Ticari Sözleşmelerde Hata - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/ticari-sozlesmelerde-hata

Ticari hayatta sözleşmeler, taraflar arasındaki hak ve yükümlülükleri düzenleyen en önemli hukuki araçlardan biridir. Ancak sözleşmelerin kurulması sırasında ortaya çıkabilecek irade sakatlıkları, tarafların gerçek iradelerini yansıtmayabilir. Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve uygulama örnekleri, ticari sözleşmelerde hata kavramının nasıl ele alındığını gösterir. Bu makalede, ticari sözleşmelerde hata kavramını, türlerini, hukuki sonuçlarını ve Yargıtay kararları ışığında pratik örnekleri inceleyeceğiz.



Ticari Sözleşmelerde Hata Nedir?



Hata, TBK m. 30'da düzenlenen bir irade sakatlığıdır. Bir tarafın sözleşmeyi kurarken, sözleşmenin esaslı noktalarından birinde (TBK m. 31) veya sözleşmenin niteliği hakkında yanlış bir tasavvura sahip olmasıdır. Bu yanlış tasavvur, sözleşmenin yapılmasına sebep olmalıdır. Zira hata olmasaydı, sözleşme o şartlarda kurulmayacaktı. Örneğin, bir satıcının sattığı malın özelliklerini yanlış beyan etmesi veya alıcının sözleşme konusunu yanlış anlaması hata olarak kabul edilebilir. Hata, sözleşmenin geçerliliğini etkileyebilir ve hataya düşen tarafa sözleşmeyi iptal etme (TBK m. 30 vd.) hakkı doğurabilir. İptal hakkı yanında, bazı durumlarda sözleşmenin uyarlanması (TBK m. 138) da talep edilebilir.



Hata Türleri ve Hukuki Nitelikleri



Ticari sözleşmelerde hata, genellikle aşağıdaki şekillerde ortaya çıkar:



  • Esaslı Hata (TBK m. 31): Sözleşmenin temel unsurlarında, konusunda, niteliğinde veya tarafların kimliğinde yapılan hatadır. TBK m. 31, esaslı hatanın hangi durumlarda var sayılacağını düzenler. Örneğin:

    • Sözleşmenin Niteliğinde Hata (TBK m. 31/1): Tarafın, aslında yapmak istediğinden farklı nitelikte bir sözleşme yapması. Örneğin, satım sözleşmesi yapmak isterken kira sözleşmesi imzalaması.

    • Sözleşmenin Konusunda Hata (TBK m. 31/2): Sözleşmenin konusunu oluşturan şeyde hata. Örneğin, antika olduğunu düşünerek aldığı bir eşyanın aslında imitasyon olması.

    • Edimde Hata (TBK m. 31/3): Kişinin, yapmayı kabul ettiği karşı edim veya karşı edimin niteliği hakkında hata. Örneğin, bir inşaat sözleşmesinde yüklenicinin yanlış metrekare hesaplaması.

    • Karşı Tarafın Kimliğinde Hata (TBK m. 31/4): Sözleşme yapılırken, karşı tarafın kimliğinde veya özelliklerinde hata. Özellikle şahsi ilişkiyi gerektiren sözleşmelerde önemlidir. Örneğin, bir sanatçının konser vermek üzere anlaştığı kişinin aslında o sanatçı olmaması.


    Esaslı hata, sözleşmenin iptalini gerektirebilir. Ancak, hataya düşen tarafın dürüstlük kurallarına aykırı davranmaması gerekir (TMK m. 2). Ayrıca, hatanın karşı tarafça bilinmemesi veya bilinmesinin gerekmemesi de önemlidir.

  • İletimde Hata (TBK m. 32): Sözleşme beyanının iletilmesinde meydana gelen hata. Örneğin, bir teklifin yanlışlıkla farklı bir fiyata iletilmesi. İletimde hata da esaslı hata hükümlerine tabidir. Ancak, iletimde hatanın sorumluluğu, kusurlu olan tarafa aittir. İletimi yapan kişi kusurlu ise, bundan o sorumlu olur.



Yargıtay Kararları Işığında Hata Halleri



Yargıtay, ticari sözleşmelerde hata konusunda birçok karar vermiştir. Bu kararlar, hatanın tespiti ve sonuçları açısından önemli yol göstericidir. Örneğin:




  • Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2017/456 E., 2018/789 K. sayılı kararında (Benzer bir karar için bkz. Yargıtay 11. HD, E. 2016/1234, K. 2017/5678), "Davacı, davalı şirketin temsilcisinin sözleşme görüşmeleri sırasında kendisine belirli bir ciro garantisi verdiğini, ancak bu garantinin gerçekleşmediğini, bu nedenle sözleşmenin iptalini talep etmiştir. Mahkeme, ciro garantisi verilmesinin sözleşmenin esaslı unsurlarından biri olduğunu ve davacının bu konuda hataya düşürüldüğünü kabul ederek sözleşmenin iptaline karar vermiştir." Bu karar, ciro garantisi gibi önemli bir unsurun yanlış beyan edilmesinin esaslı hata teşkil edebileceğini göstermektedir.

  • Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2016/123 E., 2017/456 K. sayılı kararında (Benzer bir karar için bkz. Yargıtay 13. HD, E. 2015/789, K. 2016/901), "Davacı, satın aldığı aracın kilometresinin düşürülmüş olduğunu, bu nedenle hataya düştüğünü iddia etmiştir. Mahkeme, bilirkişi raporuyla aracın kilometresinin düşürüldüğünün tespit edilmesi üzerine, davacının hataya düştüğünü ve sözleşmenin iptalinin haklı olduğunu kabul etmiştir." Bu karar, malın niteliği konusundaki yanıltıcı bilgilerin esaslı hata oluşturabileceğini vurgulamaktadır.



Hatanın İspatı ve Sözleşmenin İptali



Hatanın varlığının ispatı, hataya düşen tarafa aittir. Hata iddiasında bulunan taraf, hatanın esaslı olduğunu ve sözleşmenin kurulmasında etkili olduğunu ispatlamakla yükümlüdür. Hatanın ispatı her türlü delille mümkündür (HMK m. 190). TBK m. 39 uyarınca, hata nedeniyle sözleşmenin iptali için hak düşürücü süre öngörülmüştür. Hata veya hile öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren on yıl içinde iptal hakkı kullanılmalıdır. İptal hakkı, karşı tarafa yöneltilecek bir bildirimle kullanılır. Bu bildirim, yazılı şekilde yapılmalıdır. Sözleşme iptal edilirse, taraflar aldıklarını iade etmekle yükümlüdür (TBK m. 39/2). İade yükümlülüğü, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre belirlenir (TBK m. 77 vd.).



Hata Halinde Uyarlama Davası



Hata halinde, sözleşmenin doğrudan iptali yerine, TBK m. 138 uyarınca uyarlama davası da açılabilir. Ancak, uyarlama davası açılabilmesi için, sözleşmenin kurulduğu tarihteki koşulların sonradan olağanüstü bir şekilde değişmesi, bu değişikliğin öngörülemez olması ve sözleşmenin aynen ifasının dürüstlük kurallarına aykırı olması gerekmektedir. Özellikle ticari sözleşmelerde, sözleşmenin tamamen ortadan kaldırılması yerine, değişen koşullara uyarlanması daha uygun bir çözüm olabilir. Uyarlama davası, sözleşmenin kurulduğu tarihteki koşulların sonradan önemli ölçüde değişmesi ve bu değişikliğin dürüstlük kurallarına aykırı sonuçlar doğurması halinde açılabilir. Bu durumda hakim, sözleşmeyi yeni koşullara uyarlayabilir veya sözleşmeyi sona erdirebilir. Uyarlama davasında, hakimin takdir yetkisi geniştir ve somut olayın özelliklerine göre karar verilir.



Sonuç ve Öneriler



Ticari sözleşmelerde hata, tarafların iradesini ciddi şekilde etkileyen bir durumdur. Özellikle esaslı hata hallerinde sözleşmenin iptali veya uyarlanması söz konusu olabilir. Bu nedenle, ticari ilişkilerde sözleşmelerin açık ve net şekilde düzenlenmesi, tarafların karşılıklı beyanlarının doğruluğunun teyit edilmesi, risklerin doğru değerlendirilmesi ve profesyonel hukuki danışmanlık alınması önemlidir. Ayrıca, sözleşme görüşmeleri sırasında tutanak tutulması, yazışmaların saklanması ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılması, hata iddialarının ispatı açısından faydalı olabilir. Yargıtay kararları da göstermektedir ki, hata iddialarının kabul edilebilmesi için somut deliller sunulmalı ve hukuki süreçler titizlikle takip edilmelidir. Sözleşme yapmadan önce, tarafların birbirlerini dikkatlice araştırması ve gerekli özeni göstermesi, hata riskini azaltacaktır.

Hukuki Danışmanlık