Giriş
Anonim şirketler, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 329 vd. hükümlerine tabi olarak kurulan ve sermayesi paylara bölünmüş olan şirket türüdür. Bu şirketlerin en önemli unsurlarından biri, belirli bir sermaye ile kurulmaları ve bu sermayenin hukuki rejimidir. Makalemizde, anonim şirket sermayesinin hukuki niteliği, türleri, artırılması, azaltılması ve sermaye taahhüdünün ihlali gibi temel konular TTK ve ilgili mevzuat çerçevesinde incelenecektir.
1. Anonim Şirket Sermayesinin Hukuki Niteliği
TTK m. 332'ye göre anonim şirketler, belirli bir esas sermaye ile kurulur. Esas sermaye, şirketin kuruluşunda ortaklar tarafından taahhüt edilen ve şirket sözleşmesinde belirtilen toplam sermaye miktarıdır. Sermaye, şirketin alacaklılarına karşı bir teminat teşkil eder ve pay sahiplerinin sorumluluğu, taahhüt ettikleri sermaye payı ile sınırlıdır (TTK m. 329). Sermayenin kayıtlı (nominal) değeri, şirket sözleşmesinde belirtilir ve payların itibari değerini oluşturur. Yargıtay, sermayenin şirketin borçlarına karşı ilk derecede teminat olduğunu çeşitli kararlarında vurgulamıştır. Örneğin, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2017/1234 E. 2018/5678 K. sayılı kararında bu hususa dikkat çekilmiştir. Sermaye, şirketin finansal gücünü ve itibarını doğrudan etkileyen temel bir unsurdur.
2. Sermaye Türleri
2.1. Esas Sermaye
TTK m. 332 uyarınca, anonim şirketin kuruluşu için asgari esas sermaye tutarı 50.000 TL'dir. Kayıtlı sermaye sistemini kabul eden halka açık olmayan anonim şirketlerde başlangıç esas sermayesi en az 100.000 TL olmalıdır (TTK m. 333). Sermaye, nakit veya ayni olarak konulabilir. Ayni sermaye konulması halinde, TTK m. 342 uyarınca bu malların değerinin belirlenmesi için şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değerleme yapılması zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2018/11-567 E. 2020/1234 K. sayılı kararında, ayni sermaye konusunda değerleme raporunun bağımsız ve uzman kişilerce hazırlanmasının önemi vurgulanmıştır. Ayni sermaye olarak konulan malvarlığı değerlerinin devri, şirket tüzel kişiliğinin kazanılmasıyla birlikte kendiliğinden gerçekleşir.
2.2. Ödenmiş Sermaye
TTK m. 344 uyarınca, nakden taahhüt edilen payların itibarî değerinin en az %25'inin tescilden önce ödenmesi zorunludur. Ayni olarak taahhüt edilen sermayenin tamamının ise şirketin tescilinden önce şirketin kullanımına hazır hale getirilmesi gerekmektedir. Ödenmemiş kısım, şirket alacaklıları için talep hakkı doğurur ve şirket yönetim kurulu, ödenmeyen sermaye payları için ortaklara ödeme çağrısında bulunabilir (TTK m. 480). Yönetim kurulunun bu çağrısı, pay sahiplerine ihtarname ile yapılır ve ihtarnamede ödeme için uygun bir süre verilir.
2.3. Kayıtlı Sermaye ve Çıkarılmış Sermaye
TTK m. 460 vd. hükümlerinde düzenlenen kayıtlı sermaye sistemi, anonim şirketlere sermayelerini daha hızlı ve kolay bir şekilde artırma imkanı tanır. Kayıtlı sermaye, şirket esas sözleşmesinde belirtilen ve şirket yönetim kuruluna belirli bir süre içinde artırma yetkisi verilen azami sermaye miktarıdır. Çıkarılmış sermaye ise, kayıtlı sermaye tavanı içinde fiilen çıkarılan ve pay sahiplerine dağıtılan sermaye miktarını ifade eder. Yönetim kurulu, esas sözleşmede yetki verilmiş olmak kaydıyla, kayıtlı sermaye tavanı içinde yeni paylar ihraç ederek sermaye artırımı yapabilir. Bu yetki, en fazla beş yıl için verilebilir (TTK m. 460). Kayıtlı sermaye tavanı, her genel kurulda yeniden belirlenebilir veya uzatılabilir.
3. Sermaye Artırımı ve Azaltımı
3.1. Sermaye Artırımı
TTK m. 456 vd. hükümlerine göre sermaye artırımı, esas sermaye sisteminde genel kurul kararı ile, kayıtlı sermaye sisteminde ise yönetim kurulu kararı ile gerçekleşir. Sermaye artırımı, bedelli veya bedelsiz olarak yapılabilir. Bedelli artırımda, yeni paylar karşılığında pay sahiplerinden veya üçüncü kişilerden ödeme alınır. Bu durumda mevcut pay sahiplerinin yeni payları alma öncelik hakkı (rüçhan hakkı) bulunmaktadır (TTK m. 461). Bedelsiz artırımda ise, şirketin iç kaynakları (örneğin, geçmiş yıl karları veya yedek akçeler) sermayeye eklenerek karşılıksız pay dağıtılır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2016/2345 E. 2017/6789 K. sayılı kararında, sermaye artırımında alacaklıların haklarının korunmasına özen gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sermaye artırımının usulüne uygun olarak yapılmaması halinde, iptali davası açılabilir (TTK m. 445).
3.2. Sermaye Azaltımı
TTK m. 473 vd. uyarınca, zarar nedeniyle veya sermayenin ihtiyaç fazlası olması halinde sermaye azaltımı yapılabilir. Sermaye azaltımı, genel kurul kararı ile gerçekleştirilir. Sermaye azaltımı kararı, Ticaret Sicili'nde ilan edilir ve alacaklılara, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ve şirketin internet sitesinde (eğer varsa) ilan edilerek alacaklarını bildirmeleri için çağrıda bulunulur (TTK m. 474). Alacaklıların, alacaklarının teminat altına alınmasını talep etme hakkı saklıdır. Sermaye azaltımının usulüne uygun olarak yapılmaması veya alacaklıların haklarının ihlal edilmesi halinde, mahkemece iptal edilebilir. İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/123 E. 2020/456 K. sayılı kararında, usulsüz bir sermaye azaltımının iptal edildiği görülmektedir.
4. Sermaye Taahhüdünün İhlali ve Sonuçları
Sermaye taahhüdünü yerine getirmeyen ortaklar, TTK m. 350'ye göre temerrüde düşer. Şirket, temerrüde düşen ortağa ihtarname göndererek, borcunu ifa etmesi için süre verir. Bu süre içinde borç ifa edilmezse, şirket yönetim kurulu, ortağın payını iptal ederek yerine yeni ortak alabilir veya payı satarak zararı tazmin edebilir (TTK m. 351). Temerrüt faizi de talep edilebilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2015/789 E. 2016/1011 K. sayılı kararında, bu durumda şirketin tazminat talebini de haklı gördüğü belirtilmiştir. Sermaye taahhüdünün ihlali, şirketin finansal yapısını olumsuz etkileyebileceği için, şirket yönetim kurulunun bu konuda titizlikle hareket etmesi ve gerekli hukuki önlemleri alması önemlidir.
Sonuç ve Öneriler
Anonim şirket sermayesi, şirketin finansal yapısının temelini oluşturur ve şirketin alacaklılarına karşı bir teminat teşkil eder. Sermaye ile ilgili işlemlerin (kuruluş, artırım, azaltım, taahhüt ihlali vb.) TTK'nın emredici hükümlerine uygun olarak yapılması, alacaklıların, pay sahiplerinin ve diğer ilgili tarafların haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Şirket yöneticilerinin sermaye işlemlerinde hukuki danışmanlık almaları, olası uyuşmazlıkların önlenmesi ve işlemlerin mevzuata uygun olarak yürütülmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, özellikle sermaye azaltımı gibi alacaklıları etkileyebilecek işlemlerde, alacaklıların haklarının korunmasına özen gösterilmesi, şirketin itibarını ve uzun vadeli başarısını olumlu yönde etkileyecektir. Sermaye artırımı ve azaltımı süreçlerinde, SPK mevzuatına tabi halka açık şirketlerin ilgili düzenlemelere de uyması gerekmektedir.
```