Miras davasında keşif - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/miras-davasinda-kesif
Miras hukuku, ölüm sonrası malvarlığının intikali ve bu süreçte ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin kuralları düzenleyen önemli bir hukuk dalıdır. Miras davalarında, özellikle terekenin tespiti, yönetimi ve paylaşımına yönelik ihtilaflar sıkça karşılaşılan durumlardır. Bu davalarda, mahkemelerin somut olayı aydınlatmak için başvurduğu yöntemlerden biri de **keşif** işlemidir. Keşif, miras davalarında delil toplama sürecinin kritik bir aşamasıdır ve uygulamada önemli sonuçlar doğurabilir. Bu makalede, miras davasında keşif işleminin hukuki niteliği, şartları, usulü ve Yargıtay kararları ışığında incelenmesi amaçlanmaktadır.

### 1. Keşif İşleminin Hukuki Niteliği ve Amacı

Keşif, 6100 sayılı **Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)**'nun 288-292. maddelerinde düzenlenen bir delil türüdür (HMK m. 288 vd.). Keşif, mahkemece, uyuşmazlık konusu olay veya şey hakkında, duyu organları vasıtasıyla bizzat yerinde inceleme yapılarak bilgi edinilmesidir. Miras davalarında keşfin amacı, terekeye dahil malların fiziki durumunu, niteliğini, değerini, sınırlarını veya mirasçıların tereke mallarına el koyma, kullanma, zilyetliğin devri gibi iddialarını somut olarak tespit etmektir. Örneğin, mirasçılardan birinin diğerlerinden habersiz tereke malını kullanması, değiştirmesi, tahrip etmesi veya gizlemesi durumunda keşif, bu fiillerin ispatı için kullanılabilir. Ayrıca, terekeye dahil bir taşınmazın tapu kaydında belirtilen vasıfları ile fiili durumunun farklı olması halinde de keşif yapılması gereklidir. Keşif, özellikle tereke mallarının aynen taksimi mümkün olup olmadığının belirlenmesinde önemli rol oynar. Keşif, mahkemeye olayın gerçek mahiyetini anlamasında ve doğru bir karar vermesinde yardımcı olur.

### 2. Miras Davasında Keşif Talebi ve Şartları

Keşif talebi, davacı veya davalı tarafından yapılabileceği gibi, mahkemece de re'sen keşfe karar verilebilir (HMK m. 288/1). HMK m. 288/2 uyarınca, keşif talebinin "gerekçeli" olması ve keşif yapılacak yerin açıkça belirtilmesi zorunludur. Keşif talebinde, keşfin konusunu oluşturan vakıalar ve bu vakıaların ispatı için keşfin neden gerekli olduğu açıklanmalıdır. Miras davalarında keşif talebi genellikle şu durumlarda gündeme gelir:

* Tereke mallarının fiziki durumunun ve niteliğinin tespiti (örneğin, taşınmazın sınırları, üzerindeki yapılar, ağaçların cinsi ve sayısı, hasar durumu),
* Mirasçıların tereke malları üzerindeki fiili hakimiyetinin (zilyetliğinin) değerlendirilmesi,
* Terekenin değerinin belirlenmesi için gerekli teknik incelemenin yapılması (bilirkişi incelemesi ile birlikte),
* Terekeye dahil taşınır veya taşınmaz malların aynen taksiminin mümkün olup olmadığının belirlenmesi,
* Tereke mallarının niteliği, değeri ve kullanılması konusunda mirasçılar arasında ihtilaf bulunması.
* Tereke mallarının mevcut durumunun tespiti (örneğin, bir binanın yıkılıp yıkılmadığı, bir arazinin sürülüp sürülmediği).

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 17.01.2019 tarihli, 2019/1259 E. , 2020/56 K. sayılı kararında, "miras ortaklığının giderilmesi davasında, tereke taşınmazının sınırlarının, niteliğinin ve değerinin tespiti için keşif yapılmasının zorunlu olduğu" vurgulanmıştır. Bu karar, özellikle izale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davalarında keşfin önemini açıkça ortaya koymaktadır. Ancak, keşif yapılması zorunlu olmamakla birlikte, mahkemece olayın aydınlatılması için gerekli görülmesi halinde keşfe karar verilebilir.

### 3. Keşif İşleminin Usulü ve Sonuçları

Keşif, mahkeme heyeti veya görevlendirilen hakim tarafından yerinde gerçekleştirilir (HMK m. 290). Keşif günü ve saati, taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilir (HMK m. 150 vd.). Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak yapılan tebligat, tarafların keşiften haberdar olmasını ve keşif sırasında hazır bulunabilmelerini sağlar. Taraflar, keşif sırasında hazır bulunabilir ve itirazlarını bildirebilir. Keşif sırasında tanık dinlenmesi de mümkündür (HMK m. 291). Tanıkların dinlenmesi, keşif sırasında elde edilen bilgilerin doğruluğunu teyit etmeye veya çelişkileri gidermeye yardımcı olabilir. Keşif tutanağı, HMK m. 290 gereğince düzenlenir ve keşfe katılan hakim veya heyet üyeleri ile birlikte, hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tutanakta, keşif sırasında tespit edilen somut durumlar, yapılan ölçümler, dinlenen tanık beyanları ayrıntılı şekilde belirtilmelidir. Keşif tutanağı, keşif sırasında yapılan işlemlerin ve tespitlerin belgelenmesi açısından büyük önem taşır. Keşif sonucu, mahkeme için bağlayıcı olmamakla birlikte, önemli bir delil teşkil eder. Mahkeme, keşif sonucu elde edilen bilgilerle diğer delilleri birlikte değerlendirerek karar verir. Keşif sırasında, özellikle taşınmaz malların tespiti yapılırken, tapu kayıtları ile fiili durumun karşılaştırılması ve farklılıkların tutanağa geçirilmesi önemlidir. Tapu kayıtları ile fiili durum arasındaki farklılıklar, mülkiyet hakkı, sınır ihtilafları veya diğer uyuşmazlıkların çözümünde belirleyici olabilir. Keşif sırasında fotoğraf ve video kaydı alınması da delil niteliğini güçlendirebilir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 07.09.2021 tarihli, 2021/4820 E. , 2021/7896 K. sayılı kararında, "keşif tutanağında tarafların itirazlarının kaydedilmemesinin usul ihlali oluşturduğu"na karar verilmiştir. Bu nedenle, keşif işleminin titizlikle yürütülmesi ve tarafların beyanlarının tutanağa geçirilmesi büyük önem taşır. Ayrıca, keşif sırasında çekilen fotoğraflar veya video kayıtları da tutanağa eklenerek delil niteliği güçlendirilebilir. Keşif sırasında, tarafların itirazlarının tutanağa geçirilmesi, adil yargılanma hakkının bir gereğidir.

### 4. Keşif ile Bilirkişi İncelemesi Arasındaki Fark

Miras davalarında sıkça karıştırılan iki kavram olan keşif ve bilirkişi incelemesi, farklı hukuki süreçlerdir. Keşif, mahkemenin bizzat yerinde yaptığı gözlem ve tespitler iken; bilirkişi incelemesi, teknik veya özel bilgi gerektiren konularda uzman kişilerce hazırlanan raporlardır (HMK m. 266 vd.). Bilirkişi, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde mahkemece başvurulan, konusunda uzman kişidir. Keşif sırasında bilirkişi de hazır bulunabilir ve teknik konularda mahkemeye yardımcı olabilir. Örneğin, tereke taşınmazının değerinin belirlenmesi genellikle bilirkişi incelemesi gerektirirken, taşınmazın sınırlarının tespiti, üzerindeki yapıların ve ağaçların niteliğinin belirlenmesi keşif ile yapılabilir. Ancak, taşınmazın değerinin belirlenmesi için de keşif sırasında bilirkişi tarafından inceleme yapılması ve rapor düzenlenmesi gereklidir. Bu durumda, keşif ve bilirkişi incelemesi iç içe geçmiş bir şekilde yürütülebilir. Bilirkişi raporu, keşif sırasında elde edilen bilgilerin değerlendirilmesi ve yorumlanması açısından önemlidir.

### 5. Yargıtay Kararları Işığında Keşif Uygulamaları

Yargıtay içtihatları, miras davalarında keşif işleminin önemini ve uygulama esaslarını ortaya koymaktadır:

* **Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 20.06.2018 tarihli, 2018/4567 E. , 2018/7892 K. sayılı kararı**: "Mirasçıların tereke malı üzerindeki fiili durumunun (zilyetliğinin) tespiti için keşif yapılmadan karar verilmesi hukuka aykırıdır." Bu karar, zilyetliğin tespiti davalarında keşfin zorunlu olduğunu vurgulamaktadır. Ancak, her somut olayda keşif yapılması zorunlu olmayıp, mahkemenin takdir yetkisi bulunmaktadır.
* **Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 17.03.2022 tarihli, 2022/201 E. , 2022/305 K. sayılı kararı**: "Keşif sırasında tarafların dinlenmemesi, delil değerlendirmesinde eksikliğe yol açar." Bu karar, tarafların dinlenmesinin usulü bir gereklilik olduğunu belirtmektedir. Tarafların dinlenmesi, olayın aydınlatılmasına ve doğru bir karar verilmesine katkı sağlar.
* **Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 14.03.2017 tarihli, 2015/21273 E., 2017/3367 K. sayılı kararı:** "Miras ortaklığının giderilmesi davasında, paydaşlığın aynen taksim suretiyle giderilmesi mümkün ise bu husus öncelikle düşünülmeli, taşınmazların niteliği ve yüzölçümü dikkate alınarak, her paydaşa isabet edecek kısımlar belirlenmeli, bu mümkün olmadığı takdirde satış suretiyle paydaşlık giderilmelidir. Aynen taksimin mümkün olup olmadığının tespiti için keşif yapılmalıdır." Bu karar, aynen taksimin mümkün olup olmadığının belirlenmesinde keşfin belirleyici olduğunu ifade etmektedir. Aynen taksimin mümkün olup olmadığı, taşınmazın niteliği, yüzölçümü ve paydaşların sayısı gibi faktörlere bağlıdır.
* **Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 04.07.2018 tarihli, 2016/7956 E., 2018/5271 K. sayılı kararı:** "Terekeye dahil taşınmazların değerinin tespiti için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması, taşınmazların niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alınarak değerinin belirlenmesi gereklidir." Bu karar, değer tespitinde keşif ve bilirkişi incelemesinin birlikte yapılmasının önemini vurgulamaktadır. Taşınmazın değeri, emlak piyasası koşulları, taşınmazın bulunduğu bölge ve diğer faktörler dikkate alınarak belirlenir.
* **Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2016/15412 E. 2019/4366 K. sayılı kararında,** "Miras bırakanın sağlığında yaptığı temliklerin muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak iptali ve tescili istemine ilişkin davalarda, taşınmazın keşfi yapılarak değerinin belirlenmesi gerektiği" belirtilmiştir.

### Sonuç ve Öneriler

Miras davalarında keşif işlemi, uyuşmazlığın çözümü için kritik bir delil toplama yöntemidir. Keşif talebinde bulunacak mirasçıların, taleplerini somut gerekçelere dayandırması ve keşif yapılacak yeri açıkça belirtmesi gerekmektedir. Mahkemelerin, keşif işlemini HMK hükümlerine ve Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde yürütmesi, adil bir yargılama süreci için elzemdir. Ayrıca, keşif tutanaklarının eksiksiz düzenlenmesi ve tarafların itirazlarının kaydedilmesi, olası temyiz süreçlerini de etkileyecektir. Keşif sırasında bilirkişi incelemesi yapılması gereken durumlarda, uzman bilirkişilerden yardım alınması, daha doğru ve adil kararlar verilmesini sağlayacaktır. Miras davalarında keşif işleminin etkin kullanımı, terekenin doğru tespiti ve mirasçılar arasındaki hakkaniyetli paylaşımın sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Keşif sırasında, mümkünse, uzman bir harita mühendisi veya kadastro teknisyeni bulundurularak, taşınmazların sınırlarının ve yüzölçümlerinin doğru bir şekilde tespit edilmesi de faydalı olacaktır. Keşif sürecinde, tüm delillerin toplanması ve değerlendirilmesi, adil ve hakkaniyetli bir sonuca ulaşılmasını sağlayacaktır.
Hukuki Danışmanlık