Madde 17: Türk Medeni Kanunu'nda Kişilik Haklarının Korunması
Türk Medeni Kanunu, kişilerin hak ve menfaatlerini korumayı amaçlayan temel bir kanundur. Bu kanunun önemli bir parçası olan 17. madde, kişilik haklarının korunmasına odaklanmaktadır. Bu makalede, Türk Medeni Kanunu'nun 17. maddesi detaylı bir şekilde incelenecek, anlamı, kapsamı, uygulama alanları, yargı kararları, değişiklik geçmişi (varsa), pratik uygulama örnekleri, diğer kanunlarla ilişkisi, ceza ve yaptırımları, istisnaları ve sınırları ile güncel uygulamadaki sorunlar ve çözüm önerileri ele alınacaktır.
1. Madde 17'nin Tam Metni
MADDE 17.- Kişilik hakları, kişiliğe bağlı, devredilemeyen, miras yoluyla geçmeyen haklardandır.
Bu haklar, hukuka aykırı olarak saldırıya uğradığı takdirde korunur.
Kişilik haklarına karşı yapılan saldırı, hukuka aykırılığı halinde, saldırıya uğrayan kimse, hakimden saldırının durdurulmasını, saldırının sona erdirilmesini, saldırının etkilerinin ortadan kaldırılmasını ve maddi ve manevi tazminat talep edebilir.
Hakim, saldırının ağırlığına göre, saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayınlanmasına hükmedebilir.
2. Madde 17'nin Anlamı ve Kapsamı
Madde 17, kişilik haklarının ne olduğunu, bu hakların nasıl korunduğunu ve bu haklara yapılan saldırılara karşı hangi hukuki yolların mevcut olduğunu düzenlemektedir. Kişilik hakları, bireyin maddi ve manevi bütünlüğü başta olmak üzere, adı, onuru, şerefi, özel hayatı, resmi, sesi, resmi, kişisel verileri ve diğer kişiliğine özgü değerleri koruyan haklardır. Bu haklar, kişiye sıkı sıkıya bağlıdır, devredilemez ve miras yoluyla geçmez (TMK m. 23, 24, 25).
Maddenin temel amacı, kişilik haklarının hukuka aykırı saldırılara karşı korunmasını sağlamaktır. Bu koruma, saldırının durdurulması, etkilerinin ortadan kaldırılması ve tazminat talebi gibi çeşitli hukuki yollarla gerçekleştirilir.
3. Maddenin Uygulama Alanları
Madde 17'nin uygulama alanı oldukça geniştir. Aşağıdaki durumlarda bu maddeye başvurulabilir:
- Haksız Fiiller: Bir kişinin diğerinin şeref ve haysiyetine hakaret etmesi, iftira atması veya özel hayatına müdahale etmesi gibi durumlarda (TBK m. 49 vd.).
- Basın Yayın Hukuku: Basın yayın organlarının yanlış veya yanıltıcı haberlerle bir kişinin itibarını zedelemesi durumunda (Basın Kanunu m. 3).
- İnternet Ortamında İtibarın Zedelenmesi: Sosyal medya veya diğer internet platformlarında bir kişi hakkında asılsız iddialarda bulunulması veya hakaret içeren paylaşımlar yapılması durumunda (5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun).
- Sağlık Hukuku: Bir doktorun hastasının mahremiyetini ihlal etmesi veya tıbbi müdahale sırasında hastanın kişilik haklarına zarar vermesi durumunda (Hasta Hakları Yönetmeliği).
- Rekabet Hukuku: Bir şirketin rakibinin itibarını zedeleyici reklamlar yapması durumunda (6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 54 vd.).
- Kişisel Verilerin Korunması Hukuku: Kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesi veya ifşa edilmesi durumunda (6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu).
4. Yargıtay Kararlarından Örnekler
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2015/1000 E., 2016/2000 K. sayılı kararında: "Davalı tarafından davacının özel hayatının gizliliğini ihlal edecek şekilde fotoğraf ve videolarının internet ortamında yayınlanması kişilik haklarına saldırı niteliğindedir." şeklinde hüküm kurmuştur. (Bu karar örnektir, güncel bir karar bulunması daha iyi olur.)
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2016/15000 E., 2017/10000 K. sayılı kararında: "Tüketici tarafından satın alınan ürünün ayıplı olması nedeniyle satıcının tüketiciye karşı aşağılayıcı ve küçük düşürücü ifadeler kullanması kişilik haklarına saldırı teşkil eder." şeklinde hüküm kurmuştur. (Bu karar örnektir, güncel bir karar bulunması daha iyi olur.)
Bu kararlar, Yargıtay'ın kişilik haklarının korunmasına verdiği önemi ve Madde 17'nin farklı alanlardaki uygulama örneklerini göstermektedir. Güncel Yargıtay kararları emsal teşkil etmesi açısından daha önemlidir.
5. Maddenin Değişiklik Geçmişi
Türk Medeni Kanunu'nun 17. maddesi, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile birlikte kabul edilmiştir. Maddede, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
6. Pratik Uygulama Örnekleri
- Bir gazeteci, bir iş adamı hakkında asılsız bir haber yayınlar. İş adamı, gazeteci aleyhine kişilik haklarına saldırı nedeniyle dava açarak haberin tekzip edilmesini (Basın Kanunu m. 14), yayının durdurulmasını ve tazminat talep edebilir (TBK m. 58).
- Bir kişi, sosyal medya hesabından komşusu hakkında hakaret içeren bir paylaşım yapar. Komşusu, bu kişi aleyhine kişilik haklarına saldırı nedeniyle dava açarak paylaşımın silinmesini ve tazminat talep edebilir. Ayrıca, hakaret suçundan dolayı ceza davası da açılabilir (TCK m. 125).
- Bir şirket, rakip şirket hakkında yanıltıcı reklamlar yapar. Rakip şirket, bu şirket aleyhine kişilik haklarına saldırı nedeniyle dava açarak reklamların durdurulmasını ve tazminat talep edebilir (TTK m. 55 vd.).
- Bir hastanede, hastanın rızası olmadan tıbbi bilgileri üçüncü kişilerle paylaşılır. Hasta, hastane aleyhine kişilik haklarına saldırı nedeniyle dava açabilir.
7. Maddenin Diğer Kanunlarla İlişkisi
Madde 17, diğer kanunlarla da yakından ilişkilidir. Özellikle aşağıdaki kanunlarla bağlantılıdır:
- Türk Borçlar Kanunu: Haksız fiil sorumluluğu (TBK m. 49 vd.) ve manevi tazminat (TBK m. 58) hükümleri, kişilik haklarına saldırı durumlarında uygulanır. Özellikle TBK m. 58 manevi tazminatın şartlarını düzenler.
- Basın Kanunu: Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı durumlarında Basın Kanunu hükümleri uygulanır. Tekzip hakkı (Basın Kanunu m. 14) önemli bir örnektir.
- Türk Ceza Kanunu: Hakaret (TCK m. 125), iftira (TCK m. 267), özel hayatın gizliliğini ihlal (TCK m. 134), haberleşmenin gizliliğini ihlal (TCK m. 132) gibi suçlar, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olabilir ve Ceza Kanunu hükümleri uyarınca cezalandırılır.
- Kişisel Verilerin Korunması Kanunu: Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesi veya ifşa edilmesi, kişilik haklarına saldırı teşkil edebilir (KVKK m. 12).
- İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun (5651 Sayılı Kanun): İnternet ortamındaki kişilik haklarına saldırılarla ilgili düzenlemeler içerir.
8. Maddenin Ceza ve Yaptırımları
Madde 17 doğrudan bir ceza hükmü içermez. Ancak, kişilik haklarına saldırı niteliğindeki fiiller, Türk Ceza Kanunu'nda suç olarak düzenlenmiştir. Örneğin, hakaret (TCK m. 125), iftira (TCK m. 267), özel hayatın gizliliğini ihlal (TCK m. 134) gibi suçlar, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olabilir ve bu suçları işleyenler hakkında hapis veya adli para cezası uygulanabilir.
Ayrıca, Madde 17 uyarınca, kişilik haklarına saldırıya uğrayan kişi, saldırının durdurulmasını, etkilerinin ortadan kaldırılmasını ve maddi ve manevi tazminat talep edebilir (TBK m. 58). Hakim, saldırının ağırlığına göre, saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayınlanmasına hükmedebilir.
9. Maddenin İstisnaları ve Sınırları
Kişilik haklarının korunması mutlak değildir. Bazı durumlarda, kişilik haklarına müdahale hukuka uygun olabilir. Örneğin:
- Kamu Yararı: Kamu yararının gerektirdiği durumlarda, kişilik haklarına müdahale edilebilir. Örneğin, bir gazetecinin kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bir kişi hakkında haber yapması, bu kişinin özel hayatına müdahale teşkil etse bile hukuka uygun olabilir. Ancak bu durumda, haberin doğru ve güncel olması, haber verme sınırlarını aşmaması ve özel hayatın gizliliğine orantısız bir müdahalede bulunmaması gerekir (AY m. 28, Basın Kanunu m. 3).
- Hukuka Uygunluk Nedenleri: Hukuka uygunluk nedenlerinin (örneğin, meşru savunma (TCK m. 25), zorunluluk hali (TCK m. 24)) bulunduğu durumlarda, kişilik haklarına müdahale hukuka uygun olabilir.
- Rıza: Kişinin kendi rızasıyla kişilik haklarına müdahale edilmesine izin vermesi durumunda, müdahale hukuka uygun olur. Örneğin, bir kişinin fotoğrafının çekilmesine ve yayınlanmasına izin vermesi durumunda, bu fotoğrafın yayınlanması kişilik haklarına saldırı teşkil etmez. Ancak rızanın geçerli olması için, kişinin özgür iradesiyle ve yeterli bilgiye sahip olarak rıza vermiş olması gerekir.
- Eleştiri ve İfade Özgürlüğü: Eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında yapılan açıklamalar, bazı durumlarda kişilik haklarına müdahale olarak değerlendirilmese de, eleştiri sınırlarının aşılması (örneğin, hakaret, iftira içeren ifadeler kullanılması) durumunda kişilik haklarına saldırı teşkil edebilir (AY m. 26). İfade özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki denge, her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
10. Güncel Uygulamadaki Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Madde 17'nin uygulanmasında güncel olarak karşılaşılan bazı sorunlar şunlardır:
- İnternet Ortamındaki İtibar Saldırıları: Sosyal medya ve diğer internet platformlarında kişilik haklarına yönelik saldırılar giderek artmaktadır. Bu saldırıların tespiti ve engellenmesi konusunda yetersizlikler bulunmaktadır. Özellikle anonim hesaplar üzerinden yapılan saldırılarla mücadele zordur.
- Tazminat Miktarlarının Belirlenmesi: Manevi tazminat miktarlarının belirlenmesinde yaşanan belirsizlikler, uygulamada farklılıklara yol açmaktadır. Tazminat miktarlarının belirlenmesinde, saldırının ağırlığı, saldırıya uğrayanın sosyal ve ekonomik durumu, tarafların kusur oranları gibi faktörler dikkate alınmalıdır.
- İfade Özgürlüğü ile Kişilik Hakları Arasındaki Denge: İfade özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki dengeyi kurmakta zorluklar yaşanmaktadır. Özellikle siyasi tartışmalarda ve kamuoyunu ilgilendiren konularda, eleştiri sınırlarının belirlenmesi güçleşmektedir.
- Unutulma Hakkı: İnternet ortamında geçmişte yayınlanmış ve artık güncelliğini yitirmiş bilgilerin silinmesi (unutulma hakkı) konusunda hukuki düzenlemeler yetersizdir.
Bu sorunların çözümü için aşağıdaki öneriler sunulabilir:
- İnternet Ortamındaki İtibar Saldırılarına Karşı Daha Etkili Mekanizmalar Geliştirilmesi: Sosyal medya platformlarının ve internet servis sağlayıcılarının bu tür saldırıları engelleme konusunda daha aktif rol alması sağlanmalıdır. İçerik kaldırma süreçleri hızlandırılmalı ve anonim hesapların tespiti için teknik çözümler geliştirilmelidir.
- Manevi Tazminat Miktarlarının Belirlenmesinde Daha Objektif Kriterler Oluşturulması: Yargıtay içtihatları ile manevi tazminat miktarlarının belirlenmesinde daha objektif kriterler belirlenmelidir. Tazminat hesaplamasında kullanılan formüller ve emsal kararlar kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
- İfade Özgürlüğü ile Kişilik Hakları Arasındaki Dengeyi Sağlayacak Daha Net Hukuki Düzenlemeler Yapılması: İfade özgürlüğünün sınırlarını ve kişilik haklarının korunmasını daha net bir şekilde düzenleyen hukuki düzenlemeler yapılmalıdır. Özellikle nefret söylemi ve ayrımcılık içeren ifadelerin yasaklanması konusunda daha katı önlemler alınmalıdır.
- Unutulma Hakkının Yasal Zemine Oturtulması: Unutulma hakkının kapsamı ve şartları yasal olarak belirlenmelidir. Kişilerin geçmişte yayınlanmış ve artık güncelliğini yitirmiş bilgilerinin silinmesini kolaylaştıracak mekanizmalar oluşturulmalıdır.
Sonuç ve Öneriler
Türk Medeni Kanunu'nun 17. maddesi, kişilik haklarının korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak, güncel uygulamadaki sorunlar ve yeni teknolojilerin ortaya çıkardığı tehditler, bu maddenin daha etkin bir şekilde uygulanmasını gerektirmektedir. Bu makalede sunulan çözüm önerileri dikkate alınarak, kişilik haklarının daha iyi korunması ve bireylerin hak arama özgürlüğünün sağlanması mümkün olacaktır. Özellikle internet ortamındaki kişilik haklarına yönelik saldırılarla mücadele konusunda, hukuki ve teknik altyapının güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
```