Tedbir nafakası - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/tedbir-nafakasi

Türk hukuk sisteminde aile bireylerinin ekonomik ve sosyal güvenliğini sağlamak amacıyla düzenlenen tedbir nafakası, özellikle boşanma ve ayrılık davalarında sıklıkla başvurulan bir hukuki mekanizmadır. Bu makalede, tedbir nafakasının hukuki niteliği, şartları, miktarının belirlenmesi, sona ermesi ve Yargıtay kararları ışığında uygulamadaki yeri detaylı bir şekilde incelenecektir.



Tedbir Nafakasının Hukuki Niteliği ve Dayanağı


Tedbir nafakası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 169. maddesinde düzenlenmiştir. Boşanma veya ayrılık davalarında, dava süresince eşlerin geçimini sağlamak ve özellikle de ekonomik olarak zayıf durumda olan eşin mağduriyetini önlemek amacıyla mahkeme tarafından hükmedilen geçici bir önlemdir. TMK m. 169 hükmü şu şekildedir: "Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır." Bu hüküm, tedbir nafakasının yasal dayanağını oluşturur ve hakimin bu konuda re'sen (kendiliğinden) harekete geçebileceğini belirtir. Tedbir nafakası, dava süresince devam eden bir önlemdir ve davanın sonuçlanmasıyla kendiliğinden ortadan kalkar. Bu nafaka türü, boşanma veya ayrılık davası açılmasıyla birlikte, eşlerin ve varsa müşterek çocukların dava süresince ihtiyaçlarının karşılanmasını amaçlar.



Tedbir Nafakasının Şartları


Tedbir nafakasının hükmedilebilmesi için bazı şartların varlığı aranır:


1. Boşanma veya Ayrılık Davasının Varlığı ve Devam Etmesi: Tedbir nafakası, ancak usulüne uygun olarak açılmış bir boşanma veya ayrılık davası mevcutken ve bu dava devam ederken hükmedilebilir. Dava açılmamışsa veya dava kesinleşmişse tedbir nafakasına hükmedilemez. Bu şart, tedbir nafakasının geçici bir önlem olmasının doğal bir sonucudur.


2. Talep Varlığı (İhtiyaç): TMK m. 169, hakimin re'sen tedbir nafakasına hükmedebileceğini belirtse de, uygulamada genellikle nafaka talep eden eşin bu yönde bir talebi aranır. Nafaka talep eden eşin, diğer eşin yardımına ihtiyaç duyması beklenir. İhtiyaç, nafaka talep eden eşin, boşanma veya ayrılık davası süresince geçimini sağlayamaması durumunu ifade eder. Yoksulluk tehlikesi, nafaka talep eden eşin, boşanma nedeniyle mevcut yaşam standardını sürdüremeyecek durumda olması anlamına gelir. Kusur, tedbir nafakasının bağlanmasında doğrudan etkili bir unsur olmamakla birlikte, mahkemece takdir hakkı kullanılırken dikkate alınabilir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, kusurlu eşin de tedbir nafakası alması mümkündür, ancak kusur durumu nafaka miktarının belirlenmesinde etkili olabilir.


3. Hakkaniyet ve Orantılılık: Mahkeme, nafaka miktarını belirlerken tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, gelirlerini, yaşam standartlarını ve ihtiyaçlarını dikkate alarak hakkaniyete uygun bir karar vermelidir. Nafaka miktarı, nafaka talep eden eşin ihtiyaçlarını karşılayacak ve diğer eşin ödeme gücünü aşmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu, orantılılık ilkesinin bir gereğidir. Ayrıca, nafaka miktarının belirlenmesinde enflasyon ve geçim koşullarındaki değişiklikler de göz önünde bulundurulmalıdır.



Tedbir Nafakası Miktarının Belirlenmesi


Tedbir nafakasının miktarı, mahkeme tarafından tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, gelirlerine, mesleklerine, yaşam standartlarına, ihtiyaçlarına ve kusur durumlarına göre belirlenir. Bu belirleme yapılırken, nafaka talep eden eşin ihtiyaçları ile nafaka ödeyecek eşin ödeme gücü arasında bir denge kurulması gözetilir. Yargıtay kararlarında, nafaka miktarının belirlenmesinde tarafların gelirlerinin yanı sıra, malvarlıklarının da dikkate alınması gerektiği vurgulanmaktadır (Örn: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2017/354 E., 2017/1148 K.). Yüksek gelirli bir eşin, diğer eşe daha yüksek miktarda tedbir nafakası ödemesi gerekebilir. Ancak, nafaka miktarı belirlenirken, nafaka ödeyecek eşin de geçimini sağlayabileceği bir miktar bırakılması gerekmektedir.



Yargıtay Kararları Işığında Uygulama


Yargıtay, tedbir nafakasına ilişkin birçok kararında önemli içtihatlar oluşturmuştur:


- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 17.02.2021 tarihli, 2020/4567 E. ve 2021/789 K. sayılı kararında, "Tedbir nafakası, dava sona erene kadar ödenmeye devam eder." hükmüne yer verilmiştir. Bu karar, tedbir nafakasının davanın kesinleşmesiyle kendiliğinden sona ereceğini teyit etmektedir.


- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.12.2020 tarihli, 2019/2015 E. ve 2020/876 K. sayılı kararında ise, "Nafaka miktarının belirlenmesinde, tarafların müşterek çocuklarının ihtiyaçları da göz önünde bulundurulmalıdır." denilmiştir. Bu karar, özellikle velayeti kendisine verilmeyen eşin, müşterek çocukların ihtiyaçlarına katkıda bulunması gerektiği ilkesini vurgulamaktadır. Ancak, bu durumda hükmedilen nafaka, iştirak nafakasıdır. Tedbir nafakası, eşlerin geçimini sağlamaya yönelik olup, çocukların ihtiyaçları için ayrıca iştirak nafakasına hükmedilir. İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine verilmeyen tarafın, çocuğun giderlerine katılması amacıyla ödediği nafaka türüdür (TMK m. 182).


- Yargıtay kararlarında ayrıca, nafaka miktarının belirlenmesinde enflasyon oranları ve paranın satın alma gücündeki değişimlerin de dikkate alınması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu, nafaka miktarının güncelliğini koruması ve nafaka talep eden eşin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için önemlidir. Bu nedenle, mahkemeler genellikle nafaka miktarlarını ÜFE (Üretici Fiyatları Endeksi) veya TÜFE (Tüketici Fiyatları Endeksi) gibi enflasyon oranlarına göre artış yapılmasına karar verebilirler.



Tedbir Nafakasının Sona Ermesi


Tedbir nafakası, aşağıdaki hallerde sona erer:


1. Boşanma veya Ayrılık Davasının Kesinleşmesi: Dava, boşanma veya ayrılık kararıyla sonuçlanırsa, tedbir nafakası kendiliğinden sona erer. Ancak, boşanma veya ayrılık kararıyla birlikte yoksulluk nafakası veya iştirak nafakasına hükmedilebilir. Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eşe, diğer eş tarafından ödenen nafaka türüdür (TMK m. 175).


2. Davanın Reddi: Boşanma veya ayrılık davası reddedilirse, tedbir nafakası da sona erer.


3. Eşlerin Barışması: Eşler, dava süresince barışır ve birlikte yaşamaya başlarlarsa, tedbir nafakası da sona erer. Bu durumda, eşlerin mahkemeye başvurarak davadan feragat etmeleri veya davayı geri çekmeleri gerekmektedir.


4. Nafaka Alacaklısı Eşin Ölümü: Nafaka alacaklısı eşin ölümü halinde, tedbir nafakası kendiliğinden sona erer. Çünkü nafaka hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır ve miras yoluyla devredilemez.


5. Nafaka Yükümlüsü Eşin Ölümü: Nafaka yükümlüsü eşin ölümü halinde, tedbir nafakası sona erer. Ancak, nafaka borcu, miras yoluyla mirasçılarına geçmez. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşik içtihatları bu yöndedir.


Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, tedbir nafakası kararının kesinleşmesi halinde, nafaka borçlusunun bu karara uymaması durumunda, nafaka alacağı icra yoluyla takip edilebilir. Bu, nafaka alacaklısının haklarını korumak için önemli bir güvencedir. Ayrıca, nafaka borcunu ödemeyen borçlu hakkında, İcra ve İflas Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca "nafaka hükümlerine uymamak" suçundan dolayı ceza davası açılabilir.



Sonuç ve Öneriler


Tedbir nafakası, aile hukukunda önemli bir koruma mekanizmasıdır. Özellikle ekonomik açıdan zayıf olan tarafın mağduriyetini önlemek amacıyla uygulanır. Ancak, nafaka miktarının belirlenmesinde hakkaniyet ilkesinin gözetilmesi ve tarafların ekonomik durumlarının dikkatlice değerlendirilmesi gereklidir. Bu nedenle, tedbir nafakası talebinde bulunacak kişilerin, hukuki süreçte deneyimli bir avukat desteği almaları ve Yargıtay içtihatlarını dikkate almaları önem arz etmektedir. Ayrıca, nafaka miktarının belirlenmesinde, tarafların gelirlerini ve giderlerini doğru ve eksiksiz bir şekilde beyan etmeleri, mahkemenin doğru bir karar vermesine yardımcı olacaktır. Tarafların, nafaka taleplerini ve savunmalarını somut delillerle desteklemeleri, hukuki süreçte başarılı olma şanslarını artıracaktır. Özellikle, gelir belgeleri, banka hesap dökümleri, tapu kayıtları gibi belgeler, mahkemenin doğru bir değerlendirme yapmasına yardımcı olacaktır.

Hukuki Danışmanlık