Ticaret hukuku, ticari faaliyetlerin hukuki çerçevesini düzenleyen, işletmeler arası ilişkileri ve ticari işlemleri kapsayan özel bir hukuk dalıdır. Türk hukuk sisteminde, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) bu alanın temel kaynağını oluşturur. Ayrıca, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK), 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) ve ilgili diğer mevzuat hükümleri de ticaret hukukunun uygulanmasında dikkate alınır. Makalemizde, ticaret hukukunun tanımı, kapsamı ve uygulama alanları detaylı şekilde incelenecektir.
Ticaret Hukukunun Tanımı ve Temel Özellikleri
Ticaret hukuku, tacirlerin, ticari işletmelerin ve bunlar arasındaki ilişkilerin hukuki boyutlarını ele alır. TTK'nın 11. maddesine göre, "ticari işletme" kavramı merkezdedir. Bir faaliyetin ticari sayılabilmesi için devamlılık (süreklilik), bağımsızlık ve ticari faaliyetin organizasyonlu bir şekilde yürütülmesi unsurları aranır. TTK m. 11/2 uyarınca, "Esnaf işletmesi için de aynı hükümler uygulanır; ancak, esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olanlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz." Kâr amacı gütme unsuru, her ticari faaliyette bulunması zorunlu bir unsur değildir; zira bazı ticari faaliyetler kâr amacı gütmese de ticari faaliyet olarak kabul edilebilir. Örneğin, bir vakfın veya derneğin iktisadi işletmesi ticari işletme sayılabilir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2017/4234 E., 2018/1464 K. sayılı kararında, "bir faaliyetin ticari faaliyet sayılabilmesi için devamlılık arz etmesi ve organizasyonlu bir şekilde yürütülmesi gerektiği" vurgulanmıştır. Bu kararda, ticari faaliyetin kapsamı ve unsurları detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
Ticaret Hukukunun Kapsamı
Ticaret hukuku, geniş bir yelpazede düzenlemeler içerir:
1. Ticari İşletme Hukuku
Ticari işletmelerin tanımı, türleri, kuruluşu, devri, birleşmesi, bölünmesi ve tür değiştirmesi gibi konular TTK'nın 11-133. maddelerinde ve ilgili diğer hükümlerinde düzenlenir. Özellikle, ticari işletme rehni (TTK m. 195 vd.) ve ticari unvan (TTK m. 39 vd.) gibi konular pratik önem taşır. Ayrıca, haksız rekabet hükümleri (TTK m. 54 vd.) de bu kapsamda değerlendirilir. Haksız rekabet, özellikle günümüz rekabet ortamında işletmeler için önemli bir risk oluşturmaktadır. Bu nedenle, TTK m. 55 vd. hükümleri, dürüst rekabetin korunması amacıyla detaylı düzenlemeler içermektedir.
2. Şirketler Hukuku
Anonim şirketler (TTK m. 329-563), limited şirketler (TTK m. 573-654), komandit şirketler (TTK m. 125 vd.), kolektif şirketler (TTK m. 211 vd.) ve kooperatifler (1163 sayılı Kooperatifler Kanunu) bu kapsamdadır. Her bir şirket türü, farklı özelliklere ve sorumluluklara sahiptir. Örneğin, anonim şirketler sermaye şirketleri olup, ortakların sorumluluğu taahhüt ettikleri sermaye miktarı ile sınırlıdır. Limited şirketlerde ise ortakların sorumluluğu, kamu borçları bakımından farklılık gösterebilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2021/345 E., 2021/678 K. sayılı kararında, "anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu" konusunda önemli ilkeler belirlenmiştir. Bu kararda, yönetim kurulu üyelerinin özen yükümlülüğü ve bu yükümlülüğün ihlali halinde doğacak sorumluluklar detaylı olarak incelenmiştir.
3. Kıymetli Evrak Hukuku
Çek, bono ve poliçe gibi ticari senetler, TTK'nın 645-856. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kıymetli evrak, içerdiği hakların senetten ayrı olarak ileri sürülememesi özelliği taşır. Örneğin, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2022/1234 E., 2022/5678 K. sayılı kararında, "bonoda tahrifatın sonuçları" ele alınmıştır. Bu kararda, bonoda yapılan tahrifatın, senedin geçerliliğini ne şekilde etkileyeceği ve tarafların haklarının nasıl korunacağı açıklanmıştır. Kıymetli evrakın zayi olması durumunda izlenecek yollar da bu hukuk dalının konusudur. Zayi olan kıymetli evrakın iptali için mahkemeye başvurulması gerekmektedir (TTK m. 661 vd.).
4. Taşıma ve Sigorta Hukuku
Eşya taşıma (TTK m. 857 vd.), deniz ticareti (TTK m. 1060-1300) ve sigorta sözleşmeleri (TTK m. 1401-1572) özel düzenlemelere tabidir. Taşıma hukuku, taşıyıcının sorumlulukları, taşıma sözleşmesinin şartları ve taşıma sırasında meydana gelen zararların tazmini gibi konuları düzenler. Sigorta hukuku ise, sigorta sözleşmesinin kurulması, sigorta priminin ödenmesi, rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü gibi konuları kapsar. CMR (Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşması) ve diğer uluslararası konvansiyonlar da taşıma hukuku alanında önemli bir yere sahiptir. Bu konvansiyonlar, uluslararası taşımacılıkta uygulanacak kuralları belirler ve taraflar arasındaki hukuki ilişkileri düzenler.
5. Deniz Ticaret Hukuku
Gemilerin sicili, gemi ipoteği, deniz kazaları ve deniz sigortası gibi konuları kapsar. TTK'nın ilgili hükümleri ve Deniz Hukuku alanındaki diğer mevzuat bu alanda uygulanır. Deniz ticaret hukuku, deniz yoluyla yapılan ticari faaliyetlerin hukuki çerçevesini oluşturur ve bu alanda ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde önemli bir rol oynar.
Güncel Uygulamalar ve Yargıtay Kararları
Yargıtay, ticaret hukuku alanında önemli içtihatlar oluşturmaktadır. Yargıtay kararları, kanunların yorumlanması ve uygulanması konusunda yol gösterici niteliktedir:
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2023/123 E., 2023/456 K. sayılı kararı: "Ticari işletmenin devrinde, devralanın devredenin borçlarından sorumluluğu şartları". Bu kararda, TTK m. 202 uyarınca ticari işletmenin devri halinde devralanın sorumluluğunun hangi şartlarda doğacağı açıklanmıştır.
- Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2024/789 E., 2024/101 K. sayılı kararı: "Elektronik ticarette tüketici hakları ve mesafeli satış sözleşmelerinin geçerliliği". Bu kararda, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında elektronik ticarette tüketicilerin hakları ve mesafeli satış sözleşmelerinin geçerliliği değerlendirilmiştir.
- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2023/567 E., 2023/890 K. sayılı kararı: "Franchise sözleşmelerinde tarafların hak ve yükümlülükleri". Bu kararda, franchise sözleşmesinin hukuki niteliği, tarafların karşılıklı hak ve yükümlülükleri ve sözleşmenin sona ermesi halinde ortaya çıkacak sonuçlar incelenmiştir.
Sonuç ve Öneriler
Ticaret hukuku, dinamik yapısıyla sürekli gelişen bir alandır. Özellikle dijitalleşme, e-ticaretin yaygınlaşması ve uluslararası ticaretin artması, yeni hukuki düzenlemeleri ve yorumları gerektirmektedir. Tacirlerin ve işletmelerin, TTK ve ilgili mevzuatı yakından takip etmeleri, güncel Yargıtay kararlarını incelemeleri ve uzman hukukçulardan destek almaları önem taşır. Hukuki risklerin yönetimi ve uyuşmazlıkların önlenmesi açısından proaktif bir yaklaşım benimsenmesi, ticari faaliyetlerin sürdürülebilirliği için kritik bir rol oynar. Ayrıca, arabuluculuk ve tahkim gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin kullanılması, ticari uyuşmazlıkların daha hızlı ve etkin bir şekilde çözülmesine katkı sağlayabilir. İşletmelerin, hukuki danışmanlık hizmeti alarak sözleşmelerini hazırlamaları ve ticari kararlarını alırken hukuki riskleri göz önünde bulundurmaları, ileride yaşanabilecek sorunların önüne geçilmesine yardımcı olacaktır.
```