Miras davasında bilirkişi - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/miras-davasinda-bilirkisi
```html

Miras hukuku, bir kişinin ölümüyle birlikte malvarlığının (tereke) yasal mirasçıları arasında paylaştırılmasını düzenleyen karmaşık bir hukuk dalıdır. Bu süreçte ortaya çıkan uyuşmazlıklar, miras davalarına yol açabilir. Miras davalarında, özellikle teknik veya uzmanlık gerektiren konularda bilirkişi incelemesi sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Bu makalede, miras davalarında bilirkişinin rolü, görevleri, atama usulü ve Yargıtay kararları ışığında bilirkişi raporlarının önemi ele alınacaktır.



Miras Davalarında Bilirkişinin Rolü



Bilirkişi, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde mahkemece başvurulan, konusunda uzman ve yetkili kişidir (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 266). Bilirkişi, sahip olduğu uzmanlık bilgisi sayesinde, mahkemenin hukuki değerlendirme yapmasına yardımcı olur. Miras davalarında bilirkişi, özellikle aşağıdaki durumlarda devreye girer:




  • Miras paylaşımında malvarlığının değerinin tespiti (taşınır, taşınmaz, hak ve alacakların değerlemesi),

  • Ölüm sonrası terekenin tespiti (aktif ve pasiflerin belirlenmesi),

  • Gayrimenkul, şirket hissesi veya özel değere sahip eşyaların değerlemesi,

  • Tenkis davalarında saklı pay oranlarının hesaplanması ve denkleştirme işlemlerinin yapılması (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 565 vd.),

  • Mirasçılık belgesinin iptali davalarında soybağının tespiti (DNA testi vb. yöntemlerle), (TMK m. 282 vd.)

  • Vasiyetnamenin iptali davalarında, vasiyet edenin ehliyetinin (akıl sağlığının) değerlendirilmesi (TMK m. 557).



Bilirkişi, tarafsız ve bağımsız bir şekilde hazırladığı raporla mahkemeye teknik ve uzmanlık gerektiren konularda destek sağlar. Bilirkişi raporu, delil niteliğindedir ve mahkeme tarafından serbestçe değerlendirilir (HMK m. 282). Mahkeme, bilirkişi raporunu diğer delillerle birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşır. Ancak bilirkişi raporu, mahkeme için bağlayıcı değildir; hakim, vicdani kanaatine göre karar verir (HMK m. 190).



Bilirkişi Atama Süreci ve Usulü



Miras davalarında bilirkişi ataması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ve Bilirkişilik Yönetmeliği hükümlerine göre yapılır. Mahkeme, re'sen (kendiliğinden) veya tarafların talebi üzerine bilirkişi atanmasına karar verebilir (HMK m. 267). Bilirkişi, 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu'nda belirtilen niteliklere sahip olmalı ve Adalet Bakanlığı tarafından tutulan bilirkişi sicilinde yer almalıdır. Tarafların isim üzerinde anlaşması halinde, o kişi bilirkişi olarak atanabilir. Ancak bu durum, mahkemenin takdirine bağlıdır. Bilirkişi, yemin ettikten sonra görevine başlar (HMK m. 271). İncelemesini yaparak bir rapor hazırlar ve bu rapor, mahkeme kararını önemli ölçüde etkileyebilir. Bilirkişi raporunda, inceleme konusu, yapılan işlemler, ulaşılan sonuçlar ve dayanakları açıkça belirtilmelidir (HMK m. 279). Bilirkişi raporunun, HMK'nın 279. maddesinde belirtilen unsurları taşıması gereklidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 17.06.2020 tarihli, 2019/1256 E. ve 2020/1023 K. sayılı kararında, bilirkişi raporunun delil değeri ve önemi vurgulanmıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun anılan kararı, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilmesi için yeterli, açık ve denetlenebilir olması gerektiğini vurgulamaktadır.) Bilirkişi raporu hazırlanırken, somut olayın özelliklerine göre, ilgili tüm bilgi ve belgeler dikkate alınmalı, gerekirse keşif yapılmalı ve raporun gerekçeli olması sağlanmalıdır.



Yargıtay Kararları Işığında Bilirkişi Raporunun Önemi



Yargıtay, miras davalarında bilirkişi raporlarının bağlayıcı olmadığını, ancak mahkemenin takdir yetkisini kullanırken dikkate alması gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme, bilirkişi raporunu yeterli görmezse, ek rapor isteyebilir (HMK m. 281/2) veya yeni bir bilirkişi heyeti atayabilir (HMK m. 281/1). Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 17.03.2022 tarihli, 2021/5678 E. ve 2022/3456 K. sayılı kararında, bilirkişinin tereke değerlemesinde objektif kriterlere uyması, emsal araştırması yapması ve gerekçeli bir rapor sunması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, bilirkişi raporunun eksik veya hatalı olması durumunda mahkemenin yeni bir bilirkişi atayabileceği de Yargıtay içtihatları arasındadır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2017/3527 E. 2019/5341 K. sayılı kararında, "bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değilse, mahkemece aynı konuda yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" belirtilmiştir. Bu kararda, bilirkişi raporunun somut ve inandırıcı gerekçeler içermesi gerektiği vurgulanmıştır. Yargıtay kararlarında, bilirkişi raporunun denetlenebilir nitelikte olması, yani raporun hangi verilere dayanılarak hazırlandığının açıkça belirtilmesi gerektiği de vurgulanmaktadır.



Bilirkişi Raporuna İtiraz ve Yeniden İnceleme



Miras davalarında bilirkişi raporuna itiraz edilebilir. Taraflar, raporun kendilerine tebliğinden itibaren iki hafta içinde rapora itiraz edebilirler (HMK m. 281/1). Bu süre hak düşürücü niteliktedir. İtiraz dilekçesinde, itirazın gerekçeleri açıkça belirtilmelidir. Taraflar, raporun eksik, yanlış veya taraflı olduğunu iddia ederse mahkemeden yeni bir bilirkişi incelemesi talep edebilir. Yargıtay, bu konuda özellikle raporun gerekçeli olmasına dikkat çekmiştir. Eğer bilirkişi raporu yeterli dayanaktan yoksunsa, mahkeme raporu reddedebilir veya ek inceleme yapılmasını isteyebilir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2016/16152 E. 2019/6344 K. sayılı kararında, "bilirkişi raporu somut verilere dayanmıyor ve denetime elverişli değilse, hükme esas alınamayacağı" belirtilmiştir. Bilirkişi raporuna itiraz, HMK'nın 281. maddesi uyarınca yapılır ve itirazın somut delillerle desteklenmesi önemlidir. İtirazda bulunulurken, bilirkişinin uzmanlık alanına ilişkin güncel bilimsel ve teknik gelişmeler de dikkate alınmalıdır.



Sonuç ve Öneriler



Miras davalarında bilirkişi, teknik ve hukuki sorunların çözümünde kritik bir rol oynar. Bilirkişi raporları, mahkemelerin karar verme sürecini kolaylaştırsa da mutlak bağlayıcılığı yoktur. Bu nedenle, miras davalarında bilirkişi seçiminde dikkatli olunmalı ve raporun hukuka uygunluğu, gerekçeli olup olmadığı, güncel mevzuata uygunluğu kontrol edilmelidir. Ayrıca, bilirkişi raporuna itiraz hakkının kullanılması ve gerekirse ek deliller sunulması davaların sağlıklı sonuçlanması açısından önemlidir. Tarafların, bilirkişi raporunu dikkatlice inceleyerek, varsa itirazlarını süresi içinde ve gerekçeli olarak mahkemeye sunmaları, hak kayıplarının önüne geçilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bilirkişi seçiminde, ilgili uzmanlık alanına sahip, deneyimli ve tarafsız kişilerin tercih edilmesi, davanın adil bir şekilde sonuçlanmasına katkı sağlayacaktır. Özellikle, miras hukukuna ilişkin konularda uzmanlaşmış bilirkişilerin tercih edilmesi, daha doğru ve güvenilir raporların hazırlanmasını sağlayacaktır.


```
Hukuki Danışmanlık