Ticari sözleşme nedir - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/ticari-sozlesme-nedir
```html

Ticari hayatın temel taşlarından biri olan ticari sözleşmeler, işletmeler arasındaki hukuki ilişkilerin düzenlenmesinde kritik bir rol oynar. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) çerçevesinde şekillenen bu sözleşmeler, tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini belirleyerek hukuki güvence sağlar. Bu makalede, ticari sözleşmenin tanımı, unsurları, türleri ve yargı kararları ışığında uygulamadaki önemi ele alınacaktır.



Ticari Sözleşmenin Tanımı ve Hukuki Niteliği


6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 3. maddesine göre, ticari iş, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve faaliyetlerdir. Aynı Kanun'un 12. maddesi uyarınca, bir ticari işletmeyi ilgilendiren sözleşmeler ticari sözleşme niteliğindedir. Bir sözleşmenin ticari sözleşme olarak nitelendirilmesi için her iki tarafın da tacir olması şart değildir; sözleşmenin konusunun bir ticari işletmeyi ilgilendirmesi yeterlidir. Bu sözleşmeler, TBK'nın genel hükümlerine tabi olmakla birlikte, TTK'nın özel düzenlemeleri ile bazı farklılıklara sahiptir. Örneğin, TBK'da genel zamanaşımı süresi on yıl iken, bazı ticari davalarda bu süre beş yıla indirilebilmektedir (TTK m. 1487). Ancak, TTK'daki özel zamanaşımı süreleri saklıdır. Örneğin, TTK m. 23/f.1(c)'ye göre malın ayıplı olduğunun açıkça belli olması halinde alıcı, durumu derhal satıcıya ihbar etmekle yükümlüdür; aksi halde TBK'nın 223. maddesi uyarınca malı kabul etmiş sayılır.



Ticari Sözleşmelerin Unsurları


Bir sözleşmenin ticari nitelik kazanabilmesi için gerekli unsurlar şunlardır:




  • Taraflardan en az birinin tacir olması veya sözleşmenin ticari işletmesiyle ilgili olması: Bu unsur, sözleşmenin TTK kapsamına girmesi için temel şarttır. Sözleşmenin taraflarından birinin tacir olması veya sözleşmenin bir ticari işletmeyle ilgili olması yeterlidir. Tüketici işlemlerinde ise 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri öncelikli olarak uygulanır. Tüketici sözleşmeleri, TTK kapsamında ticari sözleşme olarak değerlendirilmez. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2017/3545 E. , 2018/456 K. sayılı kararında, tüketici-tacir ilişkisinde tüketici lehine yorum ilkesinin önemi vurgulanmıştır. Bu ilke, 6502 sayılı Kanun'un 4. maddesinde de düzenlenmiştir.

  • Ticari işletmeyi ilgilendirme: Sözleşmenin konusunun, ticari faaliyetin yürütülmesiyle doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olması gerekir. Bu, sözleşmenin ticari işletmenin amacı doğrultusunda yapılmış olması anlamına gelir. Sözleşme, ticari işletmenin faaliyet alanına giren bir konuda olmalıdır.

  • Hukuki Bağlayıcılık İradesi: Tarafların, sözleşme ile hukuki bir ilişki kurma ve bu ilişki çerçevesinde hak ve yükümlülükler altına girme iradesi bulunmalıdır. Tarafların bu iradeleri açık veya zımni olabilir.



Ticari Sözleşme Türleri ve Örnekler


Türk hukuk sisteminde sıkça karşılaşılan ticari sözleşme türlerinden bazıları şunlardır:




  • Ticari satım sözleşmesi: TTK m. 20-25 arasında düzenlenir. Malın teslimi, bedelin ödenmesi gibi temel unsurları içerir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/19-1464 E., 2019/112 K. sayılı kararında, ayıplı malın satımında satıcının sorumluluğu detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Eksik teslim halinde de satıcının ayıp sorumluluğu doğabilir. Bu durumda TBK'nın 227. maddesi uyarınca alıcının seçimlik hakları (bedel indirimi, onarım, değiştirme, sözleşmeden dönme) gündeme gelebilir.

  • Distribütörlük sözleşmesi: Bir üreticinin ürünlerini belirli bir bölgede pazarlama ve satma hakkını bir distribütöre devrettiği sözleşmedir. Türk hukukunda özel olarak düzenlenmemiş olup, karma bir sözleşme niteliğindedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2021/5583 E., 2022/456 K. sayılı kararında, distribütörlük sözleşmesinin tek taraflı feshi halinde hakkaniyet tazminatına hükmedilebileceği belirtilmiştir. Hakkaniyet tazminatı, sözleşmenin sona ermesiyle distribütörün uğradığı zararları gidermeyi amaçlar.

  • Franchise sözleşmeleri: Bir markanın veya işletme sisteminin kullanım hakkının, belirli şartlar altında bir başkasına devredildiği sözleşmelerdir. Distribütörlük sözleşmesi gibi, franchise sözleşmeleri de Türk hukukunda özel olarak düzenlenmemiştir. Rekabet hukuku açısından dikkatle hazırlanması gereken bu sözleşmeler, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a aykırı hükümler içermemelidir. Örneğin, franchise verenin, franchise alana aşırı rekabet sınırlamaları getirmesi rekabet hukukuna aykırılık teşkil edebilir.

  • Acentelik sözleşmesi: Bir ticari temsilcinin (acentenin), bir başkası (müvekkil) adına belirli bir bölgede veya belirli müşterilerle ticari faaliyetlerde bulunmayı üstlendiği sözleşmedir (TTK m. 102 vd.). Acente, müvekkili adına sözleşme yapma yetkisine sahiptir.

  • Komisyon sözleşmesi: Komisyoncunun, kendi adına fakat müvekkili hesabına mal alım satımı yaptığı sözleşmedir (TTK m. 86 vd.). Komisyoncu, yaptığı iş karşılığında komisyon ücreti alır.

  • Cari Hesap Sözleşmesi: İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem, alacak ve borç şeklinde cari hesaba geçirdikleri ve hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı istedikleri sözleşmedir (TTK m. 94 vd.).



Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar


Ticari sözleşmelerin hazırlanmasında şu noktalara özen gösterilmesi, ileride yaşanabilecek uyuşmazlıkların önüne geçilmesine yardımcı olacaktır:




  • Teminat hükümleri: Ceza-i şart, garanti mektupları ve rehin gibi teminatların geçerlilik şartları TTK ve TBK hükümlerine uygun olmalıdır. Özellikle ceza-i şartın fahiş olmaması ve hakkaniyete uygun olması önemlidir (TBK m. 182). Fahiş ceza-i şartın hakim tarafından indirilmesi mümkündür.

  • Uyuşmazlık çözüm yöntemleri: Tahkim şartı konulması durumunda, tahkimin yeri, uygulanacak kurallar ve hakemlerin seçimi gibi hususlar açıkça belirtilmelidir. Tahkim şartı, tarafların uyuşmazlıkları devlet mahkemeleri yerine hakemler aracılığıyla çözmeyi kabul ettikleri bir anlaşmadır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2019/3652 E., 2020/789 K. sayılı kararında, tahkim şartının geçerliliği ve uygulanabilirliği detaylı bir şekilde incelenmiştir.

  • Uluslararası sözleşmeler: Uluslararası ticari sözleşmelerde, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) hükümleri dikkate alınmalı ve hangi hukukun uygulanacağı açıkça belirlenmelidir. Hukuk seçimi yapılmaması durumunda, sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukukun uygulanması söz konusu olabilir. CISG, Türkiye'nin de taraf olduğu bir antlaşmadır ve mal satımına ilişkin uluslararası sözleşmelerde uygulanacak kuralları belirler.

  • Sözleşmenin dili: Uluslararası sözleşmelerde, sözleşmenin hangi dilde hazırlanacağı ve hangi dilin esas alınacağı açıkça belirtilmelidir. Farklı dillerde hazırlanan sözleşmelerde, yorum farklılıklarının önüne geçmek için hangi dilin esas alınacağı belirlenmelidir.

  • Mücbir sebep halleri: Sözleşmenin ifasını imkansız hale getiren mücbir sebep halleri (örneğin, doğal afetler, savaş, salgın hastalıklar) açıkça tanımlanmalı ve bu hallerde tarafların hak ve yükümlülükleri belirlenmelidir. Mücbir sebep, TBK'nın 136. maddesi uyarınca borcun ifasını imkansız hale getiren ve borçlunun sorumlu olmadığı olaylardır.

  • Sözleşme Süresi ve Fesih Şartları: Sözleşmenin süresi belirli olmalı ve fesih şartları açıkça düzenlenmelidir. Belirsiz süreli sözleşmelerde, haklı sebep olmaksızın fesih, tazminat yükümlülüğü doğurabilir.

  • Gizlilik Yükümlülüğü: Tarafların, sözleşme süresince ve sonrasında birbirlerinin ticari sırlarını ve gizli bilgilerini koruma yükümlülüğü düzenlenmelidir.



Sonuç ve Öneriler


Ticari sözleşmeler, işletmelerin hukuki risklerini minimize etmek ve ticari faaliyetlerini güvenli bir şekilde yürütmek için büyük önem taşır. Özellikle pandemi sonrası dijitalleşen ticari ilişkiler, elektronik sözleşmelerin geçerlilik şartlarını ve ispat yükünü daha da önemli hale getirmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu, elektronik delillerin ve elektronik imzalı sözleşmelerin hukuki geçerliliği konusunda önemli düzenlemeler içermektedir. Tarafların, sözleşme öncesinde mutlaka hukuki danışmanlık alması, TTK ve TBK'daki güncel değişiklikleri takip etmesi ve Yargıtay'ın emsal kararlarını dikkate alması önerilir. Yargıtay'ın son dönem kararları, ticari teamüllerin yorumlanmasında dürüstlük kuralının ve hakkaniyetin önemini vurgulamaktadır. Ayrıca, ticari sözleşmelerin yorumlanmasında TTK'nın 18/2. maddesi uyarınca "tacir basiretli bir iş adamı gibi davranmalıdır" ilkesi de göz önünde bulundurulmalıdır.


```
Hukuki Danışmanlık