Ticari Sözleşmelerde Cayma ve Fesih Hakları
Ticari hayatın vazgeçilmez unsurları olan sözleşmeler, taraflar arasında karşılıklı hak ve yükümlülükler doğurur. Ancak, bazen işler planlandığı gibi gitmeyebilir ve tarafların sözleşmeden cayma veya sözleşmeyi feshetme ihtiyacı doğabilir. Bu rehberde, ticari sözleşmelerde cayma ve fesih haklarını, yasal dayanaklarını ve uygulamadaki örneklerini inceleyeceğiz.
Cayma Hakkı Nedir?
Cayma hakkı, özellikle tüketici hukukunda önemli bir yere sahip olmakla birlikte, ticari sözleşmelerde de belirli şartlar altında mümkün olabilir. Cayma hakkı, sözleşmenin kurulmasından sonra, belirli bir süre içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden dönme imkanı tanır. Tüketici sözleşmelerinde bu hak 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile düzenlenmişken, ticari sözleşmelerde sözleşme serbestisi ilkesi gereği tarafların anlaşmasıyla belirlenir. Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) genel bir cayma hakkı düzenlemesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bir ticari sözleşmede cayma hakkının olabilmesi için, bu hakkın sözleşmede açıkça belirtilmiş olması veya özel bir kanun hükmü ile tanınmış olması gerekir. Cayma hakkı, genellikle tarafların serbest iradeleriyle kararlaştırdıkları bir hükümdür.
Örnek: Bir toptancı ile perakendeci arasında yapılan bir mal alım sözleşmesinde, perakendeciye belirli bir süre içinde, malların bir kısmını veya tamamını iade ederek sözleşmeden cayma hakkı tanınabilir. Bu durumda, perakendeci cayma hakkını kullanırken sözleşmede belirtilen şartlara uymak kaydıyla herhangi bir gerekçe göstermek zorunda değildir.
Fesih Hakkı Nedir?
Fesih hakkı ise, sözleşmenin taraflarından birinin, diğer tarafın sözleşmeye aykırı davranışı, kusurlu davranışı veya diğer haklı sebeplerle sözleşmeyi sona erdirme yetkisidir. Fesih, genellikle bir kusur veya ihlal sonucunda ortaya çıkar ve sözleşmenin ileriye yönelik etkilerini ortadan kaldırır. Fesih ile birlikte tarafların gelecekteki yükümlülükleri sona erer. Fesih, geçmişe etkili (geçmişe yönelik fesih/dönme) veya geleceğe etkili (ileriye yönelik fesih) olabilir. Geçmişe etkili fesihte, sözleşme hiç kurulmamış gibi sonuç doğurur ve taraflar aldıklarını iade etmekle yükümlüdür. İleriye etkili fesihte ise, sözleşme fesih anına kadar geçerliliğini korur ve fesih anından sonraki yükümlülükler ortadan kalkar.
Fesih Nedenleri
Ticari sözleşmelerde fesih nedenleri, sözleşmenin türüne ve içeriğine göre değişiklik gösterebilir. Ancak, genel olarak aşağıdaki durumlar fesih nedeni olarak kabul edilebilir:
- Sözleşmenin İhlali: Taraflardan birinin sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmemesi (örneğin, malın zamanında teslim edilmemesi, ödemenin yapılmaması). Bu durum, TBK m. 112 ve devamı hükümlerine göre temerrüt veya borca aykırılık teşkil eder.
- Temerrüt: Taraflardan birinin borcunu zamanında ifa etmemesi ve alacaklının ihtarına rağmen borcunu yerine getirmemesi (TBK m. 117 vd.). Temerrüt, alacaklıya fesih hakkı verebilir.
- Haklı Nedenler: Sözleşmenin devamını çekilmez hale getiren, öngörülemeyen ve kusursuz olaylar (örneğin, iflas, mücbir sebepler). Mücbir sebepler (TBK m. 136) sözleşmenin ifasını imkansız hale getirebilir ve bu durumda sözleşme kendiliğinden sona erebilir veya taraflara fesih hakkı tanıyabilir. İflas durumu da, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, fesih nedeni olabilir.
Örnek: Bir inşaat sözleşmesinde, müteahhitin işi zamanında bitirememesi veya kalitesiz malzeme kullanması durumunda, iş sahibi sözleşmeyi feshedebilir (TBK m. 473). Benzer şekilde, bir distribütörlük sözleşmesinde, distribütörün belirlenen satış hedeflerine ulaşamaması ve bu durumun sözleşmede fesih nedeni olarak belirtilmiş olması durumunda, üretici sözleşmeyi feshedebilir.
Fesih Usulü
Fesih, genellikle yazılı bir bildirimle yapılır (TBK m. 27). Fesih bildiriminde, fesih nedeni açıkça belirtilmeli ve karşı tarafa makul bir süre (mehil) verilmelidir (TBK m. 125). Fesih bildirimi, noter aracılığıyla, iadeli taahhütlü posta yoluyla veya güvenli elektronik imza ile yapılabilir. Fesih, bildirimin karşı tarafa ulaşmasıyla hüküm ifade eder (TBK m. 149). Sözleşmede özel bir fesih usulü öngörülmüşse, bu usule uyulması gerekir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay, ticari sözleşmelerdeki fesih hakkının kullanımında dürüstlük kuralına (TMK m. 2) dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Fesih hakkının kullanılması, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmamalıdır. Örneğin, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2017/345 E. 2018/1234 K. sayılı kararında (bu karar temsili bir örnektir, güncel bir karar bulunması halinde o kullanılmalıdır), "Sözleşmenin feshi, dürüstlük kuralına aykırı olmamalı, fesih hakkının kullanılması haklı bir nedene dayanmalıdır" denilmektedir. Yargıtay kararlarında, fesih hakkının kullanılmasında haklı nedenin varlığı ve fesih bildiriminin usulüne uygun yapılması gibi hususlar detaylı bir şekilde incelenmektedir.
Cayma ve Fesih Arasındaki Farklar
Cayma ve fesih arasındaki temel farklar şunlardır:
- Gerekçe: Cayma hakkı genellikle herhangi bir gerekçe göstermeksizin (sözleşmede belirtilen süre içinde) kullanılabilirken, fesih hakkı genellikle bir kusur, ihlal veya haklı bir nedene dayanır.
- Sonuçları: Cayma, sözleşmenin hiç kurulmamış gibi sonuç doğururken (geçmişe etkili), fesih sözleşmeyi ileriye yönelik olarak (ileriye etkili fesih) veya geçmişe etkili olarak (geçmişe etkili fesih) sona erdirebilir. Geçmişe etkili fesihte taraflar aldıklarını iade ile yükümlüdür. İleriye etkili fesihte ise, fesih anına kadar sözleşme geçerliliğini korur.
- Yasal Dayanak: Cayma hakkı genellikle tüketici sözleşmelerinde yasa ile düzenlenmişken (6502 sayılı Kanun), ticari sözleşmelerde tarafların anlaşmasıyla belirlenir veya özel kanun hükümleri ile düzenlenir. Fesih hakkı ise, Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) genel olarak düzenlenmiştir (TBK m. 112 vd., m. 125 vd., m. 473).
Sonuç ve Öneriler
Ticari sözleşmelerde cayma ve fesih hakları, tarafların menfaatlerini korumak ve olası anlaşmazlıkları çözmek için önemli araçlardır. Ancak, bu hakların kullanımı dikkatli bir şekilde değerlendirilmeli ve yasal düzenlemelere uygun hareket edilmelidir. Sözleşme hazırlanırken, cayma ve fesih şartları açık ve net bir şekilde belirtilmeli, olası riskler öngörülerek hükümler konulmalıdır. Özellikle fesih nedenleri, fesih usulü ve fesihin sonuçları sözleşmede detaylı bir şekilde düzenlenmelidir. Anlaşmazlık durumunda, bir hukuk uzmanından destek almak, hak kayıplarını önlemek açısından önemlidir. Sözleşme müzakereleri sırasında ve sözleşmenin uygulanması sürecinde dürüstlük kuralına uygun davranılması, ileride çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümünde önemli rol oynayacaktır.
```