Mal rejimi nedir - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/mal-rejimi-nedir

Mal rejimi, evlilik birliği içinde eşlerin malları üzerindeki hak ve yükümlülüklerini düzenleyen hukuki bir sistemdir. Türk Medeni Kanunu'na göre, evlilik sırasında edinilen malların paylaşımı, yönetimi ve tasfiyesi gibi konular mal rejimi kuralları çerçevesinde belirlenir. Eşler, evlenmeden önce veya evlendikten sonra noterde düzenleyecekleri bir sözleşmeyle kanunda öngörülen mal rejimlerinden birini seçebilirler (TMK m. 203). Bu seçim, evliliğin mali sonuçları üzerinde doğrudan etkilidir. Bu makalede, mal rejiminin türleri, hukuki niteliği ve uygulamadaki önemli detayları ele alınacak, güncel mevzuat ve Yargıtay kararları ışığında değerlendirilecektir.



Mal Rejiminin Türleri



4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen mal rejimleri şunlardır:




  • Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi: Yasal mal rejimidir (TMK m. 218). Eşlerin evlilik birliği süresince edindikleri malların tasfiye sırasında paylaşımını öngörür. Bu rejim, eşler arasında aksi kararlaştırılmadıkça kendiliğinden uygulanır.

  • Mal Ayrılığı Rejimi: Eşlerin evlilik öncesi ve sonrasındaki mallarının tamamen ayrı olduğu sistemdir (TMK m. 242). Bu rejimde, her eş kendi malvarlığının sahibi, yöneticisi ve tasarruf yetkilisi olarak kalır.

  • Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi: Mal ayrılığına benzer, ancak evliliğin sona ermesi halinde belirli malların paylaşımı söz konusudur (TMK m. 256). Paylaşıma konu mallar, sözleşmeyle veya kanunda belirtilen esaslara göre belirlenir.

  • Mal Ortaklığı Rejimi: Eşlerin kanunda belirtilen sınırlar içinde tüm mallarının ortak olduğu, istisnai bir rejimdir (TMK m. 257). Bu rejimde, kişisel mallar dışındaki tüm malvarlığı değerleri ortak mülkiyete dahil olur.



Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi



Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde, her eşin kişisel malları ve edinilmiş malları bulunur (TMK m. 219, 220). Edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir (TMK m. 219/1). Kanun, edinilmiş malları örneklerle somutlaştırmıştır. Örneğin, bir eşin maaşıyla satın alınan bir taşınmaz, edinilmiş maldır ve tasfiye sırasında diğer eşin de katılma alacağı hakkı doğar. Kişisel mallar ise, eşlerden birinin evlenmeden önceki malvarlığı, miras yoluyla elde ettiği mallar, bağışlar ve manevi tazminat alacakları gibi değerlerdir (TMK m. 220). Katılma alacağı, edinilmiş malların tasfiye anındaki değerleri üzerinden hesaplanır (TMK m. 232). Değer artış payı alacağı (TMK m. 227) da bu rejimde önemli bir yer tutar. Yargıtay'ın birçok kararında (örneğin, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/1456 E., 2018/16780 K. sayılı kararı), edinilmiş malların kapsamı, değer artış payı ve katılma alacağının hesaplanması detaylı şekilde incelenmiştir. Özellikle, bir malın edinilmiş mal mı yoksa kişisel mal mı olduğu hususunda tereddüt oluşması halinde, ispat yükü malın kişisel mal olduğunu iddia eden taraftadır (TMK m. 222).



Mal Ayrılığı Rejimi



Mal ayrılığı rejiminde, eşlerin evlilik öncesi ve evlilik süresince edindikleri tüm mallar kendilerine aittir (TMK m. 242). Her eş, kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf yetkisine sahiptir. Bu rejim, özellikle iş hayatı yoğun olan ve malvarlıklarını ayrı tutmak isteyen çiftler tarafından tercih edilebilir. Ancak, mal ayrılığı rejiminin geçerli olabilmesi için eşler arasında noterde düzenlenmiş bir mal rejimi sözleşmesi bulunması gerekir (TMK m. 205). Bu sözleşme, resmi şekil şartına uygun olmalıdır. Yargıtay kararlarında (örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2021/894 E., 2023/478 K. sayılı kararı), mal ayrılığı sözleşmesinin resmi şekilde yapılması gerektiği ve bu şekil şartına uyulmamasının sözleşmeyi geçersiz kılacağı vurgulanmıştır. Mal ayrılığı rejiminde, eşlerin birbirlerine karşı malvarlıklarından kaynaklanan herhangi bir alacak hakkı (katılma alacağı, değer artış payı alacağı gibi) bulunmamaktadır. Ancak, eşlerden birinin diğerinin malvarlığının edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunması halinde, genel hükümlere göre sebepsiz zenginleşme davası açılabilir (TBK m. 77 vd.).



Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi



Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde, eşlerin her biri, yasal sınırlar içinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkına sahiptir (TMK m. 256). Evliliğin sona ermesi halinde, eşler arasında sözleşmede belirtilen veya kanunda öngörülen mallar paylaşılır. Paylaşıma tabi mallar genellikle, eşlerin evlilik birliği içinde ortak kullanım amacıyla edindikleri mallardır. Bu rejimde de mal rejimi sözleşmesi yapılması zorunludur ve bu sözleşmenin noterde düzenlenmesi gerekmektedir. Paylaşım oranı ve paylaşılacak malların belirlenmesi, sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde eşlerin iradesine bırakılmıştır. Ancak, sözleşmede hüküm bulunmaması halinde, kanuni düzenlemeler (TMK m. 259 vd.) uygulanır. Bu rejim, mal ayrılığının katı kurallarını yumuşatmak ve evlilik birliği süresince edinilen bazı malların paylaşılmasını sağlamak amacıyla tercih edilebilir.



Mal Ortaklığı Rejimi



Mal ortaklığı rejiminde, eşlerin kanunen kişisel mal sayılanlar dışındaki malları ile evlilik birliği içinde edindikleri mallar ortak mülkiyetlerine girer (TMK m. 257). Ortaklık malları, eşlerin birlikte yönetimi altındadır. Bu rejimde, eşlerin ortaklığı yönetme yetkisi bulunmaktadır. Mal ortaklığı rejimi, diğer rejimlere göre daha az tercih edilen bir seçenektir ve kapsamlı bir hukuki düzenleme gerektirir. Bu rejimde, kişisel mallar (TMK m. 261) ve ortaklık malları (TMK m. 257) olmak üzere iki tür malvarlığı bulunur. Ortaklık malları, eşlerin birlikte tasarruf edebileceği mallardır. Mal ortaklığı rejiminin tasfiyesi, diğer rejimlere göre daha karmaşıktır ve özel hükümlere tabidir (TMK m. 272 vd.).



Mal Rejiminin Tasfiyesi



Evliliğin boşanma, ölüm veya başka bir mal rejiminin seçilmesi gibi nedenlerle sona ermesi durumunda, mal rejiminin tasfiyesi gündeme gelir. Tasfiye işlemleri, eşler arasında anlaşma sağlanamaması halinde mahkeme kararıyla yapılır. Tasfiye sürecinde, özellikle edinilmiş mallara katılma rejiminde katılma alacağı, değer artış payı alacağı gibi hususlar hesaplanır (TMK m. 227, 236). Tasfiye davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesidir (HMK m. 11). Yargıtay, özellikle katılma alacağı hesaplamalarında (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2018/1234 E., 2019/5678 K. sayılı karar) denkleştirme ilkesinin ve hakkaniyetin gözetilmesi gerektiğini belirtmiştir. Denkleştirme ilkesi, eşlerin evlilik birliği süresince birbirlerine yaptıkları karşılıksız kazandırmaların tasfiye sırasında dikkate alınmasını ifade eder. Ayrıca, tasfiye sırasında eşlerin kusurlu davranışları da dikkate alınabilir (TMK m. 236/2).



Sonuç ve Öneriler



Mal rejimi, evlilik birliğinin mali yönünü düzenleyen kritik bir hukuki mekanizmadır. Eşlerin, evlilik öncesinde veya sonrasında mal rejimlerini bilinçli şekilde seçmeleri ve bu konuda bir avukattan hukuki danışmanlık almaları önemlidir. Özellikle mal rejimi sözleşmesi yapılması durumunda, sözleşmenin içeriğinin eşlerin menfaatlerini koruyacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Sözleşmede, eşlerin kişisel ve edinilmiş mallarının tanımı, paylaşım oranları, tasfiye usulü gibi hususlar açıkça belirtilmelidir. Yargıtay kararları ve mevzuat değişiklikleri takip edilerek, olası uyuşmazlıkların önüne geçilebilir. Eşlerin, evlilik birliği içinde malvarlıklarını yönetirken ve edinirken, seçtikleri mal rejiminin sonuçlarını dikkate almaları, ileride yaşanabilecek hukuki sorunları en aza indirecektir. Ayrıca, mal rejiminin seçimi sadece mevcut malvarlığı durumunu değil, gelecekteki olası malvarlığı değişikliklerini de göz önünde bulundurarak yapılmalıdır. Bu nedenle, uzman bir hukukçudan destek almak, evlilik birliğinin mali güvenliğini sağlamak açısından büyük önem taşır.

Hukuki Danışmanlık