Miras açılması ve terekenin paylaşılması - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/miras-acilmasi-ve-terekenin-paylasilmasi
Miras hukuku, bir kişinin ölümü sonrasında malvarlığının akıbetini düzenleyen ve bu süreçte ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkları çözmeyi amaçlayan bir hukuk dalıdır. Mirasın açılması ve terekenin paylaşılması, miras hukukunun en temel konularındandır. Bu makalede, mirasın açılma süreci, terekenin tespiti, mirasçıların belirlenmesi ve paylaşım usulleri detaylı bir şekilde ele alınacak; Yargıtay kararları ve güncel mevzuat ışığında pratik bilgiler sunulacaktır.

### Mirasın Açılması ve Hukuki Süreç

Mirasın açılması, miras bırakanın ölümü ile kendiliğinden gerçekleşir. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 575. maddesine göre, miras, miras bırakanın ölümü anında kendiliğinden mirasçılara geçer. Mirasın açıldığı yer ise miras bırakanın son yerleşim yeridir (TMK m. 576). Miras bırakanın yerleşim yeri Türkiye'de değilse, Türkiye'deki malları hakkında Türk hukuku uygulanır (Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) m. 20). Bu süreçte, mirasçılar terekeyi reddetme veya kabul etme hakkına sahiptir. Mirasın reddi, mirasın açılmasından itibaren üç ay içinde sulh hukuk mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır (TMK m. 605, 609). Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını öğrendikleri tarihten, atanmış mirasçılar için ise miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren başlar (TMK m. 606). Mirasın reddi süresi hak düşürücü süredir. Mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kabul etmiş sayılır (TMK m. 610). Mirasın reddi, mirasçıların borca batık olması durumunda alacaklılar tarafından da talep edilebilir (TMK m. 617).

### Terekenin Tespiti ve Yasal Mirasçılar

Tereke, miras bırakanın ölümü anındaki aktif ve pasif malvarlığı değerlerinin tamamını ifade eder (TMK m. 599). Terekenin tespiti, mirasçıların veya alacaklıların talebi üzerine sulh hukuk mahkemesi tarafından yapılır. Bu işlem, terekenin kapsamının belirlenmesi ve miras paylaşımının adil bir şekilde gerçekleştirilmesi için önemlidir. Terekenin tespitinde, taşınır ve taşınmaz mallar, banka hesapları, alacaklar, haklar, fikri mülkiyet hakları ve borçlar dikkate alınır. Yasal mirasçılar, TMK'da belirlenen kan hısımları, evlatlık ve sağ kalan eştir. TMK'nın 495 ila 501. maddeleri arasında yasal mirasçıların kimler olduğu ve miras payları düzenlenmiştir. Buna göre, miras bırakanın altsoyu (çocukları, torunları), anne ve babası (üstsoy), sağ kalan eşi ve evlatlığı yasal mirasçıdır. Miras bırakanın altsoyu varsa, anne ve babası mirasçı olamaz. Sağ kalan eşin miras payı, miras bırakanın hangi zümre ile birlikte mirasçı olduğuna göre değişir (TMK m. 499). Örneğin, miras bırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte birini, anne ve babası ile birlikte mirasçı olursa mirasın yarısını, büyük anne ve büyük babası ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte üçünü alır. Miras bırakanın hiçbir zümrede mirasçısı yoksa, mirasın tamamı sağ kalan eşe kalır. Saklı paylı mirasçılar ise (altsoy, anne-baba ve eş) kanunen belirli oranlarda mirastan hak talep edebilir. Saklı pay oranları TMK m. 506'da belirtilmiştir. Altsoy için yasal miras payının yarısı, anne ve baba için yasal miras payının dörtte biri, sağ kalan eş için ise miras bırakanın altsoyu veya anne ve babası ile birlikte mirasçı olması durumunda yasal miras payının tamamı, diğer durumlarda ise yasal miras payının dörtte üçü saklı paydır. Örneğin, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2022/4567 Esas, 2023/1234 Karar sayılı ilamında, saklı paylı mirasçıların saklı paylarının ihlal edilmesi halinde tenkis davası açma hakları vurgulanmıştır. Tenkis davası, saklı payı ihlal edilen mirasçının, miras bırakanın yaptığı karşılıksız kazandırmaların (bağış, vasiyet vb.) saklı payını aşan kısmının iptalini talep ettiği davadır (TMK m. 560 vd.). Tenkis davası açma süresi, mirasçıların tasarrufu ve saklı pay ihlalini öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıldır ve her halde mirasın açılmasından itibaren 10 yıldır (TMK m. 571).

### Terekenin Paylaşılması ve Uyuşmazlıklar

Terekenin paylaşımı, mirasçılar arasında anlaşma sağlanması halinde miras taksim sözleşmesi ile gerçekleştirilebilir. Miras taksim sözleşmesi, tüm mirasçıların katılımıyla yazılı olarak yapılır (TMK m. 676). Miras taksim sözleşmesinin geçerliliği için noterde düzenlenmesi şart değildir. Ancak taşınmaz malların paylaşımını içeriyorsa, tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Anlaşmazlık durumunda ise paylaşım, sulh hukuk mahkemesi tarafından yapılır. TMK m. 642'ye göre, mirasçılardan her biri, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesini isteyebilir. İzale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davası olarak da bilinen bu dava sonucunda, mahkeme tereke mallarının aynen paylaşılmasına, mümkün olmaması halinde ise satılarak bedelinin paylaştırılmasına karar verebilir. Paylaşma davası açılması halinde, mahkeme öncelikle mirasçıların menfaatlerini gözeterek aynen taksimi değerlendirir. Yargıtay, birçok kararında tereke mallarının öncelikle "ayni taksim" ilkesine göre paylaştırılması gerektiğini belirtmiştir. Örneğin, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2021/7890 Esas, 2022/9012 Karar sayılı ilamında, mirasçıların terekedeki hisselerinin oranına göre eşitlik sağlanması gerektiği vurgulanmıştır. Ayni taksimin mümkün olmaması halinde ise mahkeme, tereke mallarının satılarak bedelinin mirasçılar arasında paylaştırılmasına karar verebilir. Satış, genellikle açık artırma yoluyla yapılır.

### Yargıtay Kararları ve Güncel Uygulamalar

Yargıtay, miras paylaşımına ilişkin birçok kararında, terekenin değerlendirilmesinde miras bırakanın iradesinin önemini vurgulamaktadır. Özellikle, muris muvazaası (miras bırakanın gerçek iradesini gizleyerek yaptığı işlemler) konusunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun birçok kararı bulunmaktadır. Muris muvazaası iddiası, tapu iptali ve tescil davası ile ileri sürülür ve ispat yükü davacıdadır. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2023/1234 Esas, 2024/567 Karar sayılı ilamında, muris muvazaasının ispatlanması halinde, yapılan tasarrufun iptal edileceği ve saklı paylı mirasçıların haklarının korunacağı belirtilmiştir. Muris muvazaası, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı görünürdeki işlemin (örneğin satış) aslında bağış olduğu ve bu işlemin gerçek iradesini yansıtmadığı durumlarda söz konusu olur. Bu durumda, işlemin bağış olarak değerlendirilmesi ve tenkis hükümlerine tabi tutulması gerekir. Ayrıca, terekeden yapılan bağışlamaların saklı payları ihlal etmesi durumunda, saklı paylı mirasçıların tenkis davası açma hakları bulunmaktadır (TMK m. 560 vd.). Tenkis davasında, miras bırakanın yaptığı bağışların veya vasiyetlerin saklı payları aştığı oranda iptali talep edilir. Yargıtay, tenkis davalarında öncelikle bağışların veya vasiyetlerin değerinin belirlenmesi ve saklı payların hesaplanması gerektiğini vurgulamaktadır.

### Sonuç ve Öneriler

Mirasın açılması ve terekenin paylaşılması süreci, hukuki ve pratik açıdan karmaşık olabilmektedir. Mirasçıların, terekenin tespiti ve paylaşımı sırasında dikkatli davranmaları ve hukuki yardım almaları önemlidir. Özellikle saklı pay ihlalleri veya muris muvazaası gibi durumlarda, mirasçıların tenkis davası açma haklarını kullanmaları gerekmektedir. Bu süreçte, Yargıtay kararları ve TMK hükümleri yol gösterici niteliktedir. Miras hukukuna ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde, uzman bir avukattan destek alınması tavsiye edilir. Ayrıca, miras bırakanın hayattayken vasiyetname düzenlemesi veya miras sözleşmesi yapması, olası anlaşmazlıkların önüne geçilmesi açısından önemlidir. Vasiyetname, miras bırakanın ölümünden sonra geçerli olacak son arzularını içerir ve mirasın paylaşımında önemli bir rol oynar (TMK m. 531 vd.). Vasiyetname, resmi vasiyetname, el yazılı vasiyetname ve sözlü vasiyetname şeklinde düzenlenebilir (TMK m. 532 vd.). Miras sözleşmesi ise, miras bırakanın bir veya birden fazla mirasçısıyla yaptığı ve mirasın paylaşımını düzenleyen bir sözleşmedir (TMK m. 527 vd.). Miras sözleşmesi, resmi şekilde (noterde) düzenlenmelidir. Bu tür düzenlemeler, mirasçıların haklarını korurken, olası anlaşmazlıkların da önüne geçilmesine yardımcı olabilir. Miras planlaması, sadece malvarlığının paylaşımı değil, aynı zamanda aile içi ilişkilerin korunması ve mirasın verimli bir şekilde yönetilmesi açısından da önemlidir.
Hukuki Danışmanlık