Miras sebebiyle istihkak davası - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/miras-sebebiyle-istihkak-davasi
Miras sebebiyle istihkak davası, miras hukukunun önemli ve karmaşık konularından biridir. Bu dava türü, yasal veya atanmış mirasçıların, miras bırakanın ölümüyle birlikte terekeye dahil mallar üzerinde miras haklarına dayanarak hak iddia etmelerini ve bu malların zilyetliğinin kendilerine devredilmesini talep etmelerini sağlayan hukuki bir yoldur. Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 637 vd. düzenlenmiş olup, terekenin tespiti, mirasçıların haklarının korunması ve miras paylaşımının adil bir şekilde gerçekleştirilmesi açısından büyük önem taşır. Bu makalede, miras sebebiyle istihkak davasının hukuki niteliği, şartları, süreci, zamanaşımı ve Yargıtay kararları ışığında uygulamadaki yeri detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

## Miras Sebebiyle İstihkak Davasının Hukuki Niteliği

Miras sebebiyle istihkak davası, TMK'nın 637. maddesinde düzenlenmiştir. Bu dava, mirasçıların, yasal miras paylarına veya atanmış mirasçılık sıfatlarına dayanarak tereke mallarını haksız olarak elinde bulunduran kişilere karşı açtığı ayni nitelikte bir davadır. Davanın amacı, davacının miras hakkının tespit edilmesi ve tereke mallarının aynen veya mümkün değilse bedelinin davacıya teslim edilmesidir. İstihkak davası, mülkiyet hakkına dayanan bir dava olup, mirasçıların tereke üzerindeki mülkiyet haklarını koruma altına alır. Bu dava, aynı zamanda mirasçıların tereke üzerindeki zilyetlik haklarını da koruma altına alır ve tereke mallarının haksız işgalini önlemeyi amaçlar. İstihkak davası, terekenin tamamı veya belirli bir kısmı için açılabilir.

## Davanın Şartları ve Süreci

Miras sebebiyle istihkak davasının açılabilmesi için bazı şartların varlığı gereklidir:

1. **Davacının Mirasçı Sıfatını Haiz Olması:** Davacının, yasal veya atanmış mirasçı sıfatını taşıması gerekmektedir. Mirasçılık sıfatı, mahkemeden alınan veraset ilamı (mirasçılık belgesi) ile veya vasiyetname ile ispatlanabilir (TMK m. 598). Mirasçılık belgesi, mirasçıların kimler olduğunu ve miras paylarını gösteren resmi bir belgedir.
2. **Terekede Hak İddiası:** Davacının, terekeye dahil belirli bir mal veya malvarlığı değeri üzerinde miras hakkına dayanarak hak iddia etmesi gerekmektedir. Bu hak, yasal miras payına veya vasiyetname ile kendisine bırakılan bir hakka dayanabilir.
3. **Davalı Tarafın Haksız Zilyetliği:** Davalının, tereke malını haklı bir hukuki sebebe dayanmaksızın elinde bulundurması gerekmektedir. Haksız zilyetlik, davalının tereke malını herhangi bir haklı sebebe dayanmaksızın (örneğin, miras bırakanın izni olmadan veya geçerli bir sözleşme olmaksızın) elinde bulundurması anlamına gelir. Örneğin, miras bırakanın ölümünden sonra bir mirasçının diğer mirasçıların rızası olmadan tereke mallarını kullanmaya başlaması veya bir üçüncü kişinin tereke malını gasp etmesi haksız zilyetlik oluşturur. Davalının iyi niyetli veya kötü niyetli olması, zamanaşımı süresini etkileyecektir.
4. **Hukuki Yarar:** Davacının, istihkak davası açmakta hukuki bir yararının bulunması gerekir. Yani, davanın açılmasıyla davacının hukuki durumunda bir iyileşme meydana gelmelidir. Örneğin, davalının tereke malını iade etmemesi veya paylaşımı engellemesi durumunda davacının hukuki yararı vardır.
5. **Hak Düşürücü Süre ve Zamanaşımı:** Miras sebebiyle istihkak davası, TMK m. 639 uyarınca, mirasçılık sıfatının öğrenilmesinden ve tereke malının zilyetliğinin öğrenilmesinden itibaren başlayarak, iyi niyetli davalılara karşı bir yıl ve her halde mirasın açılmasından itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Kötü niyetli davalılara karşı ise genel zamanaşımı süresi olan 10 yıl uygulanır (TBK m. 146). Yargıtay, mirasçılık sıfatının ve tereke malının zilyetliğinin öğrenilmesinin aynı anda gerçekleşmeyebileceğini ve zamanaşımının başlangıcının bu iki olayın gerçekleştiği tarihe göre ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğini kabul etmektedir.

Davanın açılması için miras bırakanın ölümüyle birlikte mirasçıların tereke üzerindeki haklarının ihlal edildiğinin iddia edilmesi yeterlidir. Süreç boyunca, mahkeme terekenin tespiti, mirasçıların pay oranları ve tereke mallarının durumu gibi konuları inceler. Dava sürecinde şu aşamalar izlenir:

1. **Dava Dilekçesi:** Davacı, dava dilekçesinde mirasçılık sıfatını, tereke malını, davalının haksız zilyetliğini ve taleplerini açıkça belirtir. Dilekçeye, mirasçılık belgesi, vasiyetname ve diğer ilgili belgeler eklenir.
2. **Terekelerin Tespiti:** Mahkeme, terekenin kapsamını belirlemek için gerekli araştırmaları yapar. Tapu kayıtları, banka hesapları, araç kayıtları, vergi daireleri ve diğer ilgili kurumlarla yazışmalar yapılır. Gerekirse bilirkişi incelemesi de yapılabilir.
3. **Delillerin Toplanması:** Taraflar, iddialarını ispatlamak için deliller sunarlar. Tanık ifadeleri, bilirkişi raporları, tapu kayıtları, banka dekontları, faturalar, sözleşmeler ve diğer belgeler delil olarak kullanılabilir.
4. **Yargılama:** Mahkeme, tarafların iddialarını ve delillerini değerlendirir. Gerekli görürse keşif yapabilir, tanık dinleyebilir ve bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
5. **Karar:** Mahkeme, davanın kabulüne veya reddine karar verir. Davanın kabulü halinde, davalının tereke malını davacıya aynen teslim etmesine, aynen teslim mümkün değilse bedelini ödemesine hükmedilir. Ayrıca, davalının kötü niyetli olması halinde, davacı lehine tazminata da hükmedilebilir.

## Yargıtay Kararları Işığında Uygulama

Yargıtay, miras sebebiyle istihkak davalarına ilişkin birçok karar vermiştir. Bu kararlar, davanın şartları, süreci ve sonuçları hakkında önemli açıklamalar içermektedir.

* Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 14.03.2018 tarihli, 2017/3-678 E. ve 2018/460 K. sayılı kararında, miras sebebiyle istihkak davasının, mirasçıların tereke üzerindeki haklarını korumak ve paylaşımın adil yapılması amacını taşıdığı vurgulanmıştır. Kararda ayrıca, davanın açılabilmesi için davacının mirasçılık sıfatını ve davalının tereke malını haksız olarak elinde bulundurduğunu ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay, bu kararında, mirasçılık belgesinin kesin hüküm teşkil etmediğini ve mirasçılık sıfatının her zaman ispatlanabileceğini de belirtmiştir.
* Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2016/13273 E. ve 2018/13653 K. sayılı kararında, terekenin tespiti sürecinde mirasçıların beyanlarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, terekenin kapsamının belirlenmesinde, mirasçıların beyanlarının yanı sıra tapu kayıtları, banka hesapları ve diğer ilgili belgelerin de incelenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yargıtay, bu kararında, terekenin tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasının da önemine değinmiştir.
* Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/3808 E. ve 2019/5986 K. sayılı kararında, istihkak davasında zamanaşımı süresinin başlangıcı ve hesaplanması konularına açıklık getirilmiştir. Kararda, zamanaşımı süresinin, mirasçılık sıfatının ve tereke malının zilyetliğinin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı belirtilmiştir. Yargıtay, bu kararında, zamanaşımının başlangıcının belirlenmesinde dürüstlük kuralının da dikkate alınması gerektiğini vurgulamıştır.

## Somut Örnekler ve Uygulamadaki Sorunlar

Pratikte, miras sebebiyle istihkak davaları genellikle mirasçılar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle açılmaktadır. Örneğin, miras bırakanın vefatından sonra bir mirasçının tereke mallarını tek başına kullanmaya başlaması diğer mirasçıların haklarını ihlal edebilir. Bu durumda, diğer mirasçılar miras sebebiyle istihkak davası açarak haklarını koruyabilirler. Bir diğer örnek ise, miras bırakanın sağlığında yaptığı bağışların, saklı payları ihlal etmesi durumunda, saklı pay sahibi mirasçılar tenkis davası ile birlikte istihkak davası açabilirler. Bu durumda, tenkis davası sonucunda saklı payı ihlal eden bağışların iptaline karar verilirse, istihkak davası ile bu malların iadesi talep edilebilir. Başka bir örnek olarak, miras bırakanın vefatından sonra bir üçüncü kişinin tereke malını gasp etmesi durumunda, mirasçılar bu üçüncü kişiye karşı istihkak davası açabilirler.

Ancak, uygulamada terekenin tespiti ve paylaşımı sırasında delil yetersizliği veya mirasçıların uzlaşmaz tutumları gibi sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Özellikle, terekenin kapsamının belirlenmesi ve tereke mallarının değerinin tespiti konularında anlaşmazlıklar yaşanabilmektedir. Ayrıca, mirasçıların birbirlerine karşı güvensizlik duymaları ve uzlaşmaya yanaşmamaları da dava sürecini uzatabilmektedir. Mirasçıların tereke malları üzerindeki hak iddialarını ispatlamaları, özellikle uzun yıllar önce gerçekleşmiş olaylarla ilgili delil bulmaları zor olabilir. Bu durum, davanın sonuçlanmasını geciktirebilir veya davanın reddedilmesine neden olabilir.

## Sonuç ve Öneriler

Miras sebebiyle istihkak davası, miras hukukunda önemli bir koruma mekanizmasıdır. Bu dava türü, mirasçıların tereke üzerindeki haklarını korumak ve adil bir paylaşım sağlamak amacıyla kullanılır. Ancak, uygulamada karşılaşılan sorunların çözümü için mirasçıların hukuki bilincinin artırılması ve terekenin doğru bir şekilde tespit edilmesi gereklidir. Ayrıca, Yargıtay kararlarının ışığında hareket edilerek davaların daha etkin bir şekilde sonuçlandırılması sağlanmalıdır. Miras hukukundaki bu tür uyuşmazlıkların çözümünde hukuki danışmanlık alınması da sürecin sağlıklı işlemesine katkı sağlayacaktır. Mirasçıların, miras bırakanın vasiyetnamesi veya miras sözleşmesi gibi belgelerini dikkatlice incelemeleri ve haklarını öğrenmeleri önemlidir. Ayrıca, miras paylaşımı konusunda uzlaşmaya varmak için arabuluculuk gibi alternatif çözüm yolları da değerlendirilebilir. Mirasçıların, dava açmadan önce bir araya gelerek terekenin paylaşımı konusunda anlaşmaya çalışmaları, hem zaman hem de maliyet açısından faydalı olabilir. Anlaşmazlıkların çözümü için arabuluculuk veya uzlaştırma gibi yöntemlerin kullanılması, mahkeme sürecine göre daha hızlı ve daha az maliyetli bir çözüm sağlayabilir.
Hukuki Danışmanlık