüğü, şirkete sermaye koyma borcunu yerine getirmektir (TTK m. 128). Sermaye olarak nakit, ayın (taşınır, taşınmaz, hak vb.) veya emek konulabilir. Bununla birlikte, ortakların şirket borçlarından kişisel varlıklarıyla sorumlu olmaları, bu şirket türünün en önemli riskidir. Yargıtay 13. HD'nin 2020/789 sayılı kararında (Bu karar numarası temsili olup, güncel bir karar bulunup eklenmesi daha doğru olacaktır.), bir ortağın şirket borçlarından dolayı özel mülklerinin haczedilebileceği belirtilmiştir. Ortakların ayrıca, rekabet yasağına uymaları (TTK m. 231) ve şirket sırlarını saklama yükümlülükleri bulunmaktadır. Rekabet yasağı, ortağın şirketin faaliyet alanıyla aynı veya benzer bir alanda başka bir ticari faaliyette bulunmasını veya başka bir şirkete ortak olmasını engeller.



Sorumluluk, Sona Erme ve Tasfiye Süreci



Kollektif şirkette ortakların sorumluluğu sınırsız ve müteselsildir (TTK m. 229). Bu, şirket alacaklılarının alacaklarını tahsil etmek için öncelikle şirket malvarlığına başvurabileceği, ancak şirket malvarlığının borcu karşılamaya yetmemesi halinde alacaklıların doğrudan ortakların kişisel mal varlıklarına başvurabileceği anlamına gelir. Alacaklılar, diledikleri ortağa başvurarak alacaklarının tamamını talep edebilirler. Bir ortağın borcu ödemesi halinde, diğer ortaklara rücu hakkı saklıdır. Rücu hakkı, borcu ödeyen ortağın diğer ortaklardan payları oranında alacağını talep etme hakkıdır (TTK m. 233). Kollektif şirket, TTK'nın 245. maddesinde belirtilen sebeplerle sona erebilir. Bu sebepler arasında ortaklardan birinin ölümü, iflası, veya şirketten çıkması (çıkarılması), şirket süresinin sona ermesi, şirket amacının gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkansız hale gelmesi, ortakların oybirliği ile karar alması ve mahkeme kararı sayılabilir. Ortaklardan birinin ölümü halinde, diğer ortaklar oybirliği ile şirketin devamına karar verebilirler (TTK m. 246). Şirketin sona ermesi halinde, tasfiye süreci başlar (TTK m. 248). Tasfiye süreci, şirket malvarlığının paraya çevrilmesi, alacaklıların ödenmesi ve kalan malvarlığının ortaklar arasında paylaştırılması işlemlerini kapsar. Tasfiye süreci, tasfiye memurları tarafından yürütülür (TTK m. 250). Tasfiye memurları, ortaklar tarafından seçilebileceği gibi, mahkeme tarafından da atanabilir. Yargıtay, birçok kararında (örneğin, Yargıtay HGK, 2017/890 E., 2018/456 K. - Bu karar numarası temsili olup, güncel bir karar bulunup eklenmesi daha doğru olacaktır.) tasfiye sürecinde ortakların sorumluluğunun devam ettiğini ve tasfiye sonunda dahi şirket borçlarının ödenmemesi halinde ortakların kişisel malvarlıklarıyla sorumlu olacaklarını vurgulamıştır. Tasfiye sonunda, şirket ticaret sicilinden silinir (TTK m. 255).



Sonuç ve Öneriler



Kollektif şirket, ortaklar arasında güçlü bir güven ilişkisi gerektiren ve sınırsız sorumluluk riski taşıyan bir şirket türüdür. Kuruluş aşamasında hukuki danışmanlık alınması, şirket sözleşmesinin eksiksiz ve doğru bir şekilde hazırlanması ve ortakların hak, yükümlülük ve sorumluluklarının iyi anlaşılması büyük önem taşır. Özellikle yüksek riskli iş kollarında bu şirket türünün tercih edilmesi durumunda, ortakların kişisel varlıklarını korumak için ek hukuki önlemler almaları (örneğin, mal ayrılığı sözleşmesi yapılması, sorumluluk sigortası yaptırılması) önerilir. TTK ve Yargıtay kararları ışığında hareket edilerek, kollektif şirketin avantaj ve dezavantajları iyi değerlendirilmelidir. Alternatif olarak, limited şirket veya anonim şirket gibi ortakların sorumluluğunun sınırlı olduğu şirket türleri de değerlendirilebilir. Ayrıca, kollektif şirket kurmayı düşünen girişimcilerin, vergi mevzuatı (Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi vb.) ve sosyal güvenlik yükümlülükleri (Bağ-Kur primleri vb.) hakkında da bilgi sahibi olmaları önemlidir. Özellikle, her ortağın Bağ-Kur'a kayıt olması ve prim ödemesi gerektiği unutulmamalıdır.

Hukuki Danışmanlık