Sanık hakları nelerdir - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/sanik-haklari-nelerdir
```html

Ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri olan sanık hakları, adil yargılanma hakkının ayrılmaz bir parçasıdır. Türk hukuk sisteminde sanığın hakları, Anayasa, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Bu makalede, sanık haklarının neler olduğu, hukuki dayanakları ve uygulamadaki yansımaları detaylı bir şekilde ele alınacaktır.



Sanık Haklarının Hukuki Dayanakları



Sanık haklarının temel dayanağı Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen "hak arama özgürlüğü" ve bu kapsamda değerlendirilen "adil yargılanma hakkı"dır. Anayasa'nın 13. maddesi temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması rejimini belirlerken, 14. maddesi ise bu hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmamasını güvence altına alır. Ayrıca 5271 sayılı CMK'nın 147 ve devamı maddeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 6. madde (Adil Yargılanma Hakkı) ve Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 14. maddesi sanık haklarını düzenleyen temel metinlerdir. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi'nin yerleşik içtihatları da bu hakların somutlaştırılmasında önemli rol oynar. Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru kararları (Örn: AYM, B. No: 2013/1461, 19/02/2015) da sanık haklarının yorumlanması ve uygulanmasında önemli bir yere sahiptir. Bu kararlarda, özellikle savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılması, delil değerlendirme süreçleri ve masumiyet karinesi gibi konularda önemli değerlendirmeler yapılmıştır.



Sanığın Başlıca Hakları



1. Savunma Hakkı



Sanığın en temel hakkı, kendisini savunma hakkıdır. 5271 sayılı CMK'nın 147. maddesine göre sanık, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında bir avukatın yardımından yararlanabilir. Şüpheli veya sanığın müdafii bulunmaması halinde, talebi aranmaksızın kendisine bir müdafi görevlendirilir (CMK m.150). Bu durum, özellikle tutuklama gibi özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirlerin uygulandığı hallerde büyük önem taşır. Savunma hakkı sadece avukat yardımından ibaret olmayıp, delil sunma, tanık dinletme, soru sorma, bilirkişi raporlarına itiraz etme gibi birçok yetkiyi de içerir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun birçok kararında savunma hakkının önemi vurgulanmıştır. Örneğin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 16.03.2021 tarihli, 2017/16-957 E., 2021/511 K. sayılı kararında, savunma hakkının kısıtlanmasının adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geleceği belirtilmiştir. Savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılabilmesi için, sanığa isnat edilen suç hakkında yeterli bilgi verilmesi ve savunma için gerekli imkanların sağlanması gerekmektedir (AİHS m.6/3).



2. Susma Hakkı



5271 sayılı CMK'nın 148/1 maddesi uyarınca şüpheli veya sanık, ifade vermekten çekinebilir. Bu hak, kendisini ve yakınlarını suçlayıcı beyanlarda bulunmama hakkını içerir (Latince: *nemo tenetur se ipsum accusare*). Susma hakkı, baskı, cebir, işkence, ilaç verme, yorma, aldatma gibi yöntemlerle ihlal edilemez. Bu tür yöntemlerle elde edilen ifadeler hukuka aykırı delil olarak kabul edilir ve yargılamada kullanılamaz (CMK m.148/4). Yargıtay, susma hakkının ihlal edildiği durumlarda toplanan delillerin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 28.09.2021 tarihli, 2019/306 E., 2021/304 K. sayılı kararı). Susma hakkının kullanılması, sanık aleyhine yorumlanamaz ve bu durum, suçluluğunun bir kanıtı olarak değerlendirilemez.



3. Delil Toplama ve Sunma Hakkı



Sanık, lehine olan delilleri toplama ve mahkemeye sunma hakkına sahiptir. 5271 sayılı CMK'nın 177. maddesi uyarınca, sanık tanık dinletme, bilirkişi incelemesi talep etme ve belge sunma gibi yollara başvurabilir. Delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sürecinde silahların eşitliği ilkesinin gözetilmesi gerekir. Bu ilke, savunma makamının da iddia makamı ile aynı imkanlara sahip olmasını ifade eder. Sanığın delil sunma hakkı, yargılamanın her aşamasında geçerlidir. Mahkeme, sanığın sunduğu delilleri reddederse, bu kararın gerekçesini açıkça belirtmek zorundadır. Aksi takdirde, adil yargılanma hakkı ihlal edilmiş olabilir.



4. Masumiyet Karinesi



Anayasa'nın 38/4. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesinde düzenlenen masumiyet karinesi, sanığın kesin hüküm giymeden önce suçsuz sayılması ilkesidir. Bu ilke, sadece yargılama sürecinde değil, yargılama öncesinde ve sonrasında da geçerlidir. Hakkında henüz kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmayan bir kişi, kamuoyu nezdinde de suçlu olarak lanse edilemez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin birçok kararında (Örn: Allenet de Ribemont/Fransa, B. No: 15175/89, 10/02/1995) bu ilkenin ihlalinin adil yargılanmayı zedelediği vurgulanmıştır. Masumiyet karinesi, sanığın suçlu olduğuna dair şüphelerin giderilememesi durumunda beraat etmesini gerektirir. Ayrıca, tutukluluk halinin devamı da masumiyet karinesi ile çelişmemelidir. Tutukluluk, istisnai bir tedbir olmalı ve makul bir süreyi aşmamalıdır.



5. Duruşmada Hazır Bulunma Hakkı



5271 sayılı CMK'nın 188. maddesine göre sanık, duruşmalarda hazır bulunma hakkına sahiptir. Sanığın duruşmada hazır bulunması, savunma hakkını etkin bir şekilde kullanabilmesi, delilleri değerlendirebilmesi ve tanıklara soru sorabilmesi için önemlidir. Ancak bazı istisnai durumlarda (örneğin kaçma riski veya duruşmanın düzenini bozma ihtimali) bu hak sınırlandırılabilir. Mazeretsiz olarak duruşmaya gelmeyen sanık hakkında yakalama emri çıkarılabilir (CMK m.195). Yargıtay, sanığın duruşmaya usulüne uygun olarak çağrılmadığı davalarda verilen hükümleri bozmaktadır (Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 24.01.2022 tarihli, 2021/10113 E., 2022/1021 K. sayılı kararı). Sanığın duruşmada hazır bulunma hakkının etkin bir şekilde kullanılabilmesi için, duruşma gün ve saatinden makul bir süre önce haberdar edilmesi gerekmektedir.



Sanık Haklarının İhlali ve Yaptırımları



Sanık haklarının ihlali durumunda, toplanan deliller hukuka aykırı delil olarak değerlendirilir ve mahkemece dikkate alınmaz (CMK m.289/1-i). Hukuka aykırı delillerin hükme esas alınması, temyiz sebebi oluşturur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına göre (Örn: Salduz/Türkiye, B. No: 36391/02, 27/11/2008) savunma hakkının ihlali, adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelir. Bu kararda, özellikle avukat yardımından yararlanma hakkının soruşturma aşamasında kısıtlanmasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiği vurgulanmıştır. Türk iç hukukunda da Yargıtay, sanık haklarının ciddi şekilde ihlal edildiği durumlarda hükümleri bozmaktadır. Anayasa Mahkemesi de bireysel başvuru yoluyla sanık haklarının ihlal edildiği durumlarda ihlal kararı verebilir (Örn: AYM, B. No: 2014/15488, 28/05/2015). Sanık haklarının ihlali halinde, maddi ve manevi tazminat talepleri de gündeme gelebilir.



Sonuç ve Öneriler



Sanık hakları, modern ceza yargılamasının vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu hakların etkin şekilde uygulanabilmesi için:



  • Hakim ve savcıların sanık hakları konusunda sürekli eğitimi sağlanmalı ve bu konuda farkındalık artırılmalı

  • Adli yardım mekanizmaları güçlendirilmeli ve ihtiyaç sahibi sanıklara etkin hukuki destek sağlanmalı (CMK m.149 gereğince zorunlu müdafilik sisteminin etkinliği artırılmalı)

  • Sanıkların hakları konusunda bilgilendirilmesi için etkin yöntemler geliştirilmeli (broşürler, bilgilendirme toplantıları, web siteleri, kısa videolar vb.). Bu bilgilendirme, sanığın anlayabileceği bir dilde yapılmalı ve haklarının neler olduğu açıkça anlatılmalıdır.

  • Hak ihlallerine karşı etkin denetim mekanizmaları oluşturulmalı ve şikayet mekanizmaları kolaylaştırılmalı (örneğin, Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları'nın etkinliği artırılmalı ve bu kurulların bağımsızlığı güçlendirilmeli)

  • Ceza infaz kurumlarında sanık haklarına saygı gösterilmesi sağlanmalı ve bu konuda düzenli denetimler yapılmalı. Özellikle işkence, kötü muamele ve insanlık dışı davranışların önlenmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır.

  • Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında, sanık haklarının korunması için gerekli tüm önlemler alınmalı ve bu konuda titiz davranılmalıdır.



Unutulmamalıdır ki, sanık haklarının korunması sadece bireyler için değil, toplumsal adalet, hukuk devleti ilkeleri ve yargıya olan güvenin sağlanması için de hayati öneme sahiptir. Hukuk devletinin en önemli göstergelerinden biri, suçlu olduğu iddia edilen kişilerin haklarının korunmasıdır.


```
Hukuki Danışmanlık