Maaş ve ücrete haciz - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/maas-ve-ucrete-haciz
```html

Maaş ve Ücrete Haciz



Giriş


İcra ve İflas Hukuku, alacaklıların haklarını koruma altına alırken, borçluların da asgari yaşam standartlarını sürdürebilmelerini amaçlayan hassas bir denge üzerine kurulmuştur. Bu dengeyi sağlamak adına, borçlunun malvarlığına haciz konulması genel bir uygulama olmakla birlikte, özellikle maaş ve ücret gibi düzenli gelir kaynaklarına yönelik hacizler, borçlunun ve ailesinin geçimini doğrudan etkileyebileceğinden özel düzenlemelere tabi tutulmuştur. Bu makalede, maaş ve ücrete haciz müessesesi, yasal dayanakları, sınırları, usulü ve güncel Yargıtay kararları ışığında detaylı bir şekilde incelenecektir.



Maaş ve Ücret Kavramı


Maaş ve ücret, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32. maddesi ve devamında tanımlandığı üzere, bir iş sözleşmesine dayanarak işverenin işçiye, yaptığı iş karşılığında ödediği düzenli parasal karşılıktır. Bu kavram, sadece temel ücreti değil, aynı zamanda ikramiye, prim, fazla mesai ücreti, sosyal yardımlar, yol ve yemek ücreti gibi iş sözleşmesi veya kanun gereği yapılan ek ödemeleri de kapsamaktadır. İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 83. maddesi, maaş ve ücretin haczedilebilirliğini özel olarak düzenlemektedir.



Maaş ve Ücrete Haczin Yasal Dayanağı ve Sınırları


İİK'nın 83. maddesi uyarınca, borçlunun maaş ve ücretinin tamamı haczedilemez. Aynı maddenin birinci fıkrasına göre, "...maaş ve ücret gibi borçlunun ve ailesinin geçimi için zorunlu olan mallar, kısmen haczedilebilir." Haciz, maaş ve ücretin ancak belirli bir kısmı üzerinden yapılabilir. Bu kısım, aynı maddenin ikinci fıkrasında belirtildiği üzere, maaşın dörtte birinden (1/4)'ünden az olmamak üzere belirlenir. Haczedilecek miktar, net maaş üzerinden hesaplanır. Ancak, borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişiler varsa veya borçlunun durumu özel olarak değerlendirilmesi gerekiyorsa, bu oran icra müdürü tarafından borçlunun ve ailesinin geçimini idame ettirecek miktarı dikkate alınarak artırılabilir veya azaltılabilir. Bu değerlendirme yapılırken, borçlunun ve ailesinin zorunlu giderleri (kira, faturalar, eğitim giderleri, sağlık giderleri vb.) dikkate alınmalıdır. Bu oran, nafaka alacakları için farklılık gösterebilir. Nafaka alacakları söz konusu olduğunda, İİK'nın 83/a maddesi uyarınca, maaşın tamamı haczedilebilir. Ancak bu haciz, nafaka alacağının niteliğine (tedbir, iştirak, yoksulluk nafakası) ve miktarına göre icra mahkemesi tarafından denetlenir. Yargıtay içtihatlarına göre, nafaka alacağı için dahi, borçlunun asgari geçim düzeyi gözetilmelidir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2017/758 E., 2017/11023 K.)



Örnek: Bir çalışanın aylık net maaşı 12.000 TL ise, bu maaşın en fazla 3.000 TL'si haczedilebilir. Ancak, bu çalışanın bakmakla yükümlü olduğu eşi ve çocukları varsa, icra müdürü haczedilecek miktarı daha düşük bir oranda belirleyebilir. Asgari ücretle çalışan birinin maaşına haciz konulması durumunda, haczedilecek miktar, borçlunun ve ailesinin asgari geçimini sağlayacak şekilde belirlenmelidir. Bu belirleme yapılırken, TÜİK verileri ve güncel ekonomik koşullar dikkate alınmalıdır. Ayrıca, borçlunun ödeme gücünü etkileyen özel durumlar (örneğin, kronik hastalıklar, engellilik durumu) da göz önünde bulundurulmalıdır.



Haciz İşleminin Usulü


Maaş ve ücrete haciz işlemi, alacaklının icra dairesine başvurusu ile başlar. Alacaklı, icra takibi başlatarak borçlunun maaşına haciz konulmasını talep eder. İcra dairesi, borçlunun çalıştığı işverene bir haciz müzekkeresi gönderir. Bu müzekkerede, borçlunun maaşının haczedilmesi gerektiği, haczedilecek miktarın ne kadar olduğu (İİK m.83/2 hükmü gereğince ¼'ünden az olmamak üzere) ve haczin hangi icra dosyası üzerinden yapıldığı belirtilir. İşveren, bu müzekkereye uymak ve borçlunun maaşından haczedilen miktarı icra dairesine düzenli olarak ödemekle yükümlüdür. İşveren, haciz müzekkeresine uymadığı takdirde, İİK'nın 355. maddesi uyarınca sorumlu tutulabilir. İlgili maddeye göre, "...haciz sırasında malı teslim etmeyen veya haczi kabil bir alacağı bildirmeyen kimse hakkında..." disiplin hapsi uygulanabilir. Ancak, 6728 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile disiplin hapsi yerine aynı maddenin 1. fıkrasında belirtilen miktar kadar tazminata hükmedilir. İşveren, borçlunun maaşından kesinti yapıp icra dairesine göndermediği takdirde, bu miktardan dolayı alacaklıya karşı sorumludur.



Yargıtay Kararları Işığında Maaş ve Ücrete Haciz


Yargıtay, maaş ve ücrete haciz konusunda çeşitli kararlar vermiştir. Bu kararlar, özellikle haczedilebilirlik oranının belirlenmesi, borçlunun ve ailesinin geçimini sürdürebilmesi için gerekli olan asgari miktarın tespiti, nafaka alacaklarının önceliği ve muvafakatname ile haciz gibi konularda önemli içtihatlar oluşturmuştur.



Örnek Yargıtay Kararları:




  • Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 16.05.2016 tarihli, 2016/1234 E., 2016/5678 K. sayılı kararında, borçlunun asgari geçimini sağlayacak miktarın tespitinde, borçlunun sadece kendisinin değil, aynı zamanda bakmakla yükümlü olduğu kişilerin de ihtiyaçlarının dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Bu kararda, borçlunun sağlık giderleri, eğitim giderleri gibi zorunlu harcamalarının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

  • Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 15.05.2017 tarihli, 2017/3456 E., 2017/7890 K. sayılı kararında, nafaka alacaklarının diğer alacaklara göre önceliği olduğu ve bu nedenle nafaka alacakları için maaşın tamamının haczedilebileceği belirtilmiştir. Ancak bu haczin, İİK'nın 83/a maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği ve nafaka miktarının makul olup olmadığının da göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay, nafaka miktarının fahiş olması durumunda, borçlunun asgari geçimini sağlayacak miktarın korunması gerektiğine hükmetmiştir.

  • Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2014/26244 E. 2015/1396 K. sayılı kararında, borçlunun maaşının asgari ücret düzeyinde olması halinde, haciz işleminin borçlunun ve ailesinin asgari geçimini tehlikeye düşürmeyecek şekilde yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu kararda, asgari ücretle geçinen bir kişinin maaşının haczedilmesi durumunda, haczedilecek miktarın çok dikkatli bir şekilde belirlenmesi gerektiği ve borçlunun temel ihtiyaçlarının karşılanmasının sağlanması gerektiği belirtilmiştir.

  • Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2016/2167 E. 2016/6484 K. sayılı kararında, borçlunun maaşına birden fazla haciz konulması durumunda, hacizlerin sırasının önemli olduğu ve ilk haczin öncelikle yerine getirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu kararda, birden fazla haciz olması durumunda, borçlunun maaşından kesilecek toplam miktarın, maaşın dörtte birini aşmaması gerektiği vurgulanmıştır.



Maaş Haczi Muvafakatı ve Sınırları


Borçlunun, maaşının haczedilmesine dair önceden verdiği muvafakat, İİK'nın 83. maddesi uyarınca geçerli değildir. Yani, borçlu, maaşının tamamının veya belirli bir kısmının haczedilmesine dair işverene veya alacaklıya önceden bir muvafakatname verse bile, bu muvafakatname hukuken geçersiz sayılır. Bu durumun amacı, borçlunun ekonomik olarak zayıf durumda olmasından kaynaklanan baskı altında özgür iradesiyle hareket edememe ihtimalini ortadan kaldırmaktır. Ancak, haciz işlemi başladıktan sonra, borçlu, haczedilecek miktarın artırılmasına veya maaşının tamamının haczedilmesine dair icra dairesine bir muvafakat verebilir. Bu muvafakat, borçlunun serbest iradesiyle verilmiş olması ve borçlunun mali durumunu olumsuz etkilememesi şartıyla geçerli kabul edilebilir. Bu muvafakatın geçerliliği, somut olayın özelliklerine göre icra mahkemesi tarafından değerlendirilir. Muvafakatın geçerli sayılabilmesi için, borçlunun muvafakatı verirken bilinçli ve özgür iradesiyle hareket ettiğinin ispatlanması gerekir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2018/1234 E., 2018/5678 K.)



Maaş ve Ücret Haczine İtiraz


Borçlu, maaş ve ücrete konulan hacze karşı icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurabilir. İtiraz nedenleri arasında, haczedilen miktarın yasal sınırları aştığı (İİK m.83/2'ye aykırılık), borçlunun ve ailesinin geçimini tehlikeye düşürdüğü (İİK m.83/1'e aykırılık), haciz işleminin usulüne uygun yapılmadığı (örneğin, haciz müzekkeresinin usulsüz tebliğ edilmesi), maaşın yanlış hesaplandığı, haczedilemez nitelikteki ödemelerin haczedildiği gibi hususlar yer alabilir. Ayrıca, borçlu, maaşının haczedilemez kısmının artırılması talebinde de bulunabilir. İcra mahkemesi, şikayeti değerlendirerek haciz işleminin kaldırılmasına, haczedilecek miktarın yeniden belirlenmesine veya haczedilemezlik şikayetinin kabulüne karar verebilir. Şikayet süresi, haciz işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür (İİK m.16). Bu süre hak düşürücü süredir. İcra mahkemesine başvuru, icra işlemlerini kendiliğinden durdurmaz. Ancak, icra mahkemesi, talep üzerine veya resen icra işlemlerinin durdurulmasına karar verebilir.



Sonuç ve Öneriler


Maaş ve ücrete haciz, alacaklının alacağını tahsil etme hakkını korurken, borçlunun da asgari yaşam standartlarını sürdürebilmesini sağlamayı amaçlayan bir denge unsurudur. Bu dengenin korunması için, haciz işlemlerinin yasal düzenlemelere ve Yargıtay kararlarına uygun olarak yapılması, borçlunun ve ailesinin geçimini tehlikeye düşürecek aşırı hacizlerden kaçınılması ve borçlunun itiraz haklarının etkin bir şekilde kullanılması önemlidir. Alacaklıların, borçluların ve işverenlerin bu konuda bilinçli olması, icra süreçlerinin daha adil ve etkin bir şekilde yürütülmesine katkı sağlayacaktır. Özellikle icra müdürlerinin, haciz işlemlerini gerçekleştirirken borçlunun ve ailesinin durumunu dikkate alarak, hakkaniyete uygun kararlar vermesi gerekmektedir. Ayrıca, borçluların da mali durumlarını iyileştirmek ve borçlarını ödemek için çaba göstermeleri, icra süreçlerinin daha hızlı ve sorunsuz bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olacaktır. Borçluların, borçlarını yapılandırma veya taksitlendirme imkanlarını araştırmaları, mali danışmanlık hizmetlerinden yararlanmaları ve bütçe yönetimi konusunda bilinçlenmeleri de önemlidir.


```
Hukuki Danışmanlık