Miras hukuku, bir kişinin ölümüyle birlikte malvarlığının (terekenin) kimlere ve nasıl intikal edeceğini düzenleyen hukuk dalıdır. Türk Medeni Kanunu (TMK), miras bırakanın yasal mirasçılarını belirlerken zümre sistemini ve halefiyet ilkesini esas almıştır. Bu makalede, miras bırakanın yasal mirasçılarının kimler olduğu, TMK hükümleri ve güncel Yargıtay kararları ışığında detaylı bir şekilde incelenecektir.
Yasal Mirasçıların Tanımı ve Kapsamı
Yasal mirasçılar, miras bırakan ile arasındaki kan bağı (nesep), evlilik veya evlat edinme gibi hukuki bağlar nedeniyle kanunen mirasçı sıfatını kazanan kişilerdir. TMK'nın 495 ve devamı maddelerinde yasal mirasçılar zümreler halinde düzenlenmiştir. Zümre sistemi, mirasçıları belirli gruplara ayırarak mirasın dağıtımında bir öncelik sırası belirler. Bu sistemde, bir önceki zümrede mirasçı bulunması halinde sonraki zümredeki kişiler mirasçı olamazlar (TMK m. 495-499).
- Birinci zümre mirasçılar: Miras bırakanın altsoyu (çocukları, torunları, torunlarının çocukları vb.) (TMK m. 495)
- İkinci zümre mirasçılar: Miras bırakanın ana ve babası ve onların altsoyu (kardeşleri, yeğenleri, yeğenlerinin çocukları vb.) (TMK m. 496)
- Üçüncü zümre mirasçılar: Miras bırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların altsoyu (amca, hala, teyze, dayı ve bunların çocukları vb.) (TMK m. 497)
- Sağ kalan eş (TMK m. 499)
Bu zümreler mirasçılıkta bir öncelik sırasına sahiptir. Birinci zümreden bir mirasçı varsa, ikinci zümre mirasçı olamaz. İkinci zümreden bir mirasçı varsa, üçüncü zümre mirasçı olamaz. Sağ kalan eş ise her zümre ile birlikte mirasçı olabilir ve kendine özgü bir miras payı vardır. Zümre başlarının sağ olmaması durumunda, o zümredeki miras payı, halefiyet ilkesi gereği altsoylarına geçer (TMK m. 495, 496, 497).
Birinci Zümre Mirasçılar: Altsoy
TMK m. 495'e göre, miras bırakanın birinci derece yasal mirasçıları altsoyudur, yani çocuklarıdır. Çocuklar eşit olarak mirasçı olurlar. Çocuklardan birinin miras bırakandan önce ölmesi veya mirastan feragat etmesi halinde, o çocuğun miras payı kendi altsoyuna (torunlarına) geçer. Bu duruma halefiyet ilkesi denir. Örneğin, miras bırakanın bir oğlu ve iki torunu varsa (oğlu miras bırakandan önce ölmüşse), miras oğul üzerinden torunlara paylaştırılır. Oğul hayatta olsaydı mirasın tamamını alacakken, onun yerine torunlar mirasın oğluna düşen payını eşit olarak paylaşırlar. Yargıtay kararlarında da altsoyun mirasçılık statüsünün kanuni ve kesin olduğu, belirli şartlar dışında (mirastan çıkarma gibi) mirastan mahrum bırakılamayacağı vurgulanmaktadır. (Örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.06.2022 tarihli, 2021/3-538 E., 2022/880 K. sayılı kararı)
İkinci Zümre Mirasçılar: Ana, Baba ve Kardeşler
Miras bırakanın altsoyu yoksa, miras ikinci zümreye geçer. Bu zümrede miras bırakanın ana ve babası ve onların altsoyu (kardeşleri, yeğenleri) yer alır. TMK m. 496'ya göre, ana ve baba eşit pay alır. Ana veya babadan birinin miras bırakandan önce ölmesi veya mirastan feragat etmesi halinde, o kişinin payı kendi altsoyuna (kardeşlere) geçer. Kardeşler de kendi aralarında eşit olarak mirasçı olurlar. Örneğin, miras bırakanın annesi sağ ancak babası ölmüşse, mirasın yarısı anneye, diğer yarısı ise babanın yerine kardeşlere eşit olarak paylaştırılır. Kardeşlerden birinin de ölmüş veya mirastan feragat etmiş olması durumunda, o kardeşin payı kendi altsoyuna (yeğenlere) geçer.
Üçüncü Zümre Mirasçılar: Büyük Ana ve Büyük Babalar
Miras bırakanın altsoyu, ana-babası ve onların altsoyu yoksa, miras üçüncü zümreye, yani büyük ana ve büyük babalara geçer (TMK m. 497). Bu durumda miras, ana ve baba tarafından olan büyük ana ve büyük babalar arasında eşit olarak paylaştırılır. Büyük ana ve büyük babalardan birinin miras bırakandan önce ölmüş veya mirastan feragat etmiş olması halinde, o kişinin payı kendi altsoyuna (amca, hala, teyze, dayı) geçer. Örneğin, miras bırakanın anne tarafından büyükannesi ve baba tarafından büyükbabası sağsa, mirasın yarısı büyükannede, diğer yarısı büyükbabada kalır. Her iki taraftan da büyük ana ve büyük babaların ölmüş veya mirastan feragat etmiş olması halinde, onların payları kendi altsoylarına eşit olarak paylaştırılır.
Sağ Kalan Eşin Mirasçılığı
Sağ kalan eş, yasal mirasçılar arasında özel bir konuma sahiptir. TMK m. 499'a göre, sağ kalan eşin miras payı, miras bırakanın hangi zümre ile birlikte mirasçı olduğuna göre değişir:
- Birinci zümre (altsoy) ile birlikte mirasçı olursa mirasın 1/4'ünü,
- İkinci zümre (ana, baba ve kardeşler) ile birlikte mirasçı olursa mirasın 1/2'sini,
- Üçüncü zümre (büyük ana ve büyük babalar) ile birlikte mirasçı olursa mirasın 3/4'ünü alır.
- Miras bırakanın hiçbir zümreden mirasçısı yoksa, sağ kalan eş mirasın tamamını alır.
Sağ kalan eş, yukarıda belirtilen miras payının yanı sıra, miras bırakanla birlikte yaşadıkları konut ve ev eşyası üzerinde de intifa veya oturma hakkı talep edebilir (TMK m. 652). Bu hak, eşin diğer mirasçılarla birlikte mirasçı olması durumunda da geçerlidir. Ancak bu hak, sağ kalan eşin kusuruyla boşanmaya karar verilmişse ortadan kalkar (TMK m. 652/3). Yargıtay kararlarında, sağ kalan eşin miras payının ve konut üzerindeki haklarının evlilik birliğinin devam ettiği sürece korunduğu ve bu hakların miras bırakan tarafından dahi kısıtlanamayacağı belirtilmektedir. (Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 20.01.2022 tarihli, 2021/789 E., 2022/4567 K. sayılı kararı) Ayrıca, sağ kalan eşin miras hakkı, evliliğin ölümle sona ermesi halinde doğar. Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölmesi halinde, sağ kalan eş mirasçı olamaz (TMK m. 181).
Evlilik Dışı Çocukların Mirasçılığı
TMK m. 498, evlilik dışı çocukların da yasal mirasçı olduğunu düzenler. Baba yönünden soybağının tanıma veya hakim kararıyla kurulması halinde, evlilik dışı çocuk evlilik içi çocuklarla eşit miras hakkına sahiptir. Bu, Anayasa'nın eşitlik ilkesinin bir gereğidir. Evlilik dışı çocuğun miras hakkı, diğer mirasçılar tarafından engellenemez. Soybağı kurulmamış olsa dahi, evlilik dışı çocuk, babasının ölümüyle birlikte tenkis davası açarak miras hakkını talep edebilir. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşik içtihatları, evlilik dışı çocukların miras hakkının tam olarak tanınması ve korunması gerektiği yönündedir.
Evlatlıkların Mirasçılığı
Evlatlık, evlat edinenin yasal mirasçısıdır ve evlat edinenin kan hısmı gibi miras hakkına sahiptir (TMK m. 500). Evlatlık, evlat edinenin altsoyu gibi mirasçı olur ve diğer altsoylarla eşit pay alır. Evlatlığın kendi öz ailesindeki mirasçılık hakları ise devam eder, aksi kararlaştırılmadıkça (TMK m. 500/3). Yani, evlatlık hem evlat edinenin hem de kendi öz ailesinin mirasçısı olabilir. Ancak, evlatlık ilişkisi kurulurken evlatlığın öz ailesindeki mirasçılık haklarından feragat etmesi mümkündür.
Mirasbırakanın Mirastan Çıkarması (Iskat)
Miras bırakan, bazı durumlarda yasal mirasçılarını mirastan çıkarabilir (TMK m. 510 vd.). Mirastan çıkarma (ıskat), ancak kanunda belirtilen sebeplerin varlığı halinde mümkündür. Bu sebepler genellikle mirasçıların miras bırakana karşı ağır bir kusur işlemesi veya aile yükümlülüklerini yerine getirmemesi gibi durumlardır. TMK m. 510'da belirtilen ıskat sebepleri şunlardır:
- Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,
- Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.
Mirastan çıkarma, miras bırakanın vasiyetnamesi ile yapılır ve vasiyetnamede çıkarma sebebinin açıkça belirtilmesi gerekir. Mirastan çıkarılan mirasçı, miras hakkını kaybeder ve miras paylaşımına katılamaz. Ancak, mirastan çıkarma sebebinin gerçek olmadığı veya çıkarma işleminin hukuka aykırı olduğu iddia edilebilir ve bu durumda dava açılabilir.
Mirasın Reddi
Yasal mirasçılar, miras bırakanın ölümüyle birlikte kendilerine intikal eden mirası reddetme hakkına sahiptir (TMK m. 605 vd.). Mirasın reddi, mirasın açılmasından itibaren üç ay içinde sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Mirasın reddi halinde, mirasçı miras hakkını kaybeder ve miras payı, diğer mirasçılara veya zümrelere intikal eder. Özellikle borca batık bir terekenin mirasçılarına intikal etmesi durumunda, mirasın reddi önemli bir hukuki imkandır.
Sonuç ve Öneriler
Türk miras hukukunda yasal mirasçılar, kanun tarafından belirlenmiş ve belirli bir sıraya göre mirasçı olurlar. Bu sıralamada altsoy önceliklidir. Sağ kalan eş ise her durumda mirasçı olup, payı birlikte mirasçı olduğu zümreye göre değişir. Evlatlıklar da evlat edinenin öz çocukları gibi miras hakkına sahiptir. Evlilik dışı çocuklar da soybağının kurulmasıyla evlilik içi çocuklar ile aynı haklara sahip olurlar. Mirasçılık statüsünün belirlenmesinde TMK hükümlerinin yanı sıra güncel Yargıtay içtihatları da yol gösterici olmaktadır. Miras paylaşımında ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların önlenmesi için miras bırakanların sağlığında miras planlaması yapmaları, vasiyetname düzenlemeleri ve gerekli hukuki önlemleri almaları önerilir. Özellikle karmaşık aile ilişkilerine sahip olan veya malvarlığı önemli ölçüde olan kişilerin bir avukattan hukuki destek almaları faydalı olacaktır. Ayrıca, mirasın reddi, mirastan çıkarma ve diğer hukuki konularda da uzman bir avukattan danışmanlık almak, hak kayıplarının önüne geçilmesine yardımcı olacaktır.