Ticari uyuşmazlıkların çözümünde mahkeme yargılamasına alternatif olarak tahkim yöntemi, özellikle tarafların iradeleriyle şekillenen bir süreç sunar. Ticari tahkim sözleşmesi, bu sürecin temelini oluşturur ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (MTK) hükümleri çerçevesinde düzenlenen bir hukuki enstrümandır. Bu makalede, ticari tahkim sözleşmesinin niteliği, geçerlilik şartları, uygulama alanları ve Yargıtay kararları ışığında ortaya çıkan sorunlar detaylıca incelenecektir.
Ticari Tahkim Sözleşmesinin Hukuki Niteliği
Ticari tahkim sözleşmesi, tarafların aralarındaki mevcut veya gelecekte doğabilecek, sözleşmeden doğan veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkların tamamını veya bir kısmını devlet yargısı yerine tahkim yoluyla çözmeyi kabul ettikleri bir sözleşmedir (HMK m. 407/1). HMK m. 407/1 uyarınca, tahkim sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu yazılı şekil şartı, ispat şartı değil, geçerlilik şartıdır (HMK m. 407/2). Tahkim sözleşmesi, ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabileceği gibi, asıl sözleşmeye konulan bir hüküm (tahkim şartı) şeklinde de düzenlenebilir. Bu sözleşmeler, "tahkim şartı" veya "tahkimname" olarak da adlandırılabilir. Örneğin, uluslararası ticaret sözleşmelerinde tahkim şartına yer verilmesi, uyuşmazlıkların tarafsız bir merci önünde çözülmesini sağlar. Milletlerarası tahkimde ise, MTK m.4/1 uyarınca tahkim anlaşması yazılı şekilde yapılır. Anlaşma, taraflarca imzalanmış bir sözleşme veya teati edilen mektuplar, telgraflar veya teleksler veya diğer telekomünikasyon araçları vasıtasıyla ya da dava dilekçesi ile cevap dilekçesinde bir anlaşmanın varlığının iddia edilmesi ve diğer tarafça da buna itiraz edilmemesi kaydıyla belgelenmiş olur. Sözleşmeye yapılan atıf, bu atfın sözleşmenin bir parçasını oluşturduğu açıkça belirtilmiş olması kaydıyla bir tahkim anlaşması niteliğindedir (MTK m. 4/2). Elektronik ortamda yapılan tahkim sözleşmeleri de yazılı şekil şartını karşılar (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1524).
Geçerlilik Şartları ve Şekil Unsurları
Tahkim sözleşmesinin geçerli olabilmesi için aşağıdaki şartların birlikte bulunması gerekir:
- Tarafların ehliyeti: Tarafların tahkim sözleşmesi yapmaya ehil olması gerekir (HMK m. 408). Tüzel kişilerin de tahkim sözleşmesi yapma ehliyeti bulunmaktadır.
- Uyuşmazlığın tahkime elverişli olması: Uyuşmazlık konusunun tahkime elverişli olması gerekir (HMK m. 408). Tahkime elverişlilik, uyuşmazlığın özel hukuk alanına girmesi ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilmesi anlamına gelir. Taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan kaynaklanan uyuşmazlıklar, kural olarak tahkime elverişli değildir (HMK m. 408/2). Ancak, kat mülkiyetinden kaynaklanan uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğuna dair özel düzenlemeler bulunmaktadır (634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu m. 33). Ayrıca, kamu düzenini ilgilendirmeyen ve cebri icraya elverişli olan her türlü ticari uyuşmazlık tahkime elverişlidir.
- Yazılı şekil şartının sağlanması: Tahkim sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması zorunludur (HMK m. 407/1). Yazılı şekil şartı, hem milli tahkim hem de milletlerarası tahkim için geçerlidir (MTK m. 4). Elektronik imza ile yapılan sözleşmeler de yazılı şekil şartını karşılar (5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu).
- Konusu: Tahkim sözleşmesinin konusunun açık ve anlaşılır bir şekilde belirlenmiş olması gerekir. Hangi uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözüleceği, sözleşmede belirtilmelidir. Belirli bir sözleşmeden doğan tüm uyuşmazlıkların tahkime götürüleceği şeklinde genel bir ifade de yeterli olabilir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 18.01.2022 tarihli, 2021/4567 Esas, 2022/678 Karar sayılı kararında, sözlü olarak yapılan tahkim anlaşmasının geçersiz olduğu vurgulanmıştır.
Tahkim Sözleşmesinin Türleri ve Uygulama Örnekleri
Tahkim sözleşmeleri, zamanlaması ve kapsamı açısından farklı türlere ayrılabilir:
- İhtiyari (Ad Hoc) Tahkim: Tarafların belirli bir uyuşmazlık ortaya çıktıktan sonra, o uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi konusunda anlaşmalarıdır. Örneğin, inşaat sektöründe proje gecikmelerine ilişkin anlaşmazlıklar için tarafların sonradan tahkim yoluna başvurması. Bu tür tahkimde, taraflar hakemleri, usulü ve diğer detayları kendileri belirlerler.
- Kurumsal Tahkim: Tarafların, uyuşmazlıkların çözümünde belirli bir tahkim kurumunun (örneğin, ICC (Uluslararası Ticaret Odası), LCIA (Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi), ISTAC (İstanbul Tahkim Merkezi)) kurallarını uygulamayı kabul etmeleridir. Bu durumda, tahkim süreci ilgili kurumun kurallarına göre yürütülür.
- Kanuni Tahkim: Kanunla belirli uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözülmesi zorunlu kılınmıştır. Bu durum, bazı özel kanunlarda öngörülmektedir. Örneğin, spor federasyonları bünyesindeki tahkim kurulları (7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Federasyonları Kanunu m. 19). Ayrıca, tüketici hakem heyetlerinin kararlarına karşı yapılan itirazlarda da tahkim yoluna gidilmesi öngörülebilir (6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m. 70/5).
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 20.09.2021 tarihli, E. 2021/1256, K. 2021/4056 sayılı kararında, tahkim şartının açık ve anlaşılır olmaması halinde sözleşmenin yorumlanması gerektiğini ve tarafların gerçek iradelerinin tespit edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Tahkim şartının muğlak olması durumunda, sözleşmenin bütünlüğü içinde yorumlanması ve tarafların menfaatleri dengelenerek bir sonuca varılması gerekmektedir.
Tahkim Sözleşmesinin Sona Ermesi ve İptal Davaları
Tahkim sözleşmesi, tarafların anlaşmasıyla, sözleşmede öngörülen sürenin dolmasıyla veya tahkim yargılamasının tamamlanmasıyla sona erebilir. Ayrıca, taraflardan birinin iflası veya tasfiyesi de tahkim sözleşmesinin sona ermesine neden olabilir. Tahkim sürecinin işleyişi HMK m. 416 vd. ve MTK'da düzenlenmiştir. Tahkim kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için HMK m. 439 ve MTK m. 15'te belirtilen sınırlı sayıda nedenin bulunması gerekir:
- Tahkim sözleşmesinin geçersiz olması (HMK m. 439/1-a, MTK m. 15/2-a),
- Hakemlerin seçiminde usulsüzlük yapılması veya hakemlerin tarafsızlığından şüphe duyulması (HMK m. 439/1-b, MTK m. 15/2-b),
- Tarafların eşitliği ilkesine aykırı davranılması (HMK m. 439/1-c, MTK m. 15/2-c),
- Uyuşmazlığın tahkime elverişli olmaması (HMK m. 439/1-ç, MTK m. 15/2-ç),
- Tahkim yargılamasının usulüne uygun yürütülmemesi (HMK m. 439/1-d),
- Tahkim kararının kamu düzenine aykırı olması (HMK m. 439/1-e, MTK m. 15/2-e)
İptal davası, tahkim kararının tebliğinden itibaren bir ay içinde açılmalıdır (HMK m. 439/2). Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 27.01.2021 tarihli, 2020/1898 Esas, 2021/345 Karar sayılı kararında, tahkim kararının kesinleşmesinden sonra (kanun yolları tükendikten sonra) iptal davası açılamayacağını belirtmiştir. Ancak, iptal nedeninin kamu düzenine aykırılık olması halinde, kesinleşmiş tahkim kararlarına karşı dahi iptal davası açılması mümkündür.
Sonuç ve Öneriler
Ticari tahkim sözleşmeleri, özellikle uluslararası ticarette hızlı, esnek ve gizli bir çözüm sunması nedeniyle tercih edilen bir mekanizmadır. Ancak sözleşmelerin:
- Hukuka uygun şekilde düzenlenmesi,
- Tahkim merciinin (kurumsal veya ad hoc) ve uygulanacak hukukun açıkça belirtilmesi,
- Tahkim yargılaması usulünün (HMK, MTK veya diğer tahkim kuralları) belirlenmesi,
- Hakemlerin niteliklerinin ve atanma usulünün düzenlenmesi,
- Yargıtay içtihatlarına uygunluk
gibi unsurlara dikkat edilmelidir. Tarafların, tahkim sürecinin avantajlarını ve risklerini avukat desteğiyle değerlendirmesi kritik önem taşır. Özellikle uluslararası ticarette, farklı hukuk sistemlerine ve kültürlere aşina bir avukatın yardımı, uyuşmazlıkların daha etkin bir şekilde çözülmesini sağlayabilir. Tahkim sözleşmesi hazırlanırken, gelecekteki olası uyuşmazlıklar öngörülerek, tahkim şartının kapsamı ve içeriği dikkatlice belirlenmelidir. Belirsiz ve muğlak ifadelerden kaçınılmalı, tarafların hak ve yükümlülükleri açıkça düzenlenmelidir. Ayrıca, tahkim sözleşmesinde, tahkim yeri (seat of arbitration) ve dili de belirtilmelidir. Bu unsurların açıkça belirlenmesi, tahkim sürecinin daha öngörülebilir ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlar.