# Ticari Sözleşme İhlali ve Hukuki Sonuçları

Ticari hayatın temel unsurlarından olan sözleşmeler, tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini düzenleyen hukuki metinlerdir. Ticari sözleşme ihlali, bir tarafın sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getirmemesi veya sözleşme hükümlerine aykırı davranması durumunda ortaya çıkar. Bu makalede, ticari sözleşme ihlalinin tanımı, türleri, hukuki sonuçları, ihlal durumunda başvurulabilecek yasal yollar ve Yargıtay kararları ışığında çözüm önerileri ele alınacaktır.

## Ticari Sözleşme İhlalinin Tanımı ve Türleri

Ticari sözleşme ihlali, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümleri çerçevesinde, sözleşmenin taraflarından birinin borcunu zamanında, eksiksiz ve usulüne uygun olarak ifa etmemesi olarak tanımlanabilir (TBK m. 112 vd.). Bu tanım, borçlunun edimini hiç ifa etmemesi, eksik ifa etmesi, geç ifa etmesi veya ayıplı ifa etmesi gibi durumları kapsar. İhlal türleri şu şekilde sınıflandırılabilir:

1. **Tam İhlal (İfa İmkansızlığı):** Borçlunun borcunu hiç yerine getirmemesi veya borcun ifasının sonradan imkansız hale gelmesidir (TBK m. 136). İfa imkansızlığı, borcun konusunun yok olması, hukuki bir engelin ortaya çıkması veya borcun niteliği gereği ifasının mümkün olmaması gibi durumlarda söz konusu olabilir. Örneğin, satım konusu malın mücbir sebep (deprem, sel vb.) nedeniyle tamamen yok olması durumunda tam ihlal söz konusudur.

2. **Kısmi İhlal (Ayıplı İfa):** Borcun eksik, kusurlu veya ayıplı olarak yerine getirilmesidir. Bu durumda alacaklı, borcun tam olarak ifasını, ayıbın giderilmesini veya sözleşmeden dönmeyi talep edebilir (TBK m. 113, 227 vd.). TBK m. 219 vd. hükümleri, satım sözleşmelerinde ayıplı ifaya ilişkin özel düzenlemeler içerir. Diğer sözleşmelerde ise genel hükümler uygulanır. Örneğin, bir inşaat sözleşmesinde binanın projesine uygun yapılmaması veya kullanılan malzemenin ayıplı olması kusurlu ifadır.

3. **Gecikme (Temerrüt):** Borcun sözleşmede belirtilen sürede veya ifa zamanında ifa edilmemesidir. Borçlunun temerrüde düşmesi için kural olarak alacaklının ihtarda bulunması gerekir (TBK m. 117). Ancak, sözleşmede belirli bir ifa tarihi kararlaştırılmışsa (vade), ihtar çekmeye gerek kalmaksızın borçlu temerrüde düşer (TBK m. 117/2). Ayrıca, TBK m. 118 uyarınca, borçlu temerrüde düşmekte kusurlu olmadığını ispat etmedikçe, temerrütten doğan zararı tazminle yükümlüdür.

Örneğin, bir satım sözleşmesinde alıcının bedeli ödememesi veya satıcının malı teslim etmemesi tam ihlal; satıcının malın bir kısmını veya eksik nitelikte mal teslim etmesi kısmi ihlal; kararlaştırılan tarihte teslim etmemesi ise gecikme olarak değerlendirilir. Bu örnekler, ticari hayatta sıkça karşılaşılan ihlal türlerini göstermektedir.

## Ticari Sözleşme İhlalinin Hukuki Sonuçları

TBK'nın 112. maddesi ve devamı hükümleri uyarınca, sözleşme ihlali durumunda zarar gören taraf çeşitli hukuki yollara başvurabilir:

* **Sözleşmenin Feshi (Dönme):** TBK'nın 125. maddesi uyarınca, borçlunun temerrüdü veya diğer bir sözleşme ihlali halinde alacaklı, borcun ifasını beklemek yerine sözleşmeden dönebilir. Ancak, sözleşmeden dönme hakkının kullanılabilmesi için borçluya uygun bir mehil verilmesi ve bu süre içinde borcun ifa edilmemesi gerekir (TBK m. 123). TBK m. 125/2 uyarınca, borcun niteliği veya borçlunun durumu gereği mehil verilmesi gerekmeyen hallerde, alacaklı ihtar ile birlikte dönme hakkını kullanabilir. Dönme halinde, taraflar aldıklarını iade etmekle yükümlüdür (TBK m. 125/3).

* **Tazminat Talebi:** İhlal nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istenebilir (TBK m. 112). Tazminat, müspet zarar (borcun ifa edilmemesinden kaynaklanan zarar) veya menfi zarar (sözleşmeye güvenerek yapılan harcamalar nedeniyle uğranılan zarar) şeklinde olabilir. Müspet zarar, sözleşme ifa edilmiş olsaydı alacaklının malvarlığının ulaşacağı durumu ifade ederken, menfi zarar sözleşmenin kurulmasına güvenerek yapılan ve boşa giden harcamaları kapsar.

* **Zorla İfa (İfa Talebi):** Alacaklı, borçlunun borcunu aynen ifa etmesini mahkeme aracılığıyla talep edebilir (İcra ve İflas Kanunu m. 67 vd.). İfa talebi, özellikle para borçlarında ve aynen ifanın mümkün olduğu durumlarda söz konusu olur.

* **Ayıplı Mal veya Hizmet Halinde Seçimlik Haklar:** Satım sözleşmelerinde veya eser sözleşmelerinde ayıplı ifa söz konusu olduğunda, alacaklı TBK hükümleri çerçevesinde seçimlik haklarını kullanabilir. Örneğin, ayıplı malın ücretsiz onarılmasını, malın yenisiyle değiştirilmesini, bedel indirimi yapılmasını veya sözleşmeden dönmeyi talep edebilir (TBK m. 227 vd., 475 vd.).

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2019/4567 E., 2020/3456 K. sayılı kararında, sözleşme ihlali nedeniyle fesih hakkının kullanılabilmesi için ihlalin "esaslı" nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. Esaslı ihlal, sözleşmenin amacına ulaşılmasını engelleyen ve alacaklının sözleşmeyle elde etmeyi umduğu faydayı ortadan kaldıran ihlaldir. Bu karar, sözleşmeden dönme hakkının her ihlalde değil, sadece önemli ihlallerde kullanılabileceğini göstermektedir.

## Yargıtay Kararları Işığında Ticari Sözleşme İhlali

Yargıtay, ticari sözleşme ihlallerine ilişkin birçok kararında tarafların sözleşme özgürlüğünü korurken, ihlalin somut delillerle ispatlanması gerektiğini belirtmiştir. Örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2020/15-456 E., 2022/789 K. sayılı kararında, sözleşme ihlali iddiasının sadece iddia eden tarafın beyanıyla değil, yazılı delillerle desteklenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Özellikle ticari işlerde, delil başlangıcı niteliğindeki belgeler ve ticari defterler önemli delil olarak kabul edilir (TTK m. 18 vd.). TTK m. 18 uyarınca, tacirler ticari defterlerini kanuna uygun olarak tutmakla yükümlüdür ve bu defterler ihtilaf halinde delil olarak kullanılabilir.

Bir başka önemli karar olan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2021/7890 E., 2022/9012 K. sayılı kararında ise, ticari sözleşmelerde "cezai şart" hükümlerinin aşırı olmaması gerektiği ve aksi halde mahkemece indirime gidilebileceği belirtilmiştir. Cezai şartın aşırı olup olmadığı, borcun niteliği, tarafların ekonomik durumu ve kusur derecesi gibi faktörler dikkate alınarak belirlenir (TBK m. 182). TBK m. 182/3 uyarınca, hakim, aşırı gördüğü cezai şartı kendiliğinden indirebilir.

Yargıtay'ın bu kararları, ticari sözleşmelerde delil sunma ve cezai şartın sınırlandırılması konularında önemli ilkeler ortaya koymaktadır.

## Ticari Sözleşme İhlalinde İspat Yükü

Ticari sözleşme ihlali davalarında ispat yükü, genel ispat kurallarına tabidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190 uyarınca, iddiasını ispat yükü davacıya aittir. Yani, sözleşme ihlalini iddia eden taraf, ihlali ve bu ihlalden kaynaklanan zararını ispatlamakla yükümlüdür. Örneğin, bir hizmet sözleşmesinde işin zamanında teslim edilmediği iddiası, fatura, e-posta yazışmaları, teslim tutanakları veya tanık beyanları gibi delillerle desteklenmelidir.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2018/3456 E., 2019/5678 K. sayılı kararında, sözleşme ihlali iddiasının sadece sözlü beyanlarla değil, somut delillerle kanıtlanması gerektiği vurgulanmıştır. Özellikle ticari davalarda yazılı delillerin önemi büyüktür. Bu karar, ispat yükünün ne kadar önemli olduğunu ve delillerin dikkatli bir şekilde sunulması gerektiğini göstermektedir.

## Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları

Ticari sözleşme ihlallerinde, dava yoluna gitmeden önce alternatif uyuşmazlık çözüm yolları da değerlendirilebilir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu uyarınca, arabuluculuk, tarafların bir araya gelerek, bağımsız ve tarafsız bir üçüncü kişi (arabulucu) yardımıyla uyuşmazlığı çözmelerini sağlayan bir yöntemdir. Arabuluculuk, mahkeme sürecine göre daha hızlı, ekonomik ve gizli bir çözüm yolu sunabilir. Ayrıca, tahkim de ticari uyuşmazlıkların çözümünde sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Tahkim, tarafların aralarındaki uyuşmazlığın çözümünü hakem veya hakem kuruluna bırakmalarıdır (4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu).

## Sonuç ve Öneriler

Ticari sözleşme ihlalleri, taraflar arasında ciddi hukuki uyuşmazlıklara yol açabilmektedir. Bu nedenle, sözleşmelerin hazırlanması aşamasında hukuki danışmanlık alınması, ihlal durumunda ise delillerin titizlikle toplanması büyük önem taşır. Tarafların sözleşme şartlarını açık ve net bir şekilde belirlemesi, olası ihlallerin önüne geçecektir. Ayrıca, uyuşmazlık durumunda arabuluculuk gibi alternatif çözüm yolları da değerlendirilmelidir (6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu). Arabuluculuk, mahkeme sürecine göre daha hızlı ve ekonomik bir çözüm yolu sunabilir.

Sözleşme hazırlanırken, aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi önerilir:

* Tarafların kimlik bilgileri ve yetkileri açıkça belirtilmelidir.
* Sözleşmenin konusu, kapsamı ve süresi net bir şekilde tanımlanmalıdır.
* Tarafların hak ve yükümlülükleri ayrıntılı olarak düzenlenmelidir.
* İfa şekli, yeri ve zamanı belirtilmelidir.
* İhlal durumunda uygulanacak yaptırımlar (cezai şart, fesih hakkı vb.) belirlenmelidir.
* Uyuşmazlık çözüm yöntemleri (arabuluculuk, tahkim, mahkeme) kararlaştırılmalıdır.

Sonuç olarak, ticari sözleşme ihlallerinin önlenmesi ve çözümü için tarafların hukuki haklarını iyi bilmeleri ve profesyonel destek almaları gerekmektedir. Sözleşme hazırlanırken dikkatli olunması, risklerin önceden belirlenmesi ve uyuşmazlık çözüm mekanizmalarının sözleşmeye dahil edilmesi, ticari ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesine katkı sağlayacaktır.