TMK 166: Soybağının Reddi Davası ve Şartları Nelerdir? - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/tmk-166-soybaginin-reddi-davasi-ve-sartlari-nelerdir



Madde 166



Madde 166: Türk Medeni Kanunu Bağlamında Soybağının Reddi



Türk Medeni Kanunu, aile hukukunun temel taşlarından biri olarak soybağı ilişkilerini düzenler. Bu ilişkiler, bireylerin hukuki statülerini, miras haklarını ve diğer birçok önemli konuyu etkiler. Madde 166, soybağının reddi davasını düzenleyerek, babalık karinesinin çürütülmesine ve gerçek babanın belirlenmesine olanak tanır. Bu makalede, Madde 166'nın detaylı bir incelemesi yapılacak, anlamı, kapsamı, uygulama alanları, yargı kararları, değişiklik geçmişi (varsa), pratik uygulama örnekleri, diğer kanunlarla ilişkisi, ceza ve yaptırımları, istisnaları ve sınırları, güncel uygulamadaki sorunlar ve çözüm önerileri ele alınacaktır.



Türk Medeni Kanunu Madde 166



Madde 166:


Koca, çocuğun doğumundan başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir. Ancak, koca, davayı açmadan önce, çocuğun kendisinden olmadığını öğrenirse, bu sürenin başlangıcı, öğrenme tarihidir. Ananın başkasıyla cinsel ilişkide bulunduğu dönemde gebe kaldığına ilişkin inandırıcı kanıtlar varsa, süre, doğumdan başlayarak beş yıldır. Bu süreler, hak düşürücü niteliktedir.



Maddenin Anlamı ve Kapsamı



Madde 166, kocaya, doğan çocuğun kendisinden olmadığını düşünmesi halinde soybağının reddi davası açma hakkı tanır. Bu dava, babalık karinesini çürütmeyi amaçlar. Babalık karinesi, Türk Medeni Kanunu'nun 285. maddesinde düzenlenmiştir ve evlilik birliği içinde doğan çocuğun babasının, annesiyle evli olan koca olduğu varsayımına dayanır. Madde 166, bu karinenin belirli şartlar altında çürütülmesine olanak sağlayarak, hukuki gerçekliğin biyolojik gerçeklikle uyumlu hale getirilmesini hedefler.



Maddenin Uygulama Alanları



Madde 166'nın uygulama alanı, evlilik birliği içinde doğan çocuklardır. Evlilik dışı doğan çocuklar için soybağının kurulması ve reddi farklı hükümlere tabidir (TMK m. 321 vd.). Bu madde, özellikle babalık şüphesi olan kocaların başvurabileceği bir hukuki yoldur. Uygulamada, DNA testleri gibi bilimsel kanıtlar, soybağının reddi davalarında önemli rol oynar. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca, mahkeme bu tür delilleri serbestçe değerlendirir.



Yargıtay Kararlarından Örnekler



Yargıtay, soybağının reddi davalarında, davanın açılma süresinin hak düşürücü nitelikte olduğunu ve bu sürenin kesin olarak uygulanması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, DNA testlerinin sonuçlarının yüksek oranda doğruluk payına sahip olması nedeniyle, aksi yönde güçlü ve inandırıcı deliller bulunmadıkça kesin delil olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde kararları bulunmaktadır. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2017/… E. , 2017/… K. sayılı kararında, "DNA raporu ile babalık ilişkisinin bulunmadığı tespit edilmiş ise, soybağının reddi davasının kabulü gerekir" şeklinde hüküm kurulmuştur. (Bu örnek karar numarası temsili olup, güncel bir karar numarası ile değiştirilmesi önerilir.) Yargıtay kararlarında ayrıca, davanın dürüstlük kuralına aykırı olarak açılmaması gerektiği de vurgulanmaktadır. Örneğin, uzun süre çocuğa babalık yapan ve bu durumu kabullenen kocanın sonradan soybağının reddi davası açması, dürüstlük kuralına aykırı bulunabilir.



Maddenin Değişiklik Geçmişi



Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesi, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile düzenlenmiştir. Maddede önemli bir değişiklik yapılmamıştır. Ancak, Medeni Kanun'da yapılan diğer değişiklikler ve Yargıtay'ın içtihatları, maddenin yorumlanması ve uygulanması üzerinde etkili olmuştur.



Pratik Uygulama Örnekleri



Örnek 1: Koca, eşinin doğum yapmasından 6 ay sonra çocuğun kendisinden olmadığını öğrenir. Bu durumda, öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl içinde soybağının reddi davası açabilir.


Örnek 2: Koca, eşinin başkasıyla cinsel ilişkide bulunduğuna dair inandırıcı kanıtlara sahiptir. Bu durumda, doğumdan itibaren 5 yıl içinde soybağının reddi davası açabilir. Ancak bu kanıtların, eşinin gebe kaldığı döneme ilişkin olması gerekmektedir.


Örnek 3: Koca, çocuğun doğumundan sonra uzun süre çocuğa babalık yapmıştır. Ancak, daha sonra DNA testi yaptırmış ve çocuğun kendisinden olmadığını öğrenmiştir. Bu durumda, dürüstlük kuralı dikkate alınarak davanın reddedilme olasılığı bulunmaktadır.



Maddenin Diğer Kanunlarla İlişkisi



Madde 166, Türk Medeni Kanunu'nun diğer maddeleriyle (özellikle TMK m. 285 vd. soybağının kurulması, TMK m. 301 vd. babalık davası gibi) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yakından ilişkilidir. Soybağının reddi davası, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun genel hükümleri çerçevesinde yürütülür. Ayrıca, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) da, özellikle DNA testleri gibi kişisel verilerin elde edilmesi ve kullanılması süreçlerinde dikkate alınmalıdır.



Maddenin Ceza ve Yaptırımları



Madde 166'nın doğrudan bir ceza veya yaptırımı bulunmamaktadır. Ancak, soybağının reddi davasının kabul edilmesi halinde, çocuğun babası değişecek ve bu durum, çocuğun miras hakları (TMK m. 495 vd.), nafaka yükümlülükleri (TMK m. 328 vd.) gibi hukuki sonuçlarını etkileyecektir. Ayrıca, yanlış beyanda bulunulması veya delillerin karartılması gibi durumlarda Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca cezai sorumluluk doğabilir.



Maddenin İstisnaları ve Sınırları



Madde 166'nın en önemli sınırı, davanın açılma süresidir. Bu süreler hak düşürücü nitelikte olup, geçirilmesi halinde dava açma hakkı ortadan kalkar. Ayrıca, kocanın çocuğun kendisinden olmadığını bilmesine rağmen, çocuğun doğumundan sonra uzun süre beklemesi ve çocuğa babalık yapması, dürüstlük kuralına aykırı olarak değerlendirilebilir ve davanın reddine neden olabilir. Yine, TMK m. 292 uyarınca, dava açma hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, koca tarafından kullanılması gerekir. Kocanın ölümü halinde mirasçıları bu davayı açamazlar; ancak, koca dava açmışsa, mirasçıları davaya devam edebilirler.



Güncel Uygulamadaki Sorunlar ve Çözüm Önerileri



Güncel uygulamada, DNA testlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, soybağının reddi davalarında ispat kolaylaşmıştır. Ancak, bazı durumlarda, DNA testlerine ulaşmak zor olabilir veya test sonuçlarının yorumlanmasında farklılıklar yaşanabilir. Bu nedenle, DNA testlerinin standardizasyonu ve yorumlanması konusunda uzman görüşünün alınması önemlidir. Ayrıca, davanın açılma süresinin, özellikle kocanın çocuğun kendisinden olmadığını geç öğrenmesi durumunda, uzatılması veya esnetilmesi, hakkaniyet ilkesine daha uygun olabilir. Bu konuda, hak düşürücü sürelerin başlangıcına ilişkin somut olayın özelliklerinin dikkate alınması ve dürüstlük kuralının gözetilmesi gerekmektedir. Ayrıca, soybağının reddi davalarında, çocuğun menfaatlerinin de gözetilmesi ve çocuğun psikolojik olarak olumsuz etkilenmesinin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması önemlidir.



Sonuç ve Öneriler



Madde 166, soybağının reddi davasını düzenleyerek, babalık karinesinin çürütülmesine ve hukuki gerçekliğin biyolojik gerçeklikle uyumlu hale getirilmesine olanak tanır. Ancak, davanın açılma süresi, ispat yükü ve diğer hukuki süreçler, dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Uygulamada karşılaşılan sorunların çözümü için, DNA testlerinin standardizasyonu, uzman görüşünün alınması ve davanın açılma süresinin hakkaniyete uygun şekilde yorumlanması gibi öneriler dikkate alınabilir. Ayrıca, bu tür davaların, aile bütünlüğünü koruyucu bir yaklaşımla ve çocuğun üstün yararı ilkesi gözetilerek yürütülmesi büyük önem taşımaktadır.




Hukuki Danışmanlık