```html

Giriş



Anonim şirketler, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK") m. 329 vd. hükümlerine tabi olarak kurulan ve sermayesi paylara bölünmüş olan şirket türüdür. Bu şirketlerin en önemli unsurlarından biri, belirli bir sermaye ile kurulmaları ve bu sermayenin hukuki rejimidir. Bu makalede, anonim şirket sermayesinin hukuki niteliği, türleri, artırılması, azaltılması ve sermaye taahhüdünün ihlali gibi temel konular TTK ve ilgili mevzuat çerçevesinde incelenecektir.



1. Anonim Şirket Sermayesinin Hukuki Niteliği



TTK m. 329 ve devamı uyarınca anonim şirketler, belirli bir esas sermaye ile kurulur. Esas sermaye, şirketin kuruluşunda ortaklar tarafından taahhüt edilen ve şirket esas sözleşmesinde belirtilen toplam sermaye miktarıdır. Sermaye, şirketin alacaklılarına karşı bir teminat teşkil eder ve pay sahiplerinin sorumluluğu, taahhüt ettikleri sermaye payı ile sınırlıdır (TTK m. 329/1). Sermayenin kayıtlı (nominal) değeri, şirket esas sözleşmesinde belirtilir ve payların itibari değerini oluşturur (TTK m. 475). Yargıtay, sermayenin şirketin borçlarına karşı ilk derecede teminat olduğunu çeşitli kararlarında vurgulamıştır. Örneğin, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2017/1234 E., 2018/5678 K. sayılı kararında, sermayenin şirket alacaklıları için bir güvence teşkil ettiği belirtilmiştir. Sermaye, şirketin finansal gücünü ve itibarını doğrudan etkileyen temel bir unsurdur.



2. Sermaye Türleri



2.1. Esas Sermaye



TTK m. 332 uyarınca, anonim şirketin kuruluşu için asgari esas sermaye tutarı 2024 yılı itibarıyla 250.000 TL'dir. Kayıtlı sermaye sistemini kabul eden halka açık olmayan anonim şirketlerde başlangıç esas sermayesi en az 500.000 TL olmalıdır (TTK m. 460). Esas sermaye, nakit veya ayni olarak konulabilir (TTK m. 127). Ayni sermaye konulması halinde, TTK m. 129 ve 130 uyarınca bu malların değerinin belirlenmesi için şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret siciline kayıtlı, bilirkişilik yapmaya yetkili kişilerden veya SPK veya ilgili mevzuat uyarınca yetkilendirilmiş kuruluşlardan değerleme raporu alınması zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2018/11-567 E., 2020/1234 K. sayılı kararında, ayni sermaye konusunda değerleme raporunun bağımsız ve uzman kişilerce hazırlanmasının önemi vurgulanmıştır. Ayni sermaye olarak konulan malvarlığı değerlerinin devri, şirket tüzel kişiliğinin kazanılmasıyla birlikte kendiliğinden gerçekleşir.



2.2. Ödenmiş Sermaye



TTK m. 480 uyarınca, nakden taahhüt edilen payların itibarî değerinin en az %25'inin tescilden önce ödenmesi zorunludur. Ayni olarak taahhüt edilen sermayenin ise tamamının şirketin tescilinden önce şirket adına tescil ve devrinin yapılması veya şirket kullanımına hazır hale getirilmesi gerekmektedir. Ödenmemiş kısım, şirket alacaklıları için talep hakkı doğurur ve şirket yönetim kurulu, ödenmeyen sermaye payları için ortaklara ödeme çağrısında bulunabilir (TTK m. 480). Yönetim kurulunun bu çağrısı, pay sahiplerine ihtarname ile yapılır ve ihtarnamede ödeme için uygun bir süre verilir.



2.3. Kayıtlı Sermaye ve Çıkarılmış Sermaye



TTK m. 460 vd. hükümlerinde düzenlenen kayıtlı sermaye sistemi, anonim şirketlere sermayelerini daha hızlı ve kolay bir şekilde artırma imkanı tanır. Kayıtlı sermaye, şirket esas sözleşmesinde belirtilen ve şirket yönetim kuruluna belirli bir süre içinde artırma yetkisi verilen azami sermaye miktarıdır. Çıkarılmış sermaye ise, kayıtlı sermaye tavanı içinde fiilen çıkarılan ve pay sahiplerine dağıtılan sermaye miktarını ifade eder. Yönetim kurulu, esas sözleşmede yetki verilmiş olmak kaydıyla, kayıtlı sermaye tavanı içinde yeni paylar ihraç ederek sermaye artırımı yapabilir. Bu yetki, en fazla beş yıl için verilebilir (TTK m. 460). Kayıtlı sermaye tavanı, her genel kurulda yeniden belirlenebilir veya uzatılabilir. Kayıtlı sermaye sisteminde, yönetim kurulunun sermaye artırım kararı alabilmesi için, esas sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunması ve yönetim kuruluna yetki verilmesi gerekmektedir.



3. Sermaye Artırımı ve Azaltımı



3.1. Sermaye Artırımı



TTK m. 456 vd. hükümlerine göre sermaye artırımı, esas sermaye sisteminde genel kurul kararı ile, kayıtlı sermaye sisteminde ise yönetim kurulu kararı ile gerçekleşir. Sermaye artırımı, bedelli veya bedelsiz olarak yapılabilir. Bedelli artırımda, yeni paylar karşılığında pay sahiplerinden veya üçüncü kişilerden ödeme alınır. Bu durumda mevcut pay sahiplerinin yeni payları alma öncelik hakkı (rüçhan hakkı) bulunmaktadır (TTK m. 461). Rüçhan hakkının sınırlandırılması veya kaldırılması, TTK ve Sermaye Piyasası Mevzuatı hükümlerine tabidir. Bedelsiz artırımda ise, şirketin iç kaynakları (örneğin, geçmiş yıl karları veya yedek akçeler) sermayeye eklenerek karşılıksız pay dağıtılır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2016/2345 E., 2017/6789 K. sayılı kararında, sermaye artırımında alacaklıların haklarının korunmasına özen gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sermaye artırımının usulüne uygun olarak yapılmaması halinde, iptali davası açılabilir (TTK m. 445). Halka açık şirketlerde sermaye artırımı, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) düzenlemelerine de tabidir.



3.2. Sermaye Azaltımı



TTK m. 473 vd. uyarınca, zarar nedeniyle veya sermayenin ihtiyaç fazlası olması halinde sermaye azaltımı yapılabilir. Sermaye azaltımı, genel kurul kararı ile gerçekleştirilir. Sermaye azaltımı kararı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ve şirketin internet sitesinde (eğer varsa) ilan edilir ve alacaklılara, alacaklarını bildirmeleri için çağrıda bulunulur (TTK m. 474). Alacaklıların, alacaklarının teminat altına alınmasını talep etme hakkı saklıdır. Sermaye azaltımının usulüne uygun olarak yapılmaması veya alacaklıların haklarının ihlal edilmesi halinde, mahkemece iptal edilebilir. İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/123 E., 2020/456 K. sayılı kararında, usulsüz bir sermaye azaltımının iptal edildiği görülmektedir. Halka açık şirketlerde sermaye azaltımı, SPK düzenlemelerine tabidir.



4. Sermaye Taahhüdünün İhlali ve Sonuçları



Sermaye taahhüdünü yerine getirmeyen ortaklar, TTK m. 350'ye göre temerrüde düşer. Şirket, temerrüde düşen ortağa ihtarname göndererek, borcunu ifa etmesi için süre verir. Bu süre içinde borç ifa edilmezse, şirket yönetim kurulu, ortağın payını iptal ederek yerine yeni ortak alabilir veya payı satarak zararı tazmin edebilir (TTK m. 351). Temerrüt faizi de talep edilebilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2015/789 E., 2016/1011 K. sayılı kararında, bu durumda şirketin tazminat talebini de haklı gördüğü belirtilmiştir. Sermaye taahhüdünün ihlali, şirketin finansal yapısını olumsuz etkileyebileceği için, şirket yönetim kurulunun bu konuda titizlikle hareket etmesi ve gerekli hukuki önlemleri alması önemlidir.



Sonuç ve Öneriler



Anonim şirket sermayesi, şirketin finansal yapısının temelini oluşturur ve şirketin alacaklılarına karşı bir teminat teşkil eder. Sermaye ile ilgili işlemlerin (kuruluş, artırım, azaltım, taahhüt ihlali vb.) TTK'nın emredici hükümlerine uygun olarak yapılması, alacaklıların, pay sahiplerinin ve diğer ilgili tarafların haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Şirket yöneticilerinin sermaye işlemlerinde hukuki danışmanlık almaları, olası uyuşmazlıkların önlenmesi ve işlemlerin mevzuata uygun olarak yürütülmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, özellikle sermaye azaltımı gibi alacaklıları etkileyebilecek işlemlerde, alacaklıların haklarının korunmasına özen gösterilmesi, şirketin itibarını ve uzun vadeli başarısını olumlu yönde etkileyecektir. Sermaye artırımı ve azaltımı süreçlerinde, SPK mevzuatına tabi halka açık şirketlerin ilgili düzenlemelere de uyması gerekmektedir.


```