Velayetin değiştirilmesi - Yılmazlar Hukuk Bürosu
Yılmazlar Hukuk Bürosu /blog/velayetin-degistirilmesi

Velayet, çocuğun bakımı, eğitimi, korunması ve temsili gibi konularda ebeveynlerin sahip olduğu hak ve yükümlülükler bütünüdür. Türk Medeni Kanunu'na (TMK) göre velayet, evlilik birliği devam ettiği sürece anne ve baba tarafından birlikte kullanılır (TMK m. 336). Boşanma veya ayrılık durumunda ise velayet, çocuğun üstün menfaati gözetilerek mahkeme tarafından bir ebeveyne verilir (TMK m. 182). Ancak, zaman içinde değişen şartlar velayetin değiştirilmesini gerekli kılabilir. Bu makalede, velayetin değiştirilmesi süreci, hukuki dayanakları ve Yargıtay kararları ışığında incelenecektir.



Velayetin Değiştirilmesinin Hukuki Dayanakları


Velayetin değiştirilmesi, Türk Medeni Kanunu'nun 183. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, velayet kendisine verilen ebeveynin ölümü halinde velayet kendiliğinden diğer ebeveyne geçmez. Sağ kalan ebeveynin velayet talebi üzerine mahkeme, çocuğun menfaatini gözeterek velayeti diğer ebeveyne verebileceği gibi, çocuğa vasi de atayabilir (TMK m. 183/1). Velayetin diğer ebeveynden alınması halinde de aynı hüküm uygulanır. Ayrıca, velayet kendisine tevdi edilmiş olan ebeveynin, velayet görevini gereği gibi yerine getirmemesi veya çocuğun menfaatine aykırı davranışlarda bulunması halinde, diğer ebeveyn veya çocuğun menfaatini koruma görevi bulunan diğer ilgililer de velayetin değiştirilmesi talebinde bulunabilir (TMK m. 183/2). Çocuğun fiziksel, ahlaki, zihinsel veya psikolojik gelişiminin tehlikeye girmesi de velayetin değiştirilmesi için geçerli bir sebep olarak kabul edilir.



Velayet Değişikliği İçin Aranan Şartlar


Velayetin değiştirilmesi için mahkemeye başvuruda bulunulabilmesi için bazı şartların varlığı gereklidir:

1. Çocuğun Üstün Menfaatinin Zedelenmesi veya Tehlikeye Girmesi: Velayet hakkını kullanan ebeveynin çocuğa karşı yükümlülüklerini (bakım, eğitim, sağlık vb.) ihmal etmesi, kötüye kullanması, çocuğun gelişimini olumsuz etkileyecek davranışlarda bulunması veya çocuğun fiziksel, ahlaki, zihinsel ve psikolojik gelişimini tehlikeye düşürmesi. Bu durumlar, velayet değişikliği için en önemli gerekçelerdir.

2. Yeni ve Haklı Sebeplerin Ortaya Çıkması: Boşanma kararından sonra velayet düzenlemesini etkileyebilecek, öngörülemeyen ve önemli yeni durumların ortaya çıkması. Örneğin, velayet hakkına sahip ebeveynin sürekli olarak alkol veya uyuşturucu madde kullanması, ağır bir hastalığa yakalanması (ve bu hastalığın velayet görevini yerine getirmesine engel olması), uzun süreli yurt dışında yaşaması (ve çocuğun bakımını aksatması), çocuğa karşı şiddet uygulaması veya çocuğun bakımını ihmal etmesi gibi durumlar.

3. Çocuğun İsteği ve İdrak Yeteneği: Çocuğun yaşı, olgunluğu ve özellikle idrak yeteneği dikkate alınarak, velayet konusundaki düşüncelerinin mahkeme tarafından değerlendirilmesi. Özellikle ergin olmayan, ancak temyiz kudretine sahip çocukların görüşleri, velayet kararında önemli bir rol oynar (Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 3, TMK m. 339/1-2). Çocuğun beyanının tek başına belirleyici olmadığı, çocuğun üstün yararının her zaman öncelikli olduğu unutulmamalıdır. Mahkeme, çocuğun beyanlarını alırken, çocuğun etki altında kalıp kalmadığını da değerlendirmelidir.



Velayet Değişikliği Davası Süreci


Velayetin değiştirilmesi davası, çocuğun yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi'nde açılır (Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 383). Davacı, velayetin değiştirilmesini gerektiren sebepleri somut delillerle (tanık beyanları, fotoğraf, video, doktor raporu, okul kayıtları, sosyal medya paylaşımları vb.) ispatlamak zorundadır. Mahkeme, davanın niteliğine göre sosyal inceleme raporu alabilir, çocuğun dinlenmesini isteyebilir ve pedagog, psikolog veya çocuk gelişim uzmanı gibi uzman görüşüne başvurabilir. Velayet değişikliği davalarında, çocuğun üstün yararının belirlenmesi amacıyla uzman raporu alınması genellikle gereklidir. Yargıtay'ın yerleşik kararlarına göre, velayetin değiştirilmesi kararı verilirken çocuğun fiziksel, ahlaki, psikolojik, zihinsel ve eğitimsel ihtiyaçları dikkate alınarak, çocuğun üstün yararı esastır. Mahkeme, kararını verirken, çocuğun sağlıklı gelişimi için hangi ebeveynin daha uygun olduğuna, çocuğun kimin yanında daha mutlu ve güvende olacağına odaklanmalıdır.



Yargıtay Kararları Işığında Velayetin Değiştirilmesi


Yargıtay, velayetin değiştirilmesi davalarında çocuğun üstün yararını ön planda tutmakta ve bu doğrultuda çeşitli kriterler belirlemektedir. Örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.03.2017 tarihli ve 2017/2-656 E., 2017/1249 K. sayılı kararında, velayetin değiştirilmesi için "çocuğun menfaatine açık ve ciddi bir zararın varlığı" aranmıştır. Bu kararda, velayet hakkına sahip olan annenin çocuğun eğitimini aksattığı, çocuğa yeterli ilgi göstermediği ve çocuğun psikolojik gelişimini olumsuz etkilediği tespit edilerek, velayetin babaya verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2021/4562 E., 2021/6234 K. sayılı kararında, velayet hakkını kullanan annenin çocuğa karşı fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, çocuğun okul başarısının düştüğü ve çocuğun psikolojik sorunlar yaşadığı tespit edilerek, velayetin babaya verilmesi uygun görülmüştür. Bu kararda, çocuğun üstün yararının, şiddetten uzak, sağlıklı ve güvenli bir ortamda büyümesini sağlamak olduğu vurgulanmıştır.

Başka bir kararda (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2019/2156 E., 2020/125 K. sayılı kararı), velayet hakkını kullanan annenin çocuğu ihmal ettiği ve psikolojik şiddet uyguladığı tespit edilerek velayetin babaya verilmesi uygun görülmüştür.

Yargıtay kararlarında, velayet değişikliği davalarında dikkate alınan diğer hususlar şunlardır: Ebeveynlerin yaşam tarzı, ahlaki değerleri, çocuğa karşı tutumları, çocuğun eğitimi ve sağlığına verdiği önem, çocuğun sosyal çevresi ve ebeveynlerin ekonomik durumu.



Sonuç ve Öneriler


Velayetin değiştirilmesi, çocuğun üstün menfaati gözetilerek ve ancak haklı sebeplerin varlığı halinde mümkündür. Bu süreçte, mahkemelerin titizlikle hareket etmesi, delilleri dikkatle değerlendirmesi ve çocuğun üstün yararını ön planda tutması esastır. Velayet değişikliği davası açmayı düşünen ebeveynlerin, hukuki süreçle ilgili uzman bir avukattan destek almaları, delillerini eksiksiz toplamaları ve mahkemeye sunmaları büyük önem taşır. Ayrıca, çocuğun yaşına ve olgunluğuna uygun şekilde görüşünün alınması ve psikolojik durumunun uzmanlarca değerlendirilmesi, kararın sağlıklı bir şekilde verilmesine katkı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, velayet davalarında asıl amaç, çocuğun sağlıklı, mutlu, başarılı ve her türlü tehlikeden uzak bir birey olarak yetişmesini sağlamaktır. Ebeveynlerin, kendi aralarındaki çekişmeleri bir kenara bırakarak, çocuğun menfaatini her şeyin üzerinde tutmaları gerekmektedir.

Hukuki Danışmanlık