Giriş: Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) temel ilkelerinden biri, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasıdır. Bu bağlamda, TCK'nın 24. maddesi (eski TCK Madde 20), hukuka uygunluk nedenlerini düzenleyerek, belirli şartlar altında ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran halleri tanımlar. Bu madde, bireylerin hukuka uygun davranışlarını güvence altına almayı ve hukukun üstünlüğünü sağlamayı amaçlar.
TCK Madde 24 - Tam Metin
"(1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
(2) Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası ile hukuka uygun hareket eden kimseye ceza verilmez.
(3) Meşru savunma halinde hareket eden kimseye ceza verilmez.
(4) Zorunluluk halinde işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez."
Maddenin Anlamı ve Kapsamı
TCK Madde 24, dört temel hukuka uygunluk nedenini düzenler:
- Kanunun Hükmünü Yerine Getirme: Bir kanun hükmünün gereğini yerine getiren kişinin fiili, suç teşkil etse bile hukuka uygun kabul edilir. Örneğin, bir mahkeme kararını infaz eden icra memurunun fiili bu kapsamdadır. (TCK m.24/1)
- Hakkın Kullanılması ve İlgilinin Rızası: Bir hakkın kullanılması veya ilgilinin rızası ile gerçekleştirilen fiiller, suç teşkil etse bile hukuka uygun sayılır. Örneğin, bir doktorun hastanın rızasıyla gerçekleştirdiği tıbbi müdahale (ameliyat gibi) bu kapsamdadır. Ancak, rızanın hukuken geçerli olabilmesi için belirli şartları taşıması gerekir (örneğin, kişinin rıza verebilecek durumda olması, rızanın baskı altında olmaması). (TCK m.24/2)
- Meşru Savunma: Kendisine veya başkasına yöneltilen haksız bir saldırıyı defetmek amacıyla gerçekleştirilen fiiller, meşru savunma kapsamında hukuka uygun kabul edilir. Meşru savunma, saldırı ile orantılı olmalıdır ve saldırıyı defetmek için zorunlu olmalıdır. (TCK m.25)
- Zorunluluk Hali: Kendisinin veya başkasının hayatı, sağlığı, namusu veya malvarlığına yönelik ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak için başka birinin malına zarar veren kişinin fiili, zorunluluk hali kapsamında hukuka uygun kabul edilebilir. Bu durumda, zarar verilen malın değerinin, kurtarılmak istenen değerden açıkça daha az olması gerekir. (TCK m.25/2)
Uygulama Alanları ve Mahkeme Kararları
- Meşru Savunma: Yargıtay kararlarında, meşru savunmanın şartları detaylı olarak açıklanmıştır. Saldırının "haksız" olması, "halen devam eden" veya "tekrarı muhakkak" olması ve savunmanın "saldırı ile orantılı" olması gerekmektedir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2017/1-110 E., 2019/65 K.)
- Hakkın Kullanılması: Velayet hakkının kullanılması, bir alacağın tahsili için yasal yollara başvurulması gibi durumlar, hakkın kullanılması kapsamında değerlendirilebilir. Ancak, hakkın kötüye kullanılması durumunda hukuka uygunluk ortadan kalkar.
- Kanunun Hükmünü Yerine Getirme: Polis memurunun yakalama, gözaltı gibi yetkilerini kullanması, kanunun hükmünü yerine getirme kapsamında değerlendirilir. Ancak, yetkinin aşılması durumunda hukuka uygunluk ortadan kalkar.
Değişiklik Geçmişi
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 2004 yılında kabul edilmiş ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Madde 24 (eski TCK Madde 20), bu kanunla birlikte yeniden düzenlenmiştir. Önceki kanun olan 765 sayılı TCK'da da benzer hukuka uygunluk nedenleri düzenlenmekteydi.
Pratik Örnekler
- Meşru Savunma: Bir kişinin, kendisine bıçakla saldıran birini etkisiz hale getirmek için orantılı güç kullanması.
- Hakkın Kullanılması: Bir öğretmenin, öğrencisine disiplin cezası vermesi (eğitim-öğretim hakkı kapsamında).
- Kanunun Hükmünü Yerine Getirme: Bir itfaiyecinin, yangını söndürmek için bir binanın kapısını kırması.
- İlgilinin Rızası: Bir kişinin, vücuduna dövme yaptırması.
Diğer Kanunlarla İlişkisi
- Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Madde 90: Yakalama ve gözaltı yetkileri, kanunun hükmünü yerine getirme kapsamında değerlendirilebilir.
- Türk Medeni Kanunu (TMK): Velayet hakkı, hakkın kullanılması kapsamında değerlendirilebilir.
- Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun: Özel güvenlik görevlilerinin yetkileri ve meşru savunma sınırları bu kanunla belirlenir.
Ceza ve Yaptırımlar
TCK Madde 24 kapsamına giren fiiller, hukuka uygun kabul edildiği için ceza verilmez. Ancak, hukuka uygunluk nedenlerinin sınırlarının aşılması durumunda (örneğin, meşru savunmada orantısız güç kullanılması, yetkinin kötüye kullanılması) ceza sorumluluğu doğabilir. Bu durumda, TCK'nın ilgili maddeleri uyarınca ceza verilir.
İstisnalar ve Sınırlar
- Meşru Savunma: Meşru savunmada "orantılılık" şartı aranır. Saldırı ile savunma arasında açık bir oransızlık bulunması durumunda, meşru savunma hükümleri uygulanmaz ve fail cezalandırılır.
- Rıza: Rıza, kamu düzenine ilişkin suçlarda geçerli değildir. Örneğin, bir kişinin öldürülmesine rıza göstermesi, failin ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
- Kanunun Hükmünü Yerine Getirme: Kanunun hükmünü yerine getirme, sadece kanunla açıkça verilen yetkiler kapsamında geçerlidir. Yetkinin aşılması veya kötüye kullanılması durumunda hukuka uygunluk ortadan kalkar.
Güncel Sorunlar ve Çözüm Önerileri
- Meşru Savunmanın Sınırlarının Belirsizliği: Meşru savunmanın sınırlarının belirsizliği, uygulamada sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle, Yargıtay içtihatlarının daha da netleştirilmesi ve somut olaylara uygulanabilir kılınması önemlidir.
- Kamu Görevlilerinin Yetki Aşımı: Kamu görevlilerinin yetki aşımı durumlarında, etkin bir denetim mekanizmasının oluşturulması ve sorumluların cezalandırılması gerekmektedir.
Sonuç ve Öneriler
TCK Madde 24, hukuk devleti ilkesinin ve bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasının önemli bir güvencesidir. Ancak, uygulamanın doğru ve adil olabilmesi için, hukuka uygunluk nedenlerinin sınırlarının net bir şekilde belirlenmesi, kamu görevlilerinin yetkilerinin kullanımına ilişkin eğitimlerin artırılması ve yargısal içtihatların geliştirilmesi gerekmektedir. Özellikle meşru savunma konusunda, bireylerin haklarının korunması ve haksız saldırılara karşı kendilerini savunabilmeleri için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması önemlidir.
```