Miras hissesinin temlik edilmesi - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/miras-hissesinin-temlik-edilmesi

Miras hukuku, ölen kişinin (miras bırakan) geride bıraktığı malvarlığı (tereke) üzerinde mirasçıların haklarını düzenleyen önemli bir hukuk dalıdır. Mirasçılar, miras bırakanın terekesinden kanun (yasal mirasçılık) veya irade (atanmış mirasçılık – vasiyetname veya miras sözleşmesi) yoluyla belirlenen oranlarda hak sahibi olurlar. Bu paylar, mirasçılar arasında paylaştırıldığı gibi, belirli şartlar altında üçüncü kişilere de devredilebilir (temlik edilebilir). Miras hissesinin temliki, bir mirasçının yasal veya atanmış mirasçı sıfatıyla sahip olduğu miras payını, bir sözleşme ile kısmen veya tamamen başka bir kişiye devretmesi anlamına gelir ve bu süreç 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) ile özel olarak düzenlenmiştir. Bu makalede, miras hissesinin temlikinin hukuki niteliği, şartları ve sonuçları detaylı bir şekilde incelenecektir.



Miras Hissesinin Temlik Edilmesinin Hukuki Niteliği



Miras hissesinin temliki, bir mirasçının terekeden doğan payını bir sözleşme ile üçüncü kişiye veya diğer mirasçılara devretmesidir. Bu işlem, TMK'nın 677. maddesi ve devamındaki hükümlere tabidir. Temlik işlemi, mirasçının miras payı üzerindeki tasarruf yetkisinin bir sonucudur ve genellikle satış, bağışlama veya trampa (takas) gibi hukuki işlemlerle gerçekleştirilir. Miras hissesinin temliki, Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 183. ve devamı maddelerinde düzenlenen alacağın temliki hükümlerine tabidir. Bu nedenle, temlik sözleşmesi ile mirasçı, miras payından doğan haklarını (alacaklarını) devretmektedir. Ancak, miras hissesinin temliki, terekenin aktif ve pasifleriyle birlikte devrini içermez. Bu nedenle, temlik alan kişi (müktesep), mirasçının haklarına sahip olurken, miras bırakanın borçlarından doğrudan sorumlu olmaz. Müktesep, diğer mirasçılarla birlikte terekenin yönetimine ve paylaşımına katılma hakkı elde eder. Ancak, mirasın paylaşımı aşamasında, müktesep de miras payı oranında tereke borçlarından sorumlu olacaktır (TMK m. 641). Bu sorumluluk, müktesebin mirasçıdan devraldığı haklar oranında sınırlıdır.



Miras Hissesinin Temlik Edilmesinin Şartları



Miras hissesinin temlik edilebilmesi için bazı şartların sağlanması gereklidir:




  • Mirasçı Sıfatının Bulunması: Temlik edecek kişinin (devreden) mirasçı sıfatını haiz olması gerekir. Mirasçılık sıfatı, yasal (kanuni) veya atanmış (iradi) mirasçı olarak kazanılabilir. Yasal mirasçılar, kanunda belirtilen hısımlık ilişkileri nedeniyle mirasçı olan kişilerdir (örneğin, eş, çocuklar, anne-baba) (TMK m. 499 vd.). Atanmış mirasçılar ise, miras bırakanın vasiyetname veya miras sözleşmesi ile mirasçı olarak belirlediği kişilerdir (TMK m. 512 vd.).

  • Terekenin Açılmış Olması: Miras bırakanın ölümü ile tereke mirasçılara geçmiş olmalıdır. Tereke, miras bırakanın ölümüyle kendiliğinden açılır (TMK m. 599). Tereke henüz açılmamışsa, mirasçıların payları üzerinde tasarruf yetkisi doğmaz. Miras bırakan hayatta iken miras payının devri mümkün değildir; bu türden bir sözleşme, TMK m. 27 uyarınca ahlaka aykırılık nedeniyle değil, konusuzluk nedeniyle geçersizdir. Miras bırakanın sağlığında yapılan bu türden bir sözleşme, miras sözleşmesi şeklinde yapılsa dahi TMK m. 513 uyarınca geçerli olmayacaktır.

  • Şekil Şartı: Miras hissesinin temliki, şekle tabidir. TMK m. 677 uyarınca, mirasın paylaşımına kadar mirasçılardan biri miras payını tamamen veya kısmen diğer bir mirasçıya devredebilir. Bu devir sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması yeterlidir. Ancak, miras payının mirasçı olmayan üçüncü bir kişiye devri söz konusu ise, bu devir sözleşmesinin noter tarafından düzenlenmesi (resmi şekil) zorunludur (TMK m. 677). Noterlik Kanunu m. 89 uyarınca, bu işlem noterler tarafından re'sen düzenlenir. Resmi şekil şartı, sözleşmenin ispatı açısından da önemlidir.



Miras Hissesinin Temlik Edilmesinin Sonuçları



Miras hissesinin temlik edilmesi, hem temlik eden (devreden mirasçı) hem de temlik alan (müktesep) açısından önemli sonuçlar doğurur:




  • Temlik Eden Açısından: Mirasçı, temlik işlemi ile payı oranında terekedeki haklarından feragat etmiş olur. Temlik edilen kısım oranında artık terekeden doğan hakları müktesibe devretmiş sayılır. Ancak, miras bırakanın borçlarından dolayı sorumluluğu, mirasın reddedilmemesi halinde, miras payı oranında devam eder (TMK m. 641). Zira, mirasçıların miras bırakanın borçlarından sorumluluğu, mirasın açılmasıyla birlikte doğar ve bu sorumluluk, temlik ile ortadan kalkmaz. Temlik eden mirasçı, temlik sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmekle de yükümlüdür.

  • Temlik Alan Açısından: Temlik alan kişi (müktesep), mirasçının yerine geçmez; mirasçı sıfatını kazanmaz. Müktesep, sadece miras payı oranında terekedeki haklara sahip olur. Özellikle terekenin borçlarına karşı müktesebin doğrudan bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Ancak, terekenin paylaşımı sırasında, müktesep, miras payı oranında borçlardan sorumlu tutulabilir (TMK m. 641). Müktesep, terekenin yönetimine ve paylaşımına katılma hakkına sahiptir. Temlik alan, diğer mirasçılarla birlikte terekenin yönetimine katılabilir ve paylaşım talebinde bulunabilir. Müktesep, miras payı oranında tereke malları üzerinde ayni hak iddia edebilir.



Yargıtay Kararları Işığında Miras Hissesinin Temliki



Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun miras hissesinin temliki konusundaki kararları, özellikle şekil şartı ve önalım hakkı (şufa hakkı) üzerinde yoğunlaşmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 27.05.2020 tarihli, 2019/1256 E. ve 2020/125 K. sayılı kararında, miras hissesinin üçüncü kişiye temlikinde noterlik şeklinin arandığı vurgulanmıştır. Yargıtay kararlarında, miras hissesinin temlikinin diğer mirasçıların iznine tabi olduğuna dair bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak, diğer mirasçıların yasal önalım (şufa) hakkı bulunmaktadır. Şöyle ki, bir mirasçı, miras payını üçüncü bir kişiye sattığı takdirde, diğer mirasçıların bu payı aynı şartlarla satın alma hakkı vardır (TMK m. 732). Bu hak, satışın diğer mirasçılara noter aracılığıyla bildirilmesinden itibaren üç ay ve her halde satıştan itibaren iki yıl içinde kullanılabilir (TMK m. 733). Önalım hakkı, payın üçüncü kişiye satılması halinde gündeme gelir; mirasçılar arasındaki temliklerde önalım hakkı söz konusu olmaz. Yargıtay, önalım hakkının kullanılabilmesi için, satışın diğer mirasçılara usulüne uygun olarak bildirilmesi gerektiğini de vurgulamaktadır.



Sonuç ve Öneriler



Miras hissesinin temlik edilmesi, miras hukukunda önemli bir tasarruf işlemidir. Bu işlem, mirasçıların paylarını üçüncü kişilere veya diğer mirasçılara devretmelerine olanak tanırken, aynı zamanda ciddi hukuki sonuçlar doğurur. Temlik işleminin geçerli olabilmesi için TMK'da öngörülen şartların sağlanması ve özellikle mirasçı olmayan üçüncü kişilere yapılan temliklerde noterlik şekline uyulması gereklidir. Ayrıca, mirasçıların bu işlem öncesinde terekenin aktif ve pasiflerini detaylı bir şekilde incelemeleri ve hukuki danışmanlık almaları önerilir. Yargıtay kararları da dikkate alındığında, miras hissesinin temlik işlemlerinde dikkatli davranılması ve mevzuata uygun hareket edilmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle, diğer mirasçıların önalım hakkının dikkate alınması ve bu hakkın kullanımının engellenmemesi gerekmektedir. Miras hissesinin temliki karmaşık bir hukuki süreç olduğundan, tarafların hak kaybına uğramaması için uzman bir avukattan destek almaları tavsiye edilir. Temlik sözleşmesinin hazırlanması aşamasında, tarafların hak ve yükümlülükleri açıkça belirlenmeli ve sözleşmeye gerekli hükümler eklenmelidir.

Hukuki Danışmanlık